Çünkü O'nunla konuşmayı seviyordum. O'na bir şeyi anlatabilmek için özenli cümlelerle çabalamam gerekmiyordu, bazen dakikalarca konuşarak bazen de yalnızca susarak konuşuyordum onunla. Bazen hararetle, "Allah'ım!" diye başlıyordum cümleye, sonra içimden susmak geliyordu ve biliyordum, sussam da biliyordu. Beni tanıyordu, beni benden iyi biliyordu.