Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Peki ya tecavüzler? Onlar da söz konusu hakkın şiddet vasıtasıyla kullanımı değil mi? Tecavüzcünün zevk aradığı ya da zevke ulaştığı falan yok: O boyun eğdirmeye ihtiyaç duyuyor. Tecavüz bir mülkiyet damgasını kurbanın kalçasına kızgın de­mirle dağlıyor ve dünya var olduğundan beri ok, kılıç, top, tü­fek, füze ve diğer ereksiyonlarla ifade edilegelen kudretin er­kek cinsel organıyla özdeşliğinin en kaba ifade biçimi. Birleşik Devletler'de her altı dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Mek­sika'daysa her dokuz dakikada bir. Bir Meksikalı kadın şöyle diyor: "Daha sonra adamların sana hoşuna gitti mi diye sormasının dışında, tecavüze uğramakla bir kamyonun çarpması arasında bir fark yok."
Ayatürkçülük: İlk Ulus Devlet Projesi
1- Ulusu, ulusun azim ve kararı kurtaracaktır. 2- Hakimiyet kayıtsız şartsız ulusundur. 3- Ulus, kendi kaderini kendi meclisi ve hükümeti eli ile belirler. Bu formülasyon, çağdaş ulus devletin ilk taslağı, ilk anayasasıdır. Ulus devlet ancak, ulusun mücadelesi ile kurulacaktır; yani Ulusal Kurtuluş Savaşı ile. Hakimiyet, Milli Meclis ve Hükümet eli ile kullanılacaktır. İdare şekli Cumhuriyettir.
Reklam
Kung-funun ok sekiz seviyesinde ustalaştıktan sonra parmağının tek bir hareketiyle birinin canını yakabilirsin. Ama otuz altı seviyeyi de tamamladığın zaman güçsüz biri aptallık edip seninle dövüşmeye geldiğinde geri çekilmesini bilirsin.
Tecavüzcünün zevk aradığı ya da zevke ulaştığı falan yok: O boyun eğdirmeye ihtiyaç duyuyor. Tecavüz bir mülkiyet damgasını kurbanın kalçasına kızgın demirle dağlıyor ve dünya var olduğundan beri ok, kılıç, top, tüfek, füze ve diğer ereksiyonlarla ifade edilegelen kudretin erkek cinsel organıyla özdeşliğinin en kaba ifade biçimi. Birleşik Devletler' de her altı dakikada bir kadın tecavüze uğruyor.
Peki ya tecavüzler? Onlar da söz konusu hakkın şiddet va­sıtasıyla kullanımı değil mi? Tecavüzcünün zevk aradığı ya da zevke ulaştığı falan yok: O boyun eğdirmeye ihtiyaç duyuyor. Tecavüz bir mülkiyet damgasını kurbanın kalçasına kızgın de­mirle dağlıyor ve dünya var olduğundan beri ok, kılıç, top, tü­fek, füze ve diğer ereksiyonlarla ifade edilegelen kudretin er­kek cinsel organıyla özdeşliğinin en kaba ifade biçimi. Birleşik Devletler' de her altı dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Mek­sika'daysa her dokuz dakikada bir. Bir Meksikalı kadın şöyle diyor: "Daha sonra adamların sana hoşuna gitti mi diye sormasının dışında, tecavüze uğramakla bir kamyonun çarpması arasında bir fark yok."
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk ilkeleri, yeni Türk Devlet’nin temel prensiplerini ifade eden altı ilkedir. Bunlara “Altı Ok” da denir.13 Mayıs 1935’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin programı ilkeleri olarak kabul edilmiştir. Nihayetinde 1937’de çıkarılan bir kanunla 1924 anayasasına ilave edilerek, Türkiye’nin milli ideolojisi hâline getirilmiştir. Bu altı ilke, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Halkçılık, Devletçilik ve İnkılapçılıktır.
Sayfa 228Kitabı okudu
. Tecavüzcünün zevk aradığı ya da zevke ulaşdığı falan yok: O boyun eğdirmeye ihtiyaç duyuyor. Tecavüz bir mülkiyet damgasını kurbanın kalçasına kızgın de­mirle dağlıyor ve dünya var olduğundan beri ok, kılıç, top, tü­fek, füze ve diğer ereksiyonlarla ifade edilegelen kudretin er­kek cinsel organıyla özdeşliğinin en kaba ifade biçimi. Birleşik Devletler' de her altı dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Mek­sika' daysa her dokuz dakikada bir. Bir Meksikalı kadın şöyle diyor: "Daha sonra adamların sana hoşuna gitti mi diye sormasının dışında, tecavüze uğramakla bir kamyonun çarpması arasında bir fark yok."
Kuşkusuz, hiçbir ürün tek başına Coca-Cola' dan daha fazla küreselleşmeyi temsil etmez. Pepsi'yle küresel savaş tüm dünyada devam ediyor: Yeni savaş alanı ise Çin' dir. Fakat Çin, coca-Cola Company'nin faaliyet yürüttüğü 200 ülkeden yalnızca biridir. İçkisi dünyanın en yaygın tanınan ürünüdür ve "Coca-Cola"nın, OK'den sonra dünyada en çok anlaşılabilen ikinci ifade ol- duğu söyleniyor. Başka hiçbir şirket, küresel erişim, görünürlük ve tanınma bakımından onunla yarışamaz.
