Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
hey babam hey ne ararsan var
Tüm insanlar ona göre kötüydü. Birbirlerini küçümserler, dövüşürler, içerler, birbirlerini aldatırlar. Birbirlerinden üstün olmak isterler ama, kendi kendilerinin bile efendisi değildirler.
Bazı insanlar her başarısızlıkta dış faktörleri suçlar. En büyük rakiplerine yenilince, 'saha çamurluydu', 'hakem kötüydü', 'rüzgâr karşıdan esiyordu' edebiyatı yapan takımlar bu gruba örnektir. Böyle düşünenler kendi yetersizliklerini göremediklerinden kendilerini de geliştiremezler. İkinci bir grup ise her olumsuz
Reklam
*Günlerin adı, sürelerince yaşanılan olayların değerine göre değişebilir. Bugün, şimdilik'' paltosunu ilk çıkardığı gündü'', sonra ''Güler i ilk gördüğü gün'' olacaktı. Güneşliydi, ılıktı*.s.59 *Neden insanlar durup gülmüyorlardı? Sevmedi onu. O olsa bir gün bir muziplik yapardı....Belki bu düzeni ancak
Can YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar tarih boyunca oldukça kötüydü. Ama son yarım bin yıl içinde, Batılılar herkesten daha kötü olma konusunda daha becerikli çıktılar.
Sayfa 144Kitabı okudu
Hayat kötüydü, daha iyi yaşamak gerekiyordu! Ama aynı zamanda görüyorum ki, daha iyi yaşama istediği kimseye bir sorumluluk da yüklemiyordu...
Sayfa 311 - Can 6. Basım Haziran 2021, İstanbulKitabı okudu
Bazı zirve anlayışlarına çıkılmaz anca inilir...
"Tanrı ve ölüm korkusu olan, insana merhamet etmeyi bilenler de vardı, hatırlamaya bile değmeyecek, köpek gibi olanlar da. Fakat en kötüleri, çamurun içinden çıkmasına rağmen prens olmuş gibi davranan, toprak köleleri arasından yükselip amir olanlardı!" İnsanlar geldiği yeri unutsa bile davranış ve tavırları hep hatırlatır. (: En alt tabakadan başlayıp gördükleri eziyet olsun, ayrımcılık olsun, hak yeme olsun vs. hep bundan yakınırlarken başa geçtiklerinde yaşadıklarının daha beterini başkalarına çektiriyorlar. "Eşeğe altın semer koyulsa bile eşek yine eşek." olayı. Değer veