Altay Türkleri evrendeki her şeyin kendisine benzediğine İnanır canlı cansız ayrımı yapmaz ağaçlar Güneş Ay Yıldızlar hepsinin bir hayatı vardır doğadaki her şeyin yaşadığına ve doğup öldüğüne inanırlar. Dolayısıyla şamanların "Töz" adını verdiği bu Öz canlı cansız tüm varlıkların yaşaması için gerekli bir kavramdır
Sayfa 9 - HermesKitabı okudu
Altay Türkleri Gök Tanrı’ya “Bay Ülgen” namını verirler. Bu ilah on altıncı kat gökte altın bir taht üzerinde oturur.
Reklam
Tarihlerinin başlangıcında Türklerin kendilerini hangi adla andıkları bilinmemektedir. Çin kaynaklarından başlamak üzere diğer milletler Türkleri çeşitli isimlerle kaydetmişlerdir. "Türk" kelimesinin ilk örnekleri Herodot Tarihi'nde, Targita/Tyrkae; Eski Tevrat'ta “Togarma"; eski Hint kaynaklarında "Turukha/Turuşka /Thrak"; Ön Asya çivi yazılı metinlerde "Turukku"; Çin kaynaklarında M.Ö. I.binlerde "Tik/Ti/Troia şekillerinde tespit edilmiştir.? Akad imparatorlarından, Naram-Sin'e ait M.Ö. 2200'lerde Anadolu'ya yapmış olduğu seferi anlatan ve "Şartamhari Metinleri" adıyla anılan raporda Anadolu'da savaştığı 17 kralı tek tek tanıtırken bunlardan birinin de "Türki Kralı İlşu-Nail" olduğu belirtilmektedir. Bu bilgiden ve arkeolojik bulgulardan günümüzden 3800 yıl önce Türklerin Anadolu'da bulunduklarını ve Türk adıyla anıldıklarını öğreniyoruz. Hint kaynaklarında Turkhara, Tuşara, Taşkara, Truska, onların imla ve telaffuzlarıyla Türk kelimesi karşılığında kullanılmıştır. Ön Asya'da Çivi yazılı kaynaklarda Turukkular, Tevrat'ın İsrail nüshasında Nuh Peygamberin torunu Yafes'in oğlunun adı bugün bizim telaffuzumuz gibi "Türk"tür. "Türk" kelimesi, M.S. 420 tarihli Perslere ait bir metinde Altay kabileleri için kullanılmıştır. Yine 515 tarihli bir metinde cinsi sim olarak "türk-Hun" güçlü ve kudretli Hun anlamında kullanılmış tır. M.S. 7.-8. yüzyıllara ait Orhun Yazıtları'nın Türkçe kısmında bu günkü telaffuzu ile "Türk" şeklinde tek heceli şekli yanında iki heceli "Türük" de kullanılmıştır.
Sayfa 20 - AkçağKitabı okudu
Yakut Türklerinde baş şamanlar 4 tanedir ve her biri bir unsur ile ilişkilidir Yakut şamanları ritüellerinde dört renk 4 unsur 4 yön 7 ve 9 Gök katı 12 takım yıldızı ile bağlantılı sembolizmleri çok kullanırlar. Altay Türkleri merkez sembolizmi ile bağlantılı Sumeru dağı'nı 7 kapılı yer su olarak tanımlar
Sayfa 11 - KriptoKitabı okudu
Eski Türkler şamanlarına kam, oyun, bö, buge, bakşi derlerdi. Altay-Sayan Türkleri şamana daha çok kam/ham/ğam derlerdi. Kamların esas görevi kamlık yapmakla hastayı iyileştirmektir.
Sayfa 167Kitabı okudu
YELBEGEN
Altay Türklerinde devlere Yelbegen denir. Bu devlerin diğerlerinden farkı, ay ve güneş tutulmaları ile doğrudan ilişkileridir. Türkolog Radlof'a göre Yelbegen; insan biçimli, insan yiyen, çok büyük boyutlarda, 3, 7 ya da 12 başı bulunan, siyah ve sarı renklerde devlerin genel adıdır. Güneş ve ay tutulması, Yelbegen'in ayla güneşi yemiş olmasından kaynaklanır. Ay tutulmasından sonra Altay Türkleri "Yine Yelbegen ayı yedi" der. Destanlarda Yelbegen'den şöyle bahsedilir; Yedi başlı Yelbegen adlı büyük dev varmış. Öç alır Ay Güneşten, onları yer yutarmış. Büyük Tanrı Bay-Ülgen, aya bakar sararmış. Ayı bitirip yiyen, bu deve ok atarmış. Dev bazan yıldızları, kovalar götürürmüş. Sonra da parçalarmış, ağzından tükürürmüş. Yıldızlar bu azgından, kaçarmış hep göklere, Dev onları ağzından, saçarmış hep göklere. Başka bir destan ise şu şekilde bahseder; Yedi yolun kavşağında Cer Tekpenek'in dostu Yedi başlı Celbegen Oturmuş yolu bekliyordu. Göğün dibinden Ay kanatlı kuşu geçirmez, Gök dağın aşıdından Dağ hayvanını geçirmezdi. İleri geçenin atını yutar Açgözlü Celbegenmiş. Kulak Lakaplı Devler de nihayetinde birer Yelbegen'dir. D'elbegen, Yilbegen, Celbegen dendiği de olmaktadır.
Reklam
181 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.