Kur’an’da zulmün ne olduğu hükmü vardır. Zalimlerin bazılarının isimleri vardır. Yaptıkları zulümlerin bazılarının tarifi vardır. İnsanın kendisine zulmetmesinin ne demek olduğu vardır. Zulm; bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koyma demektir. Bu ifade geneldir. Bu ifadeden hareketle, bir hakkı müstehakından başkasına verme anlamına da gelir. Örneğin, canı veren Allah’tır ve yine verdiği canı almak hakkı da yalnızca esas itibariyle O’na aittir. Gerçek bu iken, bir insan bir başkasını öldürürse bu zulümdür. Kendi nefsini keşişlik, riyazet ve intihar yoluyla öldürmesi de zulümdür. Canı alıcı olan Allah’ın yerine insanın kendisini koyması demektir bir başkasını öldürme. Bu itibarla da zulümdür. Rızk’a Allah kefildir. Bir insan, müşteri veliyyinimetimdir diye inanıyorsa, müşteriyi Allah’ın yerine koyuyor demektir ki zulümdür. Bunu çoğaltmak, birçok alanlarda örnekler vermek mümkündür. Kur’an’daki gerçekler bize bu hususta yol göstericidir. Bir insanın ne gibi durumlarda öldürülebileceğini, yine ona canını veren belirlemelidir. Hak budur. Bu hak olunca da O’nun belirlediği ölüm nedenleri sabit olduğunda bir insanın hayatına son vermek zulüm olmaz, hak(adalet) olur. Çünkü, birisinin emanet olarak verdiğini alması zulüm olamaz ancak hak olabilir.
Ercüment ÖZKAN