Hz. Peygamber şöyle buyurmuş:
"Rabbim bana dokuz ahlâkla ahlâklanmamı, dokuz hasleti, dokuz huyu ahlâk edinmemi emrediyor. Ben de size ey ümmetim, bu dokuz huyu ahlâk edinmenizi emrediyorum.
Birinci haslet: "Haşyetu'llah."
Gerek vahdette, gerek kesrette Allah'dan korkacaksın. Gerek yalnız başına kaldığında ve gerek halkın
Hz. Peygamber şöyle buyurmuş: "Rabbim bana dokuz ahlâkla ahlâklanmamı, dokuz hasleti, dokuz huyu ahlâk edinmemi emrediyor. Ben de size ey ümmetim, bu dokuz huyu ahlâk edinmenizi emrediyorum. Birinci haslet: "Haşyetu'llah." Gerek vahdette, gerek kesrette Allah'dan korkacaksın. Gerek yalnız başına kaldığında ve gerek halkın arasında,
Resûl-i Ekrem'in irtihalinin ardından, halife seçilen Hz. Ebubekir hüzünle cemaatin karşısına çıktı. Hep Allah Resûlü'nün yanı başında olmuştu. Şimdi O yoktu; fakat O'nun ölümsüz davası ve mesajı vardı.
-Düşündüm ki dedi. "Yüce Allah beni yaratırken babama sormadı. Ben O'nun dinini kabul etmek için neden gidip babama danışayım ki?"
Bu anlamlı sözlerden son derece memnun oldu Efendimiz (S.A.V). Sevgiyle kucaklayıp:
-Sana yakışan, senden beklediğim de buydu zaten Ali, dedi ışıldayan alnından öperken.
Yüce Ali'nin yüreği sevinçle dolmuştu. Minik ellerini Efendimize uzattı:
-Anlat bana ey Allah'ın Resûlü! Dinini anlat, dedi heyecandan titreyen sesiyle.
Efendimiz tertemiz saçlarını okşadı ve mis kokan alnından öperek yeni dinini anlattı ona.
Hz. Ali de o an iman etti ve ilk Müslüman Çocuk olma şerefine erdi.
Haffaf üzüntüyle:
— «Ben Allah'ın Resûlü'nün bu kadar işkenceyi nasıl olup da kendi kabilesinden gördüğüne şaşıyorum?» dedi.
Ebuzer cevap verdi:
— Şaşıracak bir şey yok!.. Çoban kavalını gelmeyen tarafa çalar...