Rusya, Altın Orda Hanlığı’nın yıkılışından sonra Moskova Büyük Knezliği’nin etrafında birleşerek ortaya çıkmıştır.
Eğer Altın Orda askerî etkinliklerini geneli itibariyle ele alacak olursak, bunların 13-14. asırlarda üç ana istikamete sahip oldukları görülür: kuzeyde Rusya’ya karşı; batıda Güneybatı Rus knezlikleri, Macaristan, Polonya, Litvanya’ya karşı; güneyde ise İlhanlılara ve Timur’a karşı.
Reklam
Fakat mezkur yüzyılda Rusya, artık bir zamanların kudretli Altın Orda'sı ile değil, en kuvvetlisi olarak zikredebileceğimiz İtil Büyük Ordası, Kırım Hanlığı gibi Altın Orda'nın kalıntılarını temsil eden görece daha küçük parçalarıyla karşı karşıya kalmıştır.
Ancak Emir Timur'un 1395-1396 yıllarındaki Altın Orda seferi, Altın Orda'nın en hayati kaynaklarına bir darbe indirmenin ötesinde, bu devletin tarihinde, siyasi açıdan fillen iflasın eşiğine geldiği ve toprak bütünlüğünün bozulduğu yeni bir dönemin kapısını aralamıştır.
Emir Timur'un ordusuyla birlikte İran'da bulunduğunu haber alan Toktamış Han, Timurluların iç kısmına taarruz girişimini aklına koymuştur. Otrar'a yürümüşler fakat burada da Timur'un birlikleriyle karşılaşmışlardır. Bu birlikleri dağıttıktan sonra, Altın Orda ordularına Semerkand ve Buhara yolu açılmıştır. Bu esnada Toktamış, Timur'a Harezm tarafından ikinci darbeyi indirmiştir.
Altın Orda'nın sınır ötesi askeri operasyonlarının zirve yaptığı dönem Toktamış'ın devrine tekabül eder. Altın Orda'nın 100.000 kişilik ordusu, Derbent ve Şirvan'ı geçerek Kura'ya varmışlar, onu geçtikten sonra da Tebriz'e dek dayanmışlardır. Tebriz üzerinden geçtikten sonra Nahçıvan civarlarını harabeye çevirmişlerdir, ki o sırada artık bu topraklar Emir Timur'un hükmü altındaydı.
Reklam
613 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.