15 Eylül, Perşembe günü tuhaf bir şey olmadı. Rasim, beyim yani, yine işine gitti. Sanayide parçacıdır kendisi. Kendi işidir, durmadan küfreder işine, oysa para kazanır, niye küfreder bilmem.O sabah para istedim Rasim’den. Komşular gelecek dedim. Sen komşulara yedir diye ben para kazanıyorum zaten, dedi. Sustum. Ama yine de para verdi. Verdiği parayı aldım, sonra da oturup ağladım. Büyük kızımı koşturdum, bir kilo yufka aldırdım, rahmetlinin kapısını çaldım, gel de kahve içelim, dedim. Olur, dedi. Cezveyi çıkarırken çekmeceden, içine suyu, kahveyi, şekeri koyarken, sanki yıllardır hep aynı kahveyi karıştırıyormuşum gibi geldi. Kahve koyuydu, köpüklüydü, ben evlenirken beyaz gelinlik giymiştim, ellerim şimdi kırmızıydı.