Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki:
"Ruhunun uçuşuna engel olma, kendi içindeki en iyi olana keder verme, canını yarım arzularla ve yarım düşüncelerle doldurup bezdirme ve sormaya devam et, ta ki yanıtı bulana dek; zira insan bir şeyi birçok kere idrak etmiş olabilir, onaylayıp kabullenmiş olabilir, insan bir şeyi bir çok kere istemiş, bir şeye birçok kere teşebbüs etmiş olabilir ama yine de ancak o derin içsel devinim, ancak yüreğin o tarifsiz kıpırtısı, yalnızca bu seni kabul etmiş olduğun şeyin sana ait olduğuna, hiçbir kudretin onu senden alamayacağına ikna eder; zira senin için hakikat, ancak ahlaken yükselten hakikattir."
Reklam
Batı toprakları, başlayan değişim altında tedirgin. Batı eyaletleri fırtınadan önceki atlar gibi tedirgin. Büyük toprak sahipleri, sinirli. Bir değişme olduğunu sezmekte, ama değişmenin ne olduğunu bilmemekteler. Büyük toprak sahipleri önlerine gelen şeye saldırıyorlar. Hükümet yetkilerinin genişletilmesine, işçi birliğinin kuvvetlenmesine; yeni vergilere, planlara kızıyorlar, ama bunlar neden değil, sonuç; neden değil, sonuç... Neden, derinde ve basit: Neden, midedeki açlık. Milyonlarca kere büyütülmüş açlık; bir tek insandaki açlığın, neşe açlığının ve biraz güven açlığının, milyonlarca kere büyütülmüşü, Gelişmek, çalışmak, yaratmak isteyen kasların ve kafaların milyonlarca kere büyütülmüşü. İnsanın en son, belirli, kesin fonksiyonu... Çalışmak için ağrıyan kaslar, basit ihtiyacın üstünde bir şey yaratmak için ağrıyan kafalar... İşte insan bu. Bir duvar yapmak, bir ev, bir baraj yapmak ve duvara, eve, baraja insanın kendisinden bir şey katmak ve duvardan, evden ve barajdan insanın kendisine bir şeyler almak; sert kaslara bir şey kaldırtmak; bir kavramdan, açık çizgiler ve biçimler çıkarmak. Çünkü insan, evrendeki bütün organik ve inorganik şeylerden ayrı olarak yaptığı işin ötesine geçer, kavramın basamaklarını tırmanır, başarılarının üstüne çıkar.
Sayfa 184Kitabı okudu
Bir hayal bir kere düşünülmeye görsün, öbür gerçeklerin arasındaki yerini alır ve bir daha asla yıkılmaz ama kolaylıkla saldırıya uğrayabilir.
Sayfa 39 - sel yayıncılıkKitabı okudu
Bir Ayrılış Hikayesi
Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki:
Ben de günahkâr kullarındanım Allahım... Bir "Kulhuvallahi" bilirim dualardan, Bir de "Yarabbi şükür" demeyi doyunca. Bir kere oruç tutmam ramazan boyunca, Ama çekmediğim kalmadı sevdalardan. Ben de günahkâr kullarındanım Allahım!.. Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!.. Eğer bilmiyorsan işte, haberin olsun. Ekmek derdi, aşk derdi unutturdu seni. İnsan hatırlamıyor dün ne yediğini. Zaten yediğimiz ne ki hatırda dursun. Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!.. Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!.. Meleklerin sana bunları söylemezler. Artık, pek yarattığın gibi değil dünya İnsanlar hem sabuna karıştı, hem suya: Ne olursun, hoşuna gitmediyse eğer, Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!..
Sayfa 11 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
.. elbette, dağ olmasa, yol çok daha rahat ve kısa olur; ama bir kere var, öyleyse aşmak gerek!
İnsanın en çok ruhu kirlenir. Diğer kirler bir şekilde çıkarılabilir. Ama ruh bir kere kirlendi mi bunun temizlenmesi çok uzun yıllar sürer ve büyük çabalar ve özveriler gerektirir.
Destek Yayınları: Nisan 2012 epubKitabı okuyor
"Yine de gözlerim merhametliydi. Bana o görüntüyü yalınızca bir kere gösterdi. Ama zihnim öyle mi? O tam bir düşman! Defalarca, defalarca, üstüne basa basa gösterdi. Ben yaşamazken beni o görüntüde yaşattı."
Onun için aşk, bir insanın uğruna bütün hayatını verebileceği, her şeyi göze alabileceği bir şeydi, evet. Ama hayatta da bir kere olurdu ancak..
Reklam
İçine doğru yayılan sıcaklık akımını oluşturan şeyin onun parmağının baskısı mı, yoksa pürüzsüz objenin yeni ve çılgınca hissi mi olduğunu bilmiyor- du. Ama Clay'in parmağı kıvrımlarının içine doğru inerek içine girdiğine, dışarı biraz daha ıslaklık aktı. "Elime akman çok uzun sürmedi." "Azgınlığımın hızı seni hayal
Sayfa 43
Dünyanın birçok ülkesinde evlilik dışı kadın erkek ilişkileri bizdekinin aksine, toleransla karşılanır. Avrupa’da yaşayan bir kız evlilik öncesi bekaretini kaybetti diye kimse o kıza ahlaksız gözüyle bakmaz, çünkü onların yaşam tarzına göre bu gayet normaldir. Gelelim Türkiye’ye, daha düne kadar flört etmenin bile tepki ile karşılandığı, dini ve ahlaki değer yargılarının hala belirgin olduğu bir toplumda, ahlaki ve dini kuralların yoğun baskısına rağmen bir kız en önemli ahlak kuralını hiçe sayıp bekaretini kaybediyorsa, o kız toplum gözünde ahlaksızdır... Bir kere ahlaksızlık yapan bir daha yapar…” “Bu yaklaşım çok acımasızca.”“Yooo hiç de acımasızca değil. Bir toplumda hoş görülen bir hareket diğer bir toplumda çok kötü tepki alabilir. Bir Çingene, ait olduğu top lumda hırsızlık yaptı diye yadırganmaz ama Suudi Arabistan’da kolunu keserler. Hollanda’da uyuşturucu kullananlara kolaylık sağlanırken, İran’da yakalanırsan asarlar. Neticede her insan ait olduğu toplumun kurallarına uymak zorundadır.”
En işe yaramaz ama hayatta olan bir baba, en ünlü ama ölmüş bir babadan bin kere daha iyidir.
Eski tanrı, eskiden yapabildiği hiçbir şeyi yapamıyordu artık. Aslında onu başlarından atmaları gerekirdi. Ama onlar ne yaptı? Tanrı kavramını değiştirdiler -ve doğallıktan uzaklaştırdılar: ödedikleri bu bedel sayesinde de ona tutunmaya devam ettiler. -Javeh, "adaletin" tanrısı - o artık İsrail'le bir bütün ve halkın kendine olan güveninin ifadesi değildi: o artık sadece belli şartlar altında tanrı sayılıyordu... Tanrı kavramı, her mutluluğu ödül olarak, her talihsizliği ise tanrıya karşı itaatsizliğin cezası ve "günah" olarak yorumlayan ve papazlardan oluşan politik kışkır- tıcıların eline düştü: onların sözde "namuslu dünya düzenine" sahip bu en yalancı yorum-tarzları, "neden" ve "sonuç" doğa kavramlarını kesin olarak tepetaklak etmiştir. Doğal neden- sellik, ödül ve ceza ile yok edilmişse bir kere, tabiata aykırı bir nedenselliğe ihtiyaç duyulur: geri kalan ve doğal olmayan her şey bunu takip edecektir. Yani yardımcı olan, akıl veren ve cesaret ile özgüvenin her talihli ilhamının temel kavramı olan tanrı yerine -taleplerde bulunan bir tanrı... Ahlak artık bir halkın yaşam ve gelişim şartı ile yaşamın en alt içgüdüsü olmaktan çıkmış soyut bir hale gelmiştir. O, yaşama karşı tezatlık, düşgücünün temel kötüleştirilmesi ile her şey için "kem göz" şeklini almıştır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.