Yazmayı pek beceremem ama bugün başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim kendimce. İşten eve dönerken dolu bir metrobüste, malesef çok alışkın olduğum bir şekilde bir çocuk para topluyordu. (Normalde dilenen çocuklara para vermiyorum.) İstemsiz şekilde çocuğu izlemeye başladım. Duygusallığı çok seven halkımız ceplerindeki bozuklukları çocuğa veriyorlardı tabi. Çocuk bana doğru gelince ben de elimi cebime atıp birkaç bozukluğu çocuğun elindeki bardağa attım. Hemen sonrasında istem dışı bir şekilde avucumu çocuğun kafasına bastırıp, hafif okşama hafif de sıkıştırma eyleminde bulundum. Tabii bunu yaparken çocukla göz göze gelip birbirimize güldük. Sonra çocuk yürümeyi bıraktı ve metrobüsten inene kadar yanımda kaldı. O süre zarfında ben de çocuğun omzunu sıktım, çocukla inene kadar gülümsedik. Çocuk ineceği durağa geldi, indi ve bana kocaman gülümsemesiyle el salladı ben de karşılık verdim. Sonra kendi kendime düşündüm ki, çocuklar kendilerine para verenlerin yüzüne bile bakmazken; çok basit bir hareketle ona karşı şefkat, merhamet ve arkadaşlık gösterenlere karşı derin bir duygu hissediyorlar. Belki para vermek her zaman mümkün olmasa da bir çocuğun başını okşayıp, onlara tebessüm ederek, onları çok daha mutlu edebiliriz. (Ben bok gibi anlatsam da siz bence anladınız sayın okurlarım.)
248 syf.
5/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Okuduğum incelemelerde kitabın dürüstlük üzerine yazıldığından, lades oyununun aslında hayatın her yerinde olduğundan, yaşamın bir kerteriz defteri olmadığından bahsedilmiş. Evet bunlar kitabın ana konusuydu. Ben dikkatimi çeken ufak detaylara değinmek istiyorum. Günümüz hastalığı dinlemeden konuşmak, dert yarıştırmaktan bahsediyor. Okuyunca tam olarak bunu yaşamıştım diyorsunuz. 'Gizli akıl ahlakı' diye bir kavramdan bahsediyor. Anlamı şu ki; Akıllı olmalısın ama aklını her yerde kullanmamalısın. Oldukça doğru yoksa o akıl olmadık işler açabilir başımıza :) Yunanistan ile Türkiye arasındaki mübadeleden bahsederken o günlerin ayrılık acısını anlatan Rembetiko şarkılarından bahsediyor. Açtım dinledim. Öyle güzeldi ki sizlere de tavsiye ederim. Rembetiko aynı zamanda bir filmmiş. Ülkemizdeki yozlaşmayı da dupduru önümüze sermiş ayrıca. En sonda da yazarın kahramanları evine davet edip onlarla sohbet etmesi güzel bir detaydı.
Ladesçi
LadesçiÜstün Dökmen · Sistem Yayınları · 20061,592 okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
İçimizdeki Şeytan Kitap İncelemesi ve Alıntılar
Genelde Sabahattin Ali denilince akla ilk ”Kürk Mantolu Madonna” gelir ama benim için ilk sırada İçimizdeki Şeytan var. Başından sonuna kadar içine çeken, bağlayıcı ve sürükleyici bir tadı bulunmaktadır. Eserde Sabahattin Ali toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" etkileyici bir
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,4bin okunma
249 syf.
8/10 puan verdi
GÖVDE GÖSTERİSİ Bu incelemeyi (?) daha çok kitabı okuyan ve yarım bırakan arkadaşlar için yazıyorum. Sürprizbozan içerebilir demek istiyorum ama hangi sürprizi bozabiliriz ki diye diyemiyorum. Yani okumamak size kalmış. Bu kitap gibi, daha az kişiyi hedef alarak kaleme alıyorum.
Murat Sezgin
Murat Sezgin
'in
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
Bir Kış Gecesi Eğer Bir YolcuItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 20222,837 okunma
Az önce markete gittik alışveriş falan yaptık işte vs. Babam tutarı ödüyodu annemde kendi payına düşen eşyaları alıp çıktı. Bende bir poşeti aldım yoğurdun tutma şeyi var diye poşete koymadık. Tam elime aldım babamda ödeyip bana döndü ki yoğurt elimden düştü sapı koparak. Biraz da döküldü ama kırılmadı o yüzden aldım dışarı çıktım. Tam anneme anlatırken dışarda en fazla 5 adım ilerde yeniden sapı koptu yeniden düştü. Bu sefer babam aldı tam "bak düzgün tutunca kopmuyo" derken bir anda düştü, bu sefer komple patladı, orda kalakaldık. Ben kahkaha attım (yarım saatlik yol boyu) babamda gülüyo falan annem diyo verilen paraya yazık oldu neyse kedi köpek yer inşallah falan. Ama ciddili yarım saat boyunca kahkaha atıp kendi kendime konuştum, annem diyo bu ne ara bu kadar geveze oldu bi sus artık falan. Ama ben susmadım ve yol boyu kahkaha attım hatta bu satırları yazarken bile kahkaha atıyorum. ciddili çok güzel patladı güm diye ses falan çıktı bide ablam işte gelsin ona anlatıcam kesin gülmekten ikiye ayrılırım ben bu gece.
Korkunç bir anı
Sabahleyin uyandım, sanırım saat sekizdi, oda tamamen aydınlıktı. Ansızın uyanmıştım, bilincim yerindeydi ve birden gözlerimi açtım. O, masanın yanında duruyordu ve elinde de tabanca vardı. Uyandığımı ve ona baktığımı fark etmedi. Birden elinde silah bana yaklaştığını gördüm. Hemen gözlerimi kapattım. Uyur numarası yapmaya başladım. Yatağıma
Reklam
1.000 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.