Sayfa 248Kitabı okudu
Oğuz bir ziyafette altı oğlunu çağırarak üç büyüğüne bir altın yay, diğer üçüne birer ok veriyor. Üç kardeş, yayı aralarında bölüşüyor. Bu suretle onlardan Bozok’lar ve Üçok’lar türüyor. Oğuz, çocuklarına birbirlerine bağlı olmalarını, soy ve soptan ayrılmamalarını vasiyet ediyor. “Yayı alanlar padişah, oku alanlar vezir olsun!” diyor. Kendisinden sonra Gün Han hükümdar, Erkıl Ata hakîm ve vezir oluyor. Oğuz neslinde daima akıl danışılan bir hakîm, bir ata vardır: Abuşî Hoca, Karasölek, Erkıl Ata gibi.
Sayfa 585 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz yalnız Cumhuriyetçilik ve halkçılık prensipleriyle yetinmiyoruz, "Kemalizm" denilen bir işarete doğru atılıyoruz, dilden dile, ağızdan ağza "Kemalizm" parolasını veriyoruz.
... bir milletin ve bir devletin tam bağımsız bir devlet ve millet olmak için kendi hayatından doğmuş ve kendi hayatına uygun kendi öz malı bir rejime sahip olması lazımdır. Böyle olmazsa vaziyet yurdun bir parçası yabancı istilası altında bulunduğu zamana benzer.
Sayfa 76 - Kaynak YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Abdüllatif bir rüya görmüştü; bir tas içinde başının kendine sunulduğunu görmüş ve korku ile uyanarak, Nizamî'nin şiirleri ile fal bakmaya başlamış ve "baba katiline hükümdarlık nasip olmaz, nasip olsa da altı aydan fazla sürmez" beyti çıkmıştı. Abdüllatif, suikast sırasında Türkçe olarak "Allah ok teğdi" diyerek atından düşmüş, bunun üzerine yanındakiler kaçmışlar, suikastçiler ise hükümdarın üzerine atılarak, başını kesip, Uluğ Beg medresesinin kapısında teşhir etmişlerdi.
Sayfa 116 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Amazonlar ve arkeolojik kalıntılar
Guliaev, Herodot'un Amazonların Sarmat oldukları bilgisine, 1960-70 döneminde Volga ve Ural Bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen sonuçların desteklediğini belirtmektedir. Bu kazılarda zengin kadınlara ait mezarlarda silahlar ve at koşum takımlarının yoğunluğu dikkat çekmektedir. Mezar buluntuları arasında taş altarlar gibi ritüel fonksiyonu olan bulgular, bu kadınların savaşçı yönlerine ek olarak dinsel bir kimliklerinin de var olduğunu göstermektedir. 1991'de Tuna ve Don Nehirleri arasında yaşları on altı ile otuz arasında değişen kadınlara ait yüz on iki mezar bulunmuştur. Ukrayna'daki mezarlarda genel olarak bronz bilezik, kolye ve ayna gibi süs eşyalarının yanı sıra çok sayıda bronz ok başı ve mızrak ucu, savaş kemeri olarak tanımlanan deri üzerine demir plaka kaplanmış şekilde bulunmuştur. Bir mezardaki kadın iskeletinin diz kısmında saplanmış bir ok, ölen kadının bir savaşta öldüğünü düşündürmektedir. Bu mezarlar sayesinde genç yaşlarda öldükleri ve bazı mezarlarda kadın iskeletiyle birlikte bebek ya da çocuk iskeletlerinin birlikte gömülmesi nedeniyle bunların bakire değil, evli ve çocuklu olduklarının da anlaşıldığını belirtmektedir. Don Nehri yakınlarında bulunan mezarlar genel olarak M.Ö. 5-4. yüzyıllara tarihlenmektedir. M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen bazı mezarlarda Grek vazoları ile birlikte İskit hayvan stilini yansıtır objelerin birlikte bulunmaları ve bu mezarların zengin ve asil kadınlara ait olduğunu gösteren çok sayıda mücevher ve silahların varlığı, Antik Dönem metinlerinin tanımladığı Amazon tipini doğrulamaktadır.
Sayfa 59 - Yediveren Yayınları, 1. Baskı: Ocak 2021
17. yüzyılın sonlarında İskandinav ülkelerinde Türkler hakkında pek de iyi düşünceler mevcut değildi. Örneğin 1693 yılında ikinci kez Fince olarak basılan ve İsveç-Finlandiya Kralı olan XI. Charles tarafından imzalanmış olan "Kilise El Kitabı" nın bir bölümünde şöyle bir başlık bulunmaktaydı: "Hristiyanlığın ezeli düşmanı Türklere karşı dua". Duada şu ifadeler yer almaktaydı: "Ey Isa sana ve senin mukaddes kilisene düşman olanların niyet ve teşebbüslerini sonuçsuz bırakmak için, yüksek huzurunda eğilerek yalvarırız. Özellikle senin adına savaşanların baş düşmanı, bitip tükenmez kuvvete sahip Türklerin gurur ve azametini yıkıp mahvetmeni niyaz eyleriz. Onların ok ve yaylarını kır, amaç ve niyetlerini akim kıl'. Aradan on altı yıl geçtikten sonra, henüz Fin kiliselerinde bu dua okunmaya devam ederken İsveç-Finlandiya Kralı olan XII. Charles (Demirbaş Şarl), Osmanlı'ya sığınmak zorunda kalmıştı.
Sayfa 15
534 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.