Allah’ın fidan kulları!
Soğuk ve karlı bir kuş mevsimi,yerler buz tutmuş, hafif hafif serpilen kar taneleri altında bir kağnı arabası ilerliyor. Üzerinde top mermileri sıra sıra dizili. Gacır gacır ses çıkaran kağnı arabası önünde ihtiyar bir ana, sırtında bir çocuk, ayakları yalın. Çocuğun üzerinden yorganı alarak top mermilerinin üzerine örten arabaya koşulan öküzlerden biri öldüğünden; boyunduruk altında öküze eşlik eden analar anası! Kumandan Mustafa Necati, anaya yaklaşıp “Uzaktan seni takip ediyorum. Ayakların yalın,çocuğun ve sen hasta olabilirsin. Buna rağmen neden o yorganı gidip de mermilerin üstüne serdin?” diye sorunca, “Ben ve sırtımdaki torunum hasta olabiliriz, hatta ölebiliriz de. Arabada bulunan mermiler millet malıdır,düşmana atılmak üzere cepheye götürülüyor. Aman millet malı nem kapmasın” diyen ananın evlatları! Allah’ın fidan kulları! Allah’ın aynı dalda açan çiçekleri!