Ömer Hayyam'ı ilk ortaokulda Amin Maalouf Semerkant kitabını okurken tanıdım. O zamandan beri aklımda hep ama Allah'la kendi dilince konuşması beni biraz geri çekmişti kendinden. Taa ki bugün bu kitabı okuyana kadar.
Kitap oldukça kinayeli ama o kadar da hak verdiğim dörtlükler oldu. Anlayana mesaj çok. Altını çize çize ilerledim, her çizdiği cümlenin altında ne mâna var diye düşünerek ilerledim.
Sadece şarap içip onu güzelleştirmemiştir. Bazı dinciler Hayyam'ı öyle tanımlıyor ama o kendi yaşadığı dönemin çok çok ötesinde yaşamış ve kendi dünya görüşlerini farklı farklı pencerelerden bize göstermiştir..
Son olarak ben bu dizeleri okudukça anladım ki 1000 yıl önceki dünya da dinciler de aynıymış.
.
Veee kitabını sonundaki bu dizelerle incelememi bitirmek istiyorum.
.
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düș, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi,
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal makal, dedi
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi
Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin, dedim;