Şöyle demişlerdir: Allah Teâlâ Hz. Mûsâ’ya bin sûreden oluşan ve her bir sûresi bin âyet olan Tevrat’ı indirdiği zaman Hz. Mûsâ, “Ey Rabbim! Kim bu
kitabı okuyup ezberlemeye güç yetirebilir ki?” demiş, Allah da “Ben bundan
daha büyük bir kitap indireceğim"buyurmuştur. Hz. Mûsâ, “Kime indireceksin Ey Rabbim!” diye sorunca, “Nebîlerin sonuncusuna” buyurmuştur. Hz. Mûsâ, “Onun ümmetinin ömürleri kısa iken bunu nasıl okuyacaklar?” diye sorunca, “Ben onlara onu öyle kolaylaştıracağım ki çocukları bile okuyabilecek.” buyurmuştur. Hz. Mûsâ, “Ey Rabbim! Bunu nasıl yapacaksın?” diye sorunca Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ben semadan yere yüz otuz kitap indirdim: Beş’i Şît’e, otuzu İdrîs’e, yirmisi İbrâhim’e, Tevrat sana, Zebûr Dâvûd’a, İncil Îsâ’ya. Bu kitaplarda olacakları zikrettim ve bunların hepsinin mânalarını Muhammed aleyhisselâmın kitabında zikrettim, bütün bunları yüz on dört sûrede topladım. Bu sûreleri on cüzde, cüzleri de yedişer bölümde topladım. Bu yedişerlik bölümlerin mânalarını da yedi âyette, yani Fâtiha sûresinde topladım. Sonra onun mânasını da yedi harfte yani bismillah harflerinde, bunların hepsini de “Elif lâm mîm”in elif harfinde topladım ve sonra Bakara sûresine “Elif lâm mîm” ile başladım.