Öncelikle kitabın içeriğinden bahsetmeden önce kitabın yazarından biraz bahsetmek istiyorum. Söz konusu Genel Türk Tarihi araştırmaları olduğunda ilk sırada Ruslar yer alır, sonra Avrupalılar gelir. Herhâlde her iki halkın Göçebe(Nomad) - Bozkır kültüründen gelmesinden olsa gerek, Ruslar bizim tarihimizi araştırmaya bir hayli meraklılar. Bu
Cahit ağabeyin deneme türünde yazdığı 2 kitabından birisi. Gazetede yazdığı yazılarından oluşuyor. Basit bir dili var, anlatılanlar o kadar net ve açık ki bir düğüne gidip okusanız bile ne okuduğunuzu anlarsınız.
Eserin alâkası olmayan tek şey Cahit beyin soyadı sanırım; Sert, kızgın, öfkeli, boyun eğmeyen ve açık sözlü yapısı. O kadar samimi ve yakın hissediyor ki insan. Ardından dökülen göz yaşlarını zerresine kadar hak eden bir şair.
Kitap ilkkez 1986 yılında yazılmış. Yani 33+ sene önceki olaylar üzerine. Ama bunları bilmeden Zarifoğlunu tanımadan alelâde elinize alsanız bu kitabı, eminim ki 2019 yılının Aralık ayında basılmış bir kitabı dersiniz. Keşke demesek, keşke dede ve ninelerimizden dinlediğimiz yabancısı olduğumuz bir acı hatıra gibi olsa burada yazanlar. Ama ne yazık ki aynı olaylar halen devam ediyor. Ne yazık ki bunlar acı birer hatıra olarak değil de köz haline geldikçe odun atılan bir ateş gibi capcanlı dipdiri.
Biz çok çabuk yumuşuyoruz, öfkemizi diri tutmak, hafızamızı tazelemek, gerçeklerle yüzleşmek için bir şairin kaleminden harika bir eser.
Bu eseri tatlı su Müslümanlarına, doğruya doğru diyemeyene, hakikatten burun kıvıran adamlara, islâmı küçğmseyenlere tavsiye etmiyorum.
Yazımı İsmet Özel'in Zarifoğlu için söylediği şu sözle bitirmek istiyorum: "Ben yaşadığım sürece onun eksikliğinin farkına varacağım."
Günaydın dostlar.
Taner isimli bir abimiz Kindle, E-Okuyucu hakkında güzel bir ileti paylaşmış. (Bağlantısı sondadır)
Kindle aldığımdan beri böyle bir şey yazmak istiyordum. Taner bey'in yazısı da ilham kaynağı oldu. :)
Normalde "cihaz reklamı" yapmak bana göre dünyanın en itici şeyidir. Fakat ben Kindle'a bir marka, cihaz gözüyle
Düşünmenin Gereksindiği : SÜKÛNET… #150581408
Düşünmek, dile getirildiği zaman herkesin başarıyla meydana getirdiği bir eylem gibi görünse de, asıl manasına baktığımızda o kadar da basit bir eylem olmadığını, aslında sahip olduğu derinliğin herkesçe çözümlenemeyen karmaşık bir denklem olduğu bir serüven zannımca.
'
Son derece hoş bir dille yazılan, bolca nükte, iğneleme barındıran bir eser olan "Gevezeler ile Meraklılar" kitabı, ilk bölümde gevezelerden bahseder, sözün ne denli kıymetli bir şey olduğundan bahsedip, boşa edilen sözlerin ancak kişiye zarardan başka bir şey getirmeyeceğini söyler durur. Kendinden önce gelenlerden bir sürü alıntılar
Oyunun orijinal ismi ''Two Gentleman of Verona'' olsa da buradaki karakterler erginlik çağına girmiş, varlıklı ailelerden gelen delikanlılardır. Ancak hareketlerinden ve tavırlarından 20 yaşın altında oldukları anlaşılmaktadır. Zaten Valentine de, hayatında ilk kez yolculuk yapmaktadır.
Proteus-Valentine arasındaki olay örgüsü
-Ya yaşa, ya öl.
-İkisi de olmuyorsa?
-Uydurun Aslan Bey, uydurun.
Zaten her şey çok uyduruk.
Zamanın Farkında, Şule Gürbüz'ün beş farklı öyküsünden oluşan, Oğuz Atay Öykü Ödülü'ne sahip, felsefe ve edebiyat birleşimiyle oluşmuş, hoş bir kitap.
Toplumcu, özgün, soyut, karakterler üzerinden genele doğru, iğneleyici ve sorgulayıcı bir
Bernhard'ın anlatım şekline, kendisinin eserlerini okudukça daha da çok alışıyor insan ister istemez. Çünkü basit bir anlatım şekli değil bu. Bir yazar yazdığı metnin anlatımını kendi çapında zorlaştırabilir. Bunun amacı süslü bir anlatıma erişmek olmamalıdır. Kimi yazar böyle yapar; süslü anlatım biçimleri kullanarak eserinin okunabilirliğini
Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduklarını aldığın zaman
Biliyorum ne düşündüğünü
Ne zaman uyuduğunu
Nereye gittiğini
Nereye gideceğini
Seninle bir randevumuz var
Bay 658
Öncelikle söylemem gerekir ki okumaya çok geç kalmışım ama yazarın diğer kitaplarını hemen okuma listeme aldım Okuduğum, hatırladığım ve bildiğim kadarıyla ilk polisiye
Hayatımız göründüğü kadar basit değil
ama anlaşılmaz gibi de değil öyle
çoğunu unuttuk belki şimdiden
belki bitti birtakım bekleyişler
umutlar da bitti bir zaman, sevgiler de
ama unutmayalım
zulüm de biter hayatımızda