Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
563 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
105 günde okudu
Öncelikle şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, bu bir roman ya da kurgu kitap değildir. Tamamen araştırma ve kaynaklara dayalı, bize kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi anlatan tarihi bir başyapıttır. Türk tarihi ile ilgilenenler için bulunmaz bir kaynakçadır. Kısacası, kendisini Türk bilen/hisseden ve geçmişi ile geleceğine sahip çıkan
Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl
Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 YılJean Paul Roux · Kabalcı Yayınevi · 2007902 okunma
“Altay Türklerinde Ölüm adlı kitabının Türkçe çevirisinde Anadolu Türklerine şöyle seslenir.” “Bu satırları bana yazdıran, bu kitabın oluşmasını sağlayan, bu sayfalarda iyi adına ne varsa borçlu olduğumuz olanların Orta Asya’dan uzak akrabaları, yine bunlar kadar uzak atalarıdır. Türkiye’de bu kitabı okumayı isteyecek olanlar beni isterlerse sertçe ve eminim ki hoşgörüyle eleştirsinler, ama kalplerinde bu insanlar için sevgi ve saygıyı eksik etmesinler...” J-P Roux
Sayfa 13
Reklam
İnanca göre, "Göktanrı, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar yeryüzünün tamamını onlara (Türklere) bahşetmiştir. Boyun eğecek olanın hayatı kurtulacak, boyun eğmeyi reddedenler ve direnenler ise ölecektir."Savaş sonrasında Göktanrı’ya şükran duaları edilir. Hatta ordu kumandanı düşmanlarıyla karşılaştığında onları yeneceğiden o kadar emindir ki, Göktanrı’ya şükran duasını daha savaş başlamadan önce yapar. (Roux,Altay Türklerinde Ölüm, s.84 / a.g.e. s.31)
Sayfa 52 - Kronik Yayıncılık 6.BaskıKitabı okudu
Çin Yıllıkları’na göre, eski Türklerde, ceset yedi gün süreyle yerinde kalmakta ve ancak bu süreden sonra cenaze töreninin tarihi saptanmaktadır.
Sayfa 239
"Bir cenaze törenine giden herkes, dönüşlerinde, ateşten korkan ölünün onları takip etmemesi için yakılan bir ateşin üzerinden atlamaktaydılar.”
Sayfa 156
Ruhun peşinde olan cinlerin yatıştrılması için insanların kurban edilmesi, Hiong-nular (Hunlar) zamanından beri varolan eski bir temadır.
Sayfa 96
Reklam
Bu gün hala, Orta Asya'da, kötü ruhlar olmasa insanın ölmeyeceğini savunan çok sayıda inanç bulunmaktadır.
Sayfa 54
Volga'nın Slav-öncesi Bulgarlarında, ”içlerinden birinin evine yıldırım düştüğünde, buranın Tanrı’nın lanetine uğradığı söylenirdi ve buraya yaklaşmaktan sakınırlardı.”
Sayfa 78
"Hükümdar öldüğü zaman, büyük bir servetle birkaç adam tarafından belirli bir yere kadar götürülür. Buraya ceset yerleştirilir ve mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde adamlar buradan kaçmaktadırlar; sanki şeytan peşlerindeymiş gibi. Cesedin gömüleceği yere kadar bu şekilde devam edilmektedir; yerin ve dolayısıyla servetin bulunamaması için bu şekilde hareket edilmektedir."
Sayfa 255
Hiçbir ölüm kesin değildir. İnsan ya da toplum için olsun yeniden dirilebilmek hep mümkündür.
Reklam
Müthiş bir arka kapak yazısı
Kuzey ormanlarından çıkıp geldiler, cesur, dağınık, marifetli ve henüz yolun başındaydılar. Önce bozkıra, sonra Çin içlerine ve sonra da sonu başı belli olmayan bir sel gibi garba doğru yayıldılar ...Türkler adıyla tarihe geçen bu boylar, aileler ve kavimler bütünü batılıların gözüyle çoğunlukla barbarlığın simgesi olsalar da Orta Asya’nın yüksek uygarlıklarından birini ve bazen küçük devletlerinin bazen de devasa imparatorluklarının sınırları dahilinde kültürler arası barışı ve huzuru tesis ettiler. Bazen memluk, bazen efendi ve bazen de birbirlerinin en amansız düşmanıydılar. O en baştan beri inandıkları dinlerinden hiç vazgeçtiler mi, ne kadar Budist ne kadar Hıristiyan ne kadar Yahudi ve ne kadar Müslüman oldular? Tüm bu yüzyıllar boyunca tek arzuları, tüm o savaşlar, yağmalar, fetihler, din değiştirmeler ve sergilenen bilgelikler sadece barışa ve huzura kavuşmak için miydi?Altay Türklerinde Ölüm, Orta Asya’da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Orta Asya: Tarih ve Uygarlık, Türklerin ve Moğolların Eski Dini’nden sonra ünlü Türkolog Jean-Paul Roux sizi 2000 yıllık tarih içinde bir yolculuğa, bildiğinizi sandığınız ya da hiçbir fikriniz olmayan olaylara, insanlara ve inançlara tanıklık etmeye davet ediyor.
Aklın ölümü kavradığı andan itibaren ölüm tüm insanî varlığa egemen olmuştur.
Eskiden Yakutlar ölülerini yakarlar ya da bir ağacın üzerine koyarlar ya da onları öldükleri kulübede bırakırlardı.
"Ölüm şiddetli bir travmaya yol açmaktadır; önce bir korku uyandırmakta, hayatta kalanların kuşkusuna neden olmaktadır. Dolayısıyla olayın gerçekleştiği toplumun ilk tepkisinin tamamen pasif, muhafazakâr, yani kaçış niteliğinde olmuş olsa gerekir: duruma karşı gelmek bir reddediş hareketidir."
Sayfa 239Kitabı okudu
Ölüm !
"Uyku sırasında nefes alıp verme yavaşlar ve bu biyolojik olay, dünyada amaçsız bir şekilde dolaşan ruhun bedenden ayrıldığı şeklinde yorumlanır; bu görüş, aslında ruhun amaçsızca dolaştığı sırada gördüklerinden başka bir şey olmayan rüyaların oluşumuyla doğrulanmaktadır. Genellikle, uykudan uyanırken ruh bedene geri döner. Fakat temelli olarak da gidebilir, işte bu, ölümdür."
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.