Tertipsiz bir başlangıç bu yine. Beklenmeyen bir sıkıntı değil duyulan veya gidilen yolların ulvi bir amacı yok. Bu devrin tüm hissiyatı derdest edilmiş ve kalıp gibi dökme duygular, öyle ağır duygular ki, kimsenin içinde kıpraşmıyor artık. Bir sonraki bardak için şimdiden teşekkür ederim. İnceliğin doğurduğu sahici kıvranışlar ve yürümek istekleri olmadığı gibi, karar almak boka selam vermek kıvamında artık. Özür dilerim. İki adım sağa ve tekrar sola. Şimdi bir kadın, dinç ve başarılı sergiliyor kendini. Canice değil sevgimiz, fakat bir anlamı da yok. Yani yarını ve dünü birbirine bağlamayan bir anlam bu. Düzenli bir zırva ve umursamazlık, ağaç altlarında veya gürültülü lokantalarda mide bulandırırken kısa süreli hazlar vermiyor değil. Renkleri ve detayları abartmak bir anlayışın kollarını ve boynunu yaralaması gibi. Bir ruh işi ve kesinlikle gizemli veya anlaşılmaz değil. Belki sadece tarif edilemez. Burası insanların acziyeti ve kibri ile kaplanmış bir fırın tepsisi gibi. Gittikçe ısınıyor, ısınıyor ve sonra patlıyor. Şarkılar ispatlıyor. Diş izleri, mideler ve bağırsaklar, detaylar detaylar...
Baban, Cemil Gezmiş
“Oğlum Deniz, 12 Ocak’tan beri Türkiye radyolarında ve basında banka soygunu ile ilgili haberleri büyük bir üzüntü içinde takip ediyorum. Kendi kendime bu suçun faili olup olamayacağını düşünüyorum ve bunun için çok önceleri yeniden yaşamış gibi canlandırıyorum hayalimde. Karlı bir şubat sabahı Ayaş’ta dünyaya gözlerini açtığın zaman ilk işin
Reklam
Velayet-i Fakih (Fakih’in velayeti veya yönetimi) ilkesi İran İslam Cumhuriyetinin temelini teşkil eden kuruma ve kurumun başında bulunan Veliy-i Fakih’e işaret eden bir kavramdır. Fakihlerin yönetimi teorisi, esas olarak Şii İslam anlayışı ile Sünni İslam anlayışı arasındaki temel farktan ve Şiiliğin Sünnilikten ayrıldığı noktadan mülhem ortaya
Sayfa 52 - Velayet-i Fakih: Makam-ı Muazzam-ı Rehberi (Büyük Önderlik Makamı)Kitabı okudu
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
Mobbing Bank Diyor ki;
Özelleştirme İhanetinin Bize Verdiği Ders Özelleştirmelerin ne demek olduğunu düşman ile yeniden savaşmak ve sattığımız kurumları geri almak zorunda kaldığımız da anlayacağız. Toplumların hayatında neler yaşanacağını önceden öngörmek hem kolay hem de zordur. Düşman ile işbirliği içinde olanların bunun anlaşılmaması adına maddi olanakları
Bir zamanlar Basra vilayetinin halkı İbrahim-i Edhem hazretlerine müracaat ederek dualarının kabul olunmadığından şikayet etmişler. "Halbuki Cenâb-ı Hakk'ın duaların kabul olunacağına dair sözü vardır." demişler. İbrahim-i Edhem hazretleri cevaben şöyle buyurmuşlar: "On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüştür. Tabiatiyle
Sayfa 46 - Server yayınları (1.cilt)Kitabı okuyor
Reklam
Yeni güç, zaman ile de yeni bir iliski demekti. Faiz karsiligi borç para vermek kilise tarafindan "dogadan aykiri" kabul ediliyordu: Dogal olarak para,çalışabilen ya da ürün verebilen bir sermaye degil, gerekli seyleri satin almak için bir degis tokus araciydi.
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Kim dilini ağzından çıkarırken kafasını kaldırıp bakış­ larını Jake’e kilitledi ve penisinin ucunu yaladı. Jake’in tüm vücudu bir titreme ile sarsılmıştı ve kalçaları yataktan havaya kalkmıştı. Kadın geri çekildiğinde adamın tek yapabildiği yalvarmaktı. Bekleme işinin bu kadar zehirleyici olduğunu hiç düşünmemişti. Sonrasında kadının sıcak
Sayfa 240
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Reklam
Ne olursa olsun ekonomik zorunluluk artık yadsınmasa bile, sonuçları Marx’ın tasarladığı sonuçlar değil. Ekonomik yönden, kapitalizm birikim olgusu dolayısıyla ezicidir. Varlığı ile ezer, varlığını artırmak için biriktirir, bir o kadar da kötüye kullanır ve o ölçüde daha çok biriktirir. Marx bu cehennemsi döngü için devrimden başka bir son
Dünyada geçireceğimiz zamanı kullanmanın en iyi yolu bu mu? Zaten yoğun, sürdürülebilir olmayan ve bizleri tatmin etmeyen yaşam biçimlerimizi daha verimli hale getirebilmek için mi günlerimizi parçalara bölüyoruz? Herkesin para kazanması gerekiyor, ama bu süreç duyarlılıklarımızı ve daha derin ihtiyaçlarımızın önüne binlerce soyutlama ve dikkat
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Fenerbahçe
O maçın sonrasında Rüştü Dağlaroğlu ve birkaç Fenerbahçe futbolcu Sıkıyönetim Komutanlığı ifadeye çağrılır. Rüştü Bey sorguyu alınınca Albay Emin Alptekin ona şunları söyler “siz ve kulübünüz tehlikeli bir yoldasınız. Pazar günkü spor ve kamu disiplini ile bağlaşmaz olay ve tecavüzler sonrasında bu gidişe kesinlikle son vermek için sert tedbirler
diyeceksin ki “Yüce duygulardan mahrum ve ihtiyaçları hissetmekten uzak yürekler de yok mudur?” O tür yüreklerin sahipleri, hayvancığı üstün gelenler değil midir? Bunları şimdi benden mi öğreneceksin? Bazı insanın maddiyat yönü, maneviyat yönüne üstün gelir. İnsan da bir nevi hayvan değil mi? İnsanı hayvandan ayıran, üstün kılan faziletleri ve övgüye değer güzel huylarıdır. Bu şereften kimi çok pay almış, kimi az. Çok pay almış olanlar insaniyete daha fazla girmiş, öbürleri de derecesine göre yaklaşmış olurlar. Hayvan cinsinden insaniyetle farklılaşan ve ayrışan insanlardaki yürekler, yalnız yaşam gücü olan nefesi alıp vermek gibi maddi bir görevin gerçekleşmesi ile yetinilmezler. Bir manevi gücün de idaresi altında bulunurlar ki bunun gereği, birtakım hisleri dökmek ve ihtiyacını gördüğü duyumlar da almak ister. Bunlardaki his ve hislenmeler onları sevmek ve sevilmek denilen şeye şiddetli ihtiyaçla muhtaç kılmıştır.
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
406 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.