Ebû Ümâme (radıyallahu 'anh] anlatıyor: Resûlullah (sallallahu 'aleyhi ve sellem] şöyle buyurdular: "Kim yeminiyle bir müslümanın hakkını alırsa, Allah ona cehennemi vacip kılar ve cenneti haram kılar." Ashab, "Peki ey Allah'ın Resûlü! Bu hak az bir şey ise ne olacak?" diye sorduklarında, "Misvak ağacından bir parça bile olsa.." buyurdular. Müslim, İman, 61
Sayfa 378
Bakara Suresi
Bakara sûresi, Kur'an'ın en uzun süresidir. Bu sûre, Medine'de inen diğer sûreler gibi teşri (hukuk) yönü ağır basan sûrelerdendir. Medine'de inen sûreler, genellikle müslümanların sosyal hayatlarında ihtiyaç duyduk­ları prensipleri ve hukukî esasları ihtiva eder. Bu mübarek sûre itikat, ibadet, muamelât, ahlak, evlenme,
Reklam
Allah'ın Resûlü kendi nefsi için asla intikam almazdı. Ancak Allah'ın ölçüleri ihlal edilince gereğini de Allah için yapardı.
İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'ûd der ki: "Allah'ın, göğsünü İslâm'a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir"² âyetini okuyunca: "Ey Allah'ın Resûlü! Göğüs nasıl genişler?" diye sorduk. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Kalbe nur girip yayıldığı zaman genişler" buyurunca, biz: "Ey Allah'ın Resûlü! Bunun alâmeti nedir?" diye sorduk. Bunun üzerine Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem): "Ebedilik yurduna yönelmek, aldatıcı yurttan uzaklaşmak ve ölüm başa gelmeden ona hazırlanmaktır" buyurdu.³ Hakîm et-Tirmizî'nin Nevâdiru'l-Usûl'da İbn Ömer'den bildirdiğine göre bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü! Hangi mümin daha güzeldir?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Aralarında ölümü en çok hatırlayan, onun için en güzel hazırlanandır. Nur kalbe girdi mi kalb genişler ve açılır" cevabını verince, sahabe: "Ey Allah'ın peygamberi! Bunun alameti nedir?" diye sordular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: "Ebedilik yurduna yönelmek, aldanış yurdundan uzaklaşmak ve ölüm başa gelmeden ona hazırlanmaktır."4
Sayfa 592 - Ocak Yayıncılık 1.baskı Kasım 2012 istanbulKitabı okuyor
Hz. Aişe (r.a.) bu durumu şöyle aktarır: Nebî (s.a.v.) gece rekâtında namazına kalkar, ayakları çatlayıncaya kadar kıyamda dururdu. lediği de Bunun üzerine ben de ona: "Ey Allah'ın Resûlü! Allah Teâlâ senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde neden böyle yapıyorsun?" diye sormuştum. O da: "Rabbine şükreden bir kul olmayı istemeyeyim mi?" diyerek cevap vermişti.
Sayfa 131
Göz ağlar kalp üzülür
Resûlullah (sav) oğlu İbrahim vefat ettiği zaman ağlamıştı. Abdurrahman (ra) bunu görünce, - Ey Allah'ın Resûlü! Siz ağlıyorsunuz!Hâlbuki siz ölenin ardından ağlamayı yasak etmemiş miydiniz? dedi.Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: - Hayır! Ben sadece ağıt yakmayı ve feryat etmeyi yasakladım.Bu ikisi hem günah hem de ahmakçadır.Bu hususta yasakladığım diğer şeyler ise,yüzü tırmalamak,yaka paçayı yırtmak,şeytanca gürültü çıkarmak, ağıt yakmaktır.Bunlar boş şeylerdir. Şeytanın çalgısıdır.Benim bu yaptığım ise merhamettir.Allah (cc) onu merhametlilerin kalplerine koymuştur.Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.Göz ağlar, kalp üzülür,ancak biz Rabbimizin razı olmayacağı sözleri söylemeyiz."
Tirmizi,nr.1005Kitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.