. Yakut Şamanlar’ı, çakmak taşıyla yaktıkları ateşi kutsal sayarlar ve ayinlerde kullanırlardı. Altaylılar'ın ateşe karşı yaptıkları dualarda; ateşi Güneş ve Ay’dan ayrılmış bir parça olarak görürlerdi. Ayrıca ateşin Tanrı Ülgen tarafından gönderildiğine inanırlardı. Ateşi su ile söndürmek, ateşe tükürmek, ateşle oynamak kesin olarak yasaktı. Orta Asya Türkleri'nde çok yaygın olarak, ateşe bakarak kehanette bulunma adetinin varolduğunu da biliyoruz. Örneğin Manas'ın babası Cakıp Han ateşe bakıp, gelinlerinin geleceklerini anlatırdı. Yine bir başka Şamanist inanca göre; ateş her şeyi temizler ve kötü ruhları kovalardı. 6. yüzyılda Batı Gök-Türk hakanına gelen Bizans elçileri ateşler arasından geçirildikten sonra görüşmeye kabul edilmişlerdi. Başkurtlar ve Kazaklar yağlı bir paçavrayı tutuşturup hastanın çevresinde "alas... alas..." diyerek dolaştırırlardı. Buna "alaslama" derlerdi ki, bu kelime Anadolu Türkçesi'nde "alazlama" şeklinde muhafaza edilerek günümüze kadar gelebilmiştir. Ateşte temizlenme anlamına gelen bu kelime, Altay Şamanları'nın dualarında çok sık geçerdi. .
Sayfa 40-41Kitabı okudu
"Türkler bina yaptıkları yere ağaç dikerler. Biz bina yapmak için ağaç söküyoruz." Lecorbusier
Reklam
"Biz Türkler açık sözlüyüzdür. Kendimizi tutamayız. Birbirimizi ne kadar yeni tanımış olsak da, yarım saat geçmeden içimizi döker ve fakat aşk, deriz. Bir saat içinde en gizli aşklarımızı, en mahrem anılarımızı ortaya koyarız."
Sayfa 253Kitabı okudu
Şu çılgın Türkler :)
Biz Türkler açık sözlüyüzdür. Kendimizi tutamayız. Birbirimizi ne kadar yeni tanımış olsak da, yarım saat geçmeden içimizi döker ve fakat aşk, deriz.
Sayfa 253Kitabı okudu
Biz Türkler açık sözlüyüzdür. Kendimizi tutamayız. Birbirimizi ne kadar yeni tanımış olsak da, yarım saat geçmeden içimizi dökeriz.
Sayfa 253Kitabı okudu
sevdiğim karakter...
Yattığı yer kıpkızıl kan olmuştu. Güneye dönük olan yüzü hâlâ gülümsüyordu. Bu gülümseyen yüzde Çinlilerle alay eden, kendi kötü talihlerini yeren, Kara Kağan’a kızan bir anlam vardı. Bu kahkahaların göğe yükseldiği zamandan çok zaman sonra, bir yazıcı, Gök Türklerin torunlarına bildirinceye kadar bu kahkahalar, bu şanlı alay ve şanlı ölüm unutulup gidecekti.
Sayfa 302 - ötüken
Reklam
1.000 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.