"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı.
Allah'ın bana söylediği ilk soru şuydu. 'İnsanın kalbine ne hükmeder?' ve anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder. ikinci soru ise 'İnsana ne verilmemiştir ? ' İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir. ve üçüncü soru ise 'İnsan ne ile yaşar?' ve anladım ki İnsanın elinde hiç bir şey olmasa bile Allah sevgisi olsun yeter. Yani insan Allah'a inanmadan yaşayamaz..
Bu yaz tatilinde çok eskiden okuduğum kitapları tekrar okudum. İnsan Neyle Yaşar da bunlar arasında. Rus yazarlarından dünya edebiyatına en kıymetli klasikleri kazandıran Tolstoy' un en popüler kitaplarından biri.
İnsan niçin yaşar diye sorsak hemen hemen herkesin cevabı birbirine yakındır. İnsan ailesi, anne-babası, eşi, çocukları için yaşar.
Dünya tarihindeki en önemli Rus yazarları arasında yer alan Tolstoy... Aristokrat bir ailenin ferdi olan yazar, aile konağında meydana geldi. Para durumları iyiydi, Dostoyevski gibi yokluktan gelmiş bir yazar değil kendisi; ancak aile durumları hiç de iç açıcı değil. 2 yaşında(1930) annesini, 9 yaşında(1937) babasını kaybediyor. Çok iç açıcı bir
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 01 ARALIK
BİTİŞ TARİHİ: 17 ARALIK
Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana
tesir edecek hangi güç vardır?
O güçlü, yenilmez insan,
Ömer hayyam İslam'ın ileri döneminde yaşamış rubai türünün mimari şair ve bilim insanıdır.
Kitabı tek cümle ile özetleyecek olursam Allah korkusunu Allah sevgisi ile değiştirmiş biri görüyorum. Yer yer bize ağır gelebilecek yerler olsada samimiyet taşıyor mısralardan. Şarabı seven biri iseniz hayyamin rubaileri eşliğinde bir daha için derim. Mekan arıyorsanız Diyarbakır da Sülüklü handa okuyup transa geçebilirsiniz :)
"Bu fotograf ve altında ki yazı benim eski bir anımı hatırlattı ; Arabamı, bi günlüğüne araba ihtiyacı olan arkadaşıma vermiştim. Bir gece yarısı yolda yürüyorum evime doğru, yol kenarında dilenen yaşlı bir amca gördüm. Kış günü ve üzerinde mont yok. Para vermeye karşı olduğum için, üstümde ki montu çıkarıp, verdim. Evimin önüne geldiğimde,
Sağlık uyarısı!! Uzun bir yazı, ben uyarımı yapayım da sonra “gözüm senin yüzünden bozuldu” deyip tedavi masraflarını ödetmeye kalkarsanız karışmam! Hiç okumamak seçeneğine de sahipsiniz, sağlık söz konusu, doktor tavsiyesi ile okumayacak olanlara hak veririm. Herkes kendince ölçsün: Kitabı yeniden yazmaya niyetlenip yarı yolda vazgeçmişim gibimsi
İlk kez bir inceleme yazısını yazmakta bu kadar zorlanıyorum. Sanki yazacağım kelimelerin yetersizliği ilk kez bu kadar derinden çarpacak yüzüme gibi hissediyorum. Bu hissimin sebebi bu eserin içindeki ruhun güzelliği. Hani bazı kitaplar vardır kelimelerin gidişatına hayran kalırsınız, cümleler oya gibi işlenmiştir ve o kitapta en olmadık şey bile
Adı bilinmeyen ülkeden hepinize merhaba. Size eflatun bir zarf getirdim. Açıp açmamak size kalmış. Ama isterseniz önce bi şunu okuyun sonra karar verirsiniz.
Hayranları iyi bilir Saramago kural tanımaz. Onun için kurallar çiğnenmek için konmuştur. Tanıştığımız insana sorduğumuz ilk şeyi yani isimleri ortadan kaldırmıştır. Böylelikle insanın