Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz bu hayatta nasıl mutlu olacağız? Ne yaptığımızda, neye ulaştığımızda kendimizi bir şeyleri başarmış, bir yükü hakkıy- la omuzlamış ve bir yere kadar taşımış hissedeceğiz? Bu yükü nasıl taşıyacağız? Çalışacağız, okuyacağız, göreceğiz, planlaya- cağız, kendimize bir hayat kuracağız, tamam ama bunu hangi ölçüye göre yapacağız? İlber Ortaylı'ya göre bir ölçü hep var. Bir tür altın oran... Çoğumuz bunu ıskalasak da, kaçırsak da, tutturamasak da bir hesap standardı var. Bu ölçü, bu standart, bu altın oran tarihten bu yana hep kendini korudu. Toplum yaşamının ilk günlerinden beri düşünürler bu konuya kafa yordu. Çalışmanın ölçüsü. Düşünmenin ölçüsü. Okumanın ölçüsü. Durmanın, beklemenin ölçüsü. Tembelliğin ölçüsü. Tevazuun ölçüsü. Hatta mutluluğun ölçüsü... İlber Hoca'yla ağır ağır yürüyoruz. Bir yandan anlatıyor, bir yandan da etrafını seyrediyor. Duraklama anlarımızdan birinde "Mutluluk hem hak hem de bir görevdir," diyor. "Sadece mutlu olmaya çalışmayacaksınız, toplumu da mutlu kılmaya çalışacaksınız."
Sayfa 11
İşte şimdi yandık , Mecnun gerçekten Mecnun oldu bu kez, hallere bak
Ben seni hak edecek ne yaptım Leyla? Ben kim köpeğim ki yanında yürüyorum senin ? Yıllardır anlatmaya çalıştıkları altın oran senmişsin meğer Leyla. Tüm karmaşık formüllerin kısaltması, tüm işlemlerin sağlaması ve tüm hipotezlerin kanıtısın sen Leyla.
Reklam
İsrail'in, özünde seküler bir ideoloji olmasına rağmen dinî referansları siyasete malzeme yapan Siyonizm'in harcıyla kurulmasının ardından, Kudüs'teki altın oran da kayboldu. 1967'deki işgalle perçinlenen bu hoyratlığın açıklaması şuydu: Bölgeye dışarıdan gelen Siyonistler, Kudüs'ün ruhuna yabancıydı. Onun ne kuruluşuna ve gelişimine emek vermişlerdi, ne de önceki dönemlerine şahittiler. Ortaya koydukları kaba siyasi hedef, Kudüs'ü Siyonizm'in idealleri uğruna eğip bükmek, bölüp parçalamaktı. Oysa bu narin ve muhteşem şehrin kendine has bir dokusu ve yapısı olduğundan habersizdiler.
Sayfa 101Kitabı okudu
FİZYONOMİ-YÜZ OKUMA BİLİMİ
Fizyonomi ve altın oran kavramları ile yapılan kişilik analizlerimiz, oldukça kapsamlı bir inceleme sonucu ortaya çıkar. Analiz sonuçları, size özgü kişilik özelliklerinizi detaylı bir şekilde açıklar. Böylece, kendinizi daha iyi tanıyabilir, güçlü yönlerinizi keşfedebilir ve zayıf yönleriniz üzerinde çalışabilirsiniz.
3. Murad Devri ve Devalüasyon
Osmanlı tarihinin bilinen en büyük devalüsyonu 1589 ilkbaharında, “Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan” adlı eviç ilahisinin güftekârı, Halveti Tarikatı'nın şeyhi Şeyh Şüca'ya bağlı olan ve tahta çıkmak için 6 kardeşini katleden 3. Murad zamanında yapıldı ve paranın değeri yarı yarıya düşürüldü. O güne kadar yüz dirhem gümüşten 500 akçe basılırken bu oran iki katına çıkartıldı, yani yüz dirhemden 1000 akçe basılır oldu. Paranın satın alma gücü bir anda düştü ve altmış akçe olan altın da 120 akçeye yükseldi. O zamana kadar görülmemiş olan bir pahalılık birkaç gün içinde imparatorluğun hemen her tarafını sardı ve ilk tepki yeniçerilerden geldi: Káğıt üzerinde on altın görünen maaşlarının aslında beş altına düştüğünü görünce 2 Nisan günü Topkapı Sarayı'nı kuşattılar ve bu işin sorumlusu olarak gördükleri Başdefterdar Mahmud Efendi ile Rumeli Beylerbeyi Doğancı Mehmed Paşa'nın kendilerine teslim edilmesini istediler. 3. Murad yeniçerileri önce silah zoruyla dağıtmayı düşündü ama ‘‘Bu herifleri vermezsen yerine başka padişah buluruz’’ gibisinden homurdanmaları işitince paranın patronlarını isyancılara verdi. Yeniçeriler, Mehmed Paşa ile Mahmud Efendi'yi sarayın hemen önünde parça parça ettiler.Bu hadiseden sonra başdefterdarların yani paranın o zamanki patronlarının hemen her mali krizden sonra canlarından edilmeleri, neredeyse bir gelenek halini aldı.
