Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur - şeytan sizden birine gelir ve ona " göğü kim yarattı" diye sorar o kimse de - Allah der. Şeytan daha sonra - yeri kim yarattı, diye sorar. Adam - Allah,diye cevab verir. Akabinde şeytan -(hâşâ) Allah'ı kim yarattı, der. Devamla Resulullah (sav) - sizden biri bu konuda (menfi) birşey hissederse " Allah'a ve Resulu ne iman ettim " desin.. buyurdu
Bil ki, dilin şerrinden kurtulmanın en kestirme yolu sükûttur. Bu sebeple, İslâm sükûtu övmüş ve Allah Resulü [s.a.v] şöyle buyurmuştur: مَنْ صَمَتَ نَجَا. "Kim sükût ederse, selamet bulur."
Reklam
❝ Güzel Dost İçin Bir araya Gelmek İmanın Tadını Bulmaktır..
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsede şu üç haslet tam olarak bulunursa imanın tadını duyar: Allah ve Resulü'nü her şeyden çok sevmek, sevdiği kimseyi sırf Allah için sevmek, küfürden kurtulduktan sonra tekrar küfre sapmayı ateşe atılmış olmak gibi kötü görmek."
Sayfa 174Kitabı okudu
Enes b. Målik (ra)'dan nakledildiğine göre Allah Resülü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Üç şey vardır ki; bunlar kimde bulunursa o kişi imanın tadını alır: Allah ve Resûlü (s.a.v)'i her şeyden çok sevmek. Sevdiğini sadece Allah için sevmek. Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak kadar korkunç ve tehlikeli görmek" (el- Buhari, "Îman", 14: "İkrah", 1; "Edeb", 42; Müslim, "Îmân" Ayrıca bkz. et-Tirmizi, “İmân", 10 [2624]). Bu hadisin şerhi bağlamında Muhammed Taki Osmani Inamu'l-Bari adlı eserinde şöyle dedi: "Bir şeyin tatlı olması kelimenin tam anlamıyla onun şekerli olduğu anlamına gelir. Ancak buradaki "tat"tan kasit seker ve melas değildir. İmanın gerekliliklerini yerine getiren kişinin karşılaştığı zorluklardan zevk ve keyif almasıdır. Bu zorluklara katlanmak artık o kişi için keyifli ve zevklidir. Allah'ın emirlerini yerine getirmekten dolayı duyulan haz, neşe ve memnuniyet dünyevi zevkleri aşan bir şeydir. Bu, Allah'ın ancak seçkin kullarına bahşettiği bir hâldir. İmanın tadı denilen şey de budur."
Muaz'ın (r.a.) rivayet ettiği hadiste Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Melikinizin (Rabbinizin) katında, derecenizi en ulvi yapan, sizi en temiz kılan ve sizin için altın ve gümüş tasadduk etmekten daha hayırlı olan, Allah yolunda savaşa çıkıp da düşmanlarla kıyasıya savaşmaktan bile daha üstün olan iyi amelinizi size bildireyim mi?" (Sahabe): 'Evet' dediler. Allah Resulü: 'Allah'ı zikretmektir.' buyurdu. Tirmizi, 3377
Hz. Enes (r.a) dedi ki: Hz. Peygamber [s.a.v] bir gün oruç tutmayı emrederek şöyle buyurmuştur: "Sakın ben kendisine izin vermedikçe hiçbir kimse iftar etmesin." Bunun üzerine halk oruç tutup akşamladı. İftar zamanı kişi gelir ve 'Ey Allah'ın Resulü. Ben bugünü oruçlu geçirdim. İftar için bana izin ver' derdi. Hz.
Reklam
Hadis-i Şerif
Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah, müslümanın kanını, malını ve ona kötü zan beslenilmesini haram kılmıştır."
Sayfa 192 - Semerkand AileKitabı okudu
Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Sevdiğiniz hastanızı zararlı yiyeceklerden uzak tuttuğunuz gibi, Allah Teâlâ da sevdiği bazı kullarını dünya nimetlerinden uzak tutar."' (Hâkim, Tirmizî).
Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadiste keza Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Şu, muhakkak onun için dar bir geçim vardır ve kıyamet gününde de biz onu kör olarak haşredeceğiz" mealindeki ayet kim hakkında nazil oldu bilir misiniz? Ve dar geçimin ne olduğunu bilir misiniz? diye sordu. Sahabeler: - Allah ile Resülü en iyisini bilir, dediler. Resûl-i Ekrem: - O, kafirin kabrindeki azabı (hakkında nazil olmuştur. Ve hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki o, kâfire (kahrinde) doksan dokuz tinnin musallat edilir. Tinnin nedir bilir misiniz? Doksan dokuz yılandır ve her yılanın dokuz başı vardır ki, kıyamet gününe kadar kafirin vücudunu ısırıp sokarlar ve şişirirler. Ve o kabrinden mahşer yerine de kör olarak haşredilir, buyurdu.
Sayfa 123 - Bedir Yayınları
Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Sözünün fazlasını tutup malının fazlasını verene ne mutlu!" Fakat ne yazık ki, insanlar mutluluk kazandıran bu durumu tersine çevirmişlerdir. Çünkü onlar mallarının fazlasını tutar sözlerinin fazlasını konuşurlar!
Reklam
Resulü Ekrem (s.a.v) Efendimiz Lokman Hekim'in oğluna şöyle bir öğüt vermiş olduğunu hikâye buyurmuştur: “Oğulcağızım! Alimlerin meclislerine devam et, hikmet sahibi kimselerin sözlerini dinle. Çünkü Allah Teâlâ, yer yüzünü ince yağmur ile dirilttiği gibi, ölü bir kalbi de şüphe yok ki hikmet nuru ile diriltir...”
Muvatta; İlim:1; No:1940; 1/478. Taberani, el-Mu'cemul Kebir; No: 7810; 8/199. Deylemi, Firdevs; No:4550; 3/196. |Kitabı okudu
Allah Resulü [s.a.v] şöyle buyurmuştur: “İki kişinin veya belirli sayıdaki bir topluluğun kendi aralarındaki konuşmaları, gizli tutulması gereken bir emanettir.”
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.