Allah'tan ümit kesme. O her derde deva, her hastalığa şifa verir, her kulunun imdadına yetişir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Devrde sakıyan-ı zehr-i minnet ber-murad olsun Bizi kat'-I reca bahşıyla memnun eylemişlerdir Sakıyan:sakiler, içki(mecazen nimet) sunanlar. Ber-murad:murada ermiş Kat'-I reca: ümit kesme Zamanede başa kalkarak nimet sunanlar var ancak ben onlar için hayırlar diliyorum. Çünkü benim, insanlardan bir şey beklemenin yanlışlığına kat'i kanaat edinmeme sebep oldular; böylelikle yalnızca Allah'tan nimet beklemeyi ve yalnız ona yönelmeyi öğrendim. Hürriyetime kavuştum. Kötü komşu mal sahibi yaptı yani, Allah onlardan razı olsun....
Reklam
TEVBE SADECE ALLAH'A YAPILIR
İmam Ahmed rahimehullah Musnedin'de şöyle nakletmiştir: "Günah işlemiş bir adam Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına getirildi. O'nun önünde durduğu vakit dedi ki: 'Allah'ım ben Sana tevbe ediyorum, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e tevbe etmiyorum!' Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: 'O hakkın sahibini bildi.' buyurdu." 📚İmam Ahmed Musned 3/435; Hakim Mustedrek'te Senedi sahih olduğunu söyleyerek nakletmiştir 4/255 Bu hadis Allah'ın hakkı olan bir şeyi Allah'tan başkasına vermenin Allah'a ortak koşmak olduğunu açıkça göstermektedir. Şüphesiz ki her türlü ibadet sadece Allah'a yapılmalıdır. Çünkü Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur. İbadetin tamamı Allah'a yapılır. Dua, tevekkül, sığınma, tevbe, korku, ümit, yardım isteme, kurban kesme, adak adamak, kanun koyma/egemen olma vb. tüm bunlara hak sahibi olan yalnızca Allah'tır. Bu sözler üzerine iyice düşünün ey akıl sahipleri.
Allah'tan ümit kesme. O her derde deva, her hastalığa şifa verir, her kulunun imdadına yetişir.
Sayfa 103Kitabı okudu
SAKIN ALLAH'TAN ÜMİT KESME!
Enes radıyallahu anh, ben Resûlullah (ﷺ)'i şöyle buyururken dinledim, dedi: "Allah Teâlâ: Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat bana hiçbir şeyi ortak tutmamış, şirke bulaşmamış olsan, ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım" buyurmuştur. (Tirmizî, Daavât 98)
"Ey gafil dedi, Hakk'tan ümit kesme! Daima onun lütfunu dile, ondan kerem ve ihsan iste. Az bir şeyden ürker de hemen kalkanını atarsan işin zorlaşır. Ey hakikatten haberi olmayan! Tövbe eden kişiyi Allah kabul etmeseydi her gece ona nimetler mi yollardı? Günah ettiysen tövbe kapısı açık, tövbe et; bu kapı kapanmaz! Bu yola bir an olsun doğrulukla gelirsen daimî olarak yüzlerce lütuf ve ihsanla karşılanırsın!"
Reklam
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.