"Her gün sorup durduğumuz ne kadar çok soru var. Üstelik ne kadar çoğu cevapsız kalıyor. Biz bu hayatta nasıl mutlu olacağız? Ne yaptığımızda, neye ulaştığımızda kendimizi bir şeyleri başarmış, bir yükü hakkıyla omuzlamış ve bir yere kadar taşımış hissedeceğiz? Bu yükü nasıl taşıyacağız? Çalışacağız, okuyacağız, göreceğiz, planlayacağız, kendimize bir hayat kuracağız, tamam ama bunu hangi ölçüye göre yapacağız? İlber Ortaylı'ya göre bir ölçü hep var. Bir tür altın oran... Çoğumuz bunu ıskalasak da, kaçırsak da, tutturamasak da bir hesap standardı var. Bu ölçü, bu standart, bu altın oran tarihten bu yana hep kendini korudu. Toplum yaşamının ilk günlerinden beri düşünürler bu konuya kafa yordu. Çalışmanın ölçüsü. Düşünmenin ölçüsü. Okumanın ölçüsü. Durmanın, beklemenin ölçüsü. Tembelliğin ölçüsü. Tevazuun ölçüsü. Hatta mutluluğun ölçüsü..."
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
"Her gün sorup durduğumuz ne kadar çok soru var. Üstelik ne kadar çoğu cevapsız kalıyor. Biz bu hayatta nasıl mutlu olacağız? Ne yaptığımızda, neye ulaştığımızda kendimizi bir şeyleri başarmış, bir yükü hakkıyla omuzlamış ve bir yere kadar taşımış hissedeceğiz? Bu yükü nasıl taşıyacağız? Çalışacağız, okuyacağız, göreceğiz, planlayacağız,
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20225,5bin okunma
Vaktiyle görev icabı birkaç hafta hapis yatmıştım. Kanaatimce hayvanat bahçesinde koşullar cezaevindeki kadar kötü değil. Gelgelelim burada mahkumların hepsi masum. Tabiat parkının tabiattan farkı… Sanırım bu hantal peyzajda Fibonacci Sayı Dizisi oluşmuyor. Altın oran hak getire. Tavşanlar usulünce üreyemiyor. Kozalaklar ıskarta. Cebir ile müziğin, geometri ile dansın deruni bağı kurulamamış. Bereket yok.
Tabiat parkının tabiattan farkı... Sanırım bu hantal peyzajda Fibonacci Sayı Dizisi oluşmuyor. Altın oran hak getire. Tavşanlar usulünce üreyemiyor. Kozalaklar ıskarta. Cebir ile müziğin, geometri ile dansın deruni bağı kurulamamış. Bereket yok
70 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yüzüme Oyulan Havva “Yüzüme Oyulan Havva” Şair Hatice Doğanay’ın, Kasım 2023 tarihinde, Metinlerarası Kitap etiketiyle okurlarıyla buluşturduğu ikinci şiir kitabıdır. Eser, yetmiş sayfa hacmindedir. Üç bölüm ve yirmi yedi şiirden oluşmaktadır. Kitap bölümleri şu şekildedir. “Tanrının Altın Oranı”, “Yaralı Hücre” ve “Asal Olan Tanrıdır” Bu
Yüzüme Oyulan Havva
Yüzüme Oyulan HavvaHatice Tarkan Doğanay · Metinlerarası Kitap · 20237 okunma
Reklam
1938'de durum
1938 Türkiye'sinde açlık yoktu, yoksulluk eskisi kadar değildi. Kundurasız dolaşanlara, giysileri yırtık veya yamalı olanlara rastlanabilirdi. Köylerde ve bazı kasabalarda, kışın ısınmak için tezek yakılırdı. Kentlerde mangal kömürü veya odun ile ısınanlar çoğunluktu. İşsizlik yaygındı. Bir iş sahibi olabilmek büyük nimetti. Devlet memurluğu
Sayfa 63 - Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı YayınlarıKitabı okudu
588 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.