Birinci Bölüm
Oğuz Han'ın Gün Han, Yıldız Han ve Ay Han adlarındaki üç oğlu dâima sağ tarafta yer alıyorlardı. Bunlara "Bozoklu" denilmekteydi. "Ok" kelimesi, kadîm Türkçe'de boy (kabile) mânâsında kullanılıyordu. Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han adındaki diğer üç oğlu ise, sol tarafta yer alıyordu. Bunlara da "Üçoklar" veya "Üçoklu" adı verilmekte idi. Bu altı evlâdın her birinin idâresi altında dört boy vardı. Bunlar da kendi aralarında itibârlarına göre sıralanıyorlardı. Bu sûretle Oğuzlar'ın, yirmi dört boydan teşekkül ettikleri görülmektedir. Bu boyların her biri eti yenmeyen avcı bir kuşu mukaddes etmişlerdi ki; buna "Ongun" denilirdi. Bir de, her boyun bir "damga" sı vardı. Bu, uğur addedilerek davarlara, kap-kacağa vurulur ve hattâ mezar taşlarına bile hâkkedilirdi. . . . Oğuzlar, sîyasi bir câmia veya memleket için "el" veya "il" tâbirini kullanırlardı. Bu sebeple Oğuzlar'ın siyasî topluluğuna ve ülkelerine "Oğuzeli", Oğuzeli'nin başındaki hükümdara ise, "Yabgu" denilirdi. . . . Kayıhanlılar veya Kayı Boyu, Oğuzların daha itibarlı addedilen sağ tarafta yer alan boylardan, yani Bozoklar'dandı. Bu gruptaki boyların kendi aralarındaki sıralanmada da en sağda yer alıyordu. Yâni Bozoklar'dan, Gün Han'a tâbi dört boyun en itibârlısıydı.
Sayfa 42
Peygamberimiz (a.s.); daha iki aylık iken, her tarafa yuvarlanmaya çalışıyordu. Üç aylık olunca, ayağa kalkıp day duruyordu!Dört aylık olunca, duvara tutunup yürüyordu!Beş aylık olunca, bir yere tutunmadan yürüyebiliyordu! Altı ayı tamamlayınca, yürümeyi hızlandırmıştı.Yedi aylık iken, konuşuyor, her tarafa gidip geliyordu.Sekiz aylık iken, konuşuyor, konuşulanı anlıyordu. Dokuz aylık iken, açık ve düzgün konuşmaya başlamıştı.On aylık iken, çocuklarla ok atıyordu.
Reklam
İnsanın fazlalıkları bazen noksanlıklarından doğar . O eksiklik zannettiğiniz şeyler Sübhan olan Allah'ın öyle hoşuna gider ki onları size bir fazlalık sebebi eder . Allah Sübhanlığını kimseye vermez , noksan sıfatlardan münezzeh olan sadece O'dur . Buradan bakınca eksiklik , kulluk için olmazsa olmaz şarttır . Hem fazlalık ve eksiklik dediğiniz nedir ki ? Neye göre fazla , neye göre eksik ? Bir elde dört parmak olursa bu el sahibi için bir eksikliktir . Ama bir elde altı parmak olursa o da bir noksanlıktır el sahibine . Anlatabiliyor muyum ? Eğri deriz , doğru deriz . Neye göre ? Ok dümdüz olursa doğrudur ama yayın doğruluğu da eğriliğinden belli olur . Bu işler öyle pek akla gelmesi değil !
... bir milletin ve bir devletin tam bağımsız bir devlet ve millet olmak için kendi hayatından doğmuş ve kendi hayatına uygun kendi öz malı bir rejime sahip olması lazımdır. Böyle olmazsa vaziyet yurdun bir parçası yabancı istilası altında bulunduğu zamana benzer.
Sayfa 76 - Kaynak YayınlarıKitabı yarım bıraktı
"İzleyen yıllarda, tek başına iktidar olan Halk Partisi içinde 'Kemalist ilkeler'i bir tür devlet doktrini olarak sistematize etme ihtiyacı baş gösterdi. Ve böylece 1931'de 'Altı Ok' şeklindeki, başta çok da doktriner ele alınmayan formül oluştu."
Sayfa 264 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
** İnnâ a’taynâ ke’l-kevser **
Cennet nehirlerinin biri dahi Kevser nehridir. Hak Teâlâ, onu sevgili Habibi Muhammed sallallahu aleyhi vesellem hazretlerine vermiştir. Nitekm O’na seslenip “Biz sana Kevser’ verdik” (108/1) buyurmuştur. O nehrin genişiliği üç yüz fersah mesafedir. Onun kaynağı arşın altı olup, oradan Sidre’ye gelir, oradan Cennet-i Firdevs’e dökülür. Öyle süratli akar ki, yaydan fırlayan ok gibi firdevs-i âlâyı ve altında olan cennetleri geçerek dolaşır. Rengi sütten beyaz, tadı şekerden şirin, kokusu anberden hoştur. Ondan bir kere içen bir daha susamaz. Asla bir illet ve hastalık görmez. Lezzeti sonsuza kadar dimağından gitmez.
Ataç YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
452 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.