Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gücün 48 Yasası
Gücün 48 yasası 1-Sizin üstünüzde bulunanların kendilerini üstün hissetmelerini sağlayın. Onları memnun etme ve etkileme arzunuzla yeteneklerinizi göstermede çok fazla ileri gitmeyin, yoksa tam tersine neden olursunuz, yani korku ve güvensizlik uyandırırsınız. Ustanızın olduğundan daha parlak görünmesini sağlayın ve gücün doruklarına
Ramazan’da israf yarışı..
Topluma 'Ramazan nasıl bir aydır?' diye bir sual yöneltsek acaba nasıl bir cevap alırdık? Galiba ezici çoğunluk 'oruç ayı' diye cevap verirdi. Bu elbette doğru ama son derece de eksik bir cevap. Ramazan ayı için söylenebilecek en iyi şey, 'insanın fabrika/yaratılış ayarlarına dönme ayı' olsa gerektir. Fıtratın
Sayfa 93
Reklam
BIR KADININ PARTNERI olarak yalnızca klitorisin yerini tespit edip neşeyle ovuşturuvermek pek bir işe yaramayacaktır. Parmak, dil, vibratör ya da başka bir şey, ne kullanırsanız kullanın, işte size birkaç tüyo: ○ Cinsel ilişkinin hemen başında klitorisine yönelmeyin. Çoğu kadın biraz uyarıldıktan sonra klitorisine dokunulmasından hoşlanır. Birden
KORKULARINIZ - KAYGILARINIZLA YÜZLEŞMEK, ÇAĞRINIZ ÜZERİNDE HAK İDDİA ETMEK
Ben sizin düşmanınız olsaydım, korkularınızı büyütür, aşılamaz görünmelerini sağlar, sizi endişeyle yeterince korkutur ve tüm bunlardan kaçınmak başlıca dürtünüz haline gelene dek uğraşırdım. Kaygıyı sizi sakat bırakmak, felç etmek, kararsız bırakmak için kullanırdım. Böylece olabilecekler karşısında güvenliğe ve aynılığa sarılarak daima savunmada
Sayfa 87 - GDKKitabı okudu
Thoreau Günlük'ünde şöyle yazar: "Eğer ben ben olmazsam, benim yerime kim ben olacak?" Bunu söyleyerek sorumlu ve itaatsiz öznenin temel formülünü net bir biçimde ortaya koyar: yeri doldurulamazlık. Elbette, Descartesçı Cogito; Kantçı ve aşkın "ego”dan, bu evrensel çekirdeklerden, gerçek bilginin soyut destekçilerinden her
Sayfa 122 - 123 - PdfKitabı okudu
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Reklam
_Epikürcü zevk düşkünlerine göre, Tanrıların yaşamlarından daha mutlu başka yaşamlar düşünülemez. Çünkü tanrılar hiçbir iş yapmaz; hicbir şeyle uğraşmaz; hicbir gayret sarf etmez; bilgeliklerinin tadını çıkarırlar; en derin ve sonsuz hazları tadacaklarını daima bilirler. Epikürcülükte tanrıların tam anlamıyla mutlu olduğunu, ama tam tersine
_Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. _Kozmos’un keşfi, kendi kendimizin keşif yolculuğudur. _Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan hiçbir yere ulaşamayız. Kuşku da bize, düş ürünüyle gerçek arasındaki farkı bulmamızı ve varsayımlarımızı sınamamızı sağlayan yolu açar. Bütün o buluşlarla keşifler,
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
Yerçekiminin Yokluğu: Sonsuz Bir Düşüş
Gemisinde - ya da bu geminin hemen yanındaki boşlukta - “havada sanılan” kozmonot, yerçekimi yokluğunun akla geçirebileceği gibi hiç de “ağırlıktan yoksun” değildir; ağırlığı hemen hemen yeryüzündeki ile aynıdır bir başka deyişle, Dünya sıradan bir yayaya uyguladığı çekim gücünü ona da uygular. Ama onu tutan hiçbir şey olmadığından serbest düşüşe geçer. Ancak elma gibi değil, ay gibi düşmektedir: Yatay hızı, yörüngesindeki eğriliğin yerçekiminin etkisiyle bir daire çizmesi için yeterlidir ve bu hız merkezden hep aynı uzaklıkta kalarak servis düşmesini sağlar.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Insanların genç çağlarında Az zamanda çok büyük işler yapma yeteneği olur hep bir ölçü vardır çalışmanın ölçüsü düşünmenin okumanın durumunun beklemenin tembelliğin tevazun Hatta mutluluğun ölçüsü mutluluk Hem hak hem de görevdir ne olacak da Keşke demeyeceğiz bu kişilerden bizi ne ayıracak önümüze bir hedef koymanız sizi ayıracak akadetlerini
Ağlamıyordu. Gülmüyordu. Yüzü bomboş görünüyordu ve beni en çok korkutan da buydu. Ağladığını görmek, bağlamdan bağımsız bir şekilde, panikleme sebebi değildi. Duygularını her zaman dışarıda yaşardı, rüzgârdaki her değişimle oynayan yumuşak, çekici farklılıklar. Fakat metanetine, okunmaz oluşuna alışık değildim. Ben hep Bella'ya bakar ve ne
Sayfa 195 - Yabancı YayınlarıKitabı okudu
MEKÂNA DÖNÜŞEN ZAMAN
Yukanda da dediğimiz gibi, zaman âdeta mekânı yıprat­ makta ve aşındırmaktadır; bu aşındırmayı zaman temsil ettiği ve içerdiği "kabz" gücünün (la puissance de contraction) bir so­ nucu olarak yapmaktadır; ayrıca, karşıt olduğu mekânsal ya­ yılmayı da gittikçe ve sürekli olarak azaltmaya çalışmaktadır. Fakat bu karşıt (antagoniste) ilkeye
Hâlâ deminki konuşmanın heyecanı içinde olan Konstanjoglo, Çiçikov’un sözünü sertçe kesti: — Hemen zengin olmak isterseniz, asla zengin olamazsınız; ama ne zaman zengin olacağınızı önemsemezseniz, hemen zengin olursunuz! — Demek öyle?.. –dedi Çiçikov. — Öyle ya! –dedi Kostanjoglo sertçe; sanki kızgınlığı Çiçikov’a yönelmişti.– Önce çalışma sevgisi
Düzleşen yolda kuş gibi uçmaya başlayan yaylının iniş çıkışlardaki yükselip alçalışına uygun bir biçimde arabacı yerinde ritmik bir şekilde sallanan Selifan kırbacını havada sallayarak, “Deh! Deeh!” diye bağırıyordu. Oturduğu deri minder üzerinde ileri geri sallanan Çiçikov’un yüzüne bir gülümseme yayılmıştı, hızla giden arabayı severdi çünkü.
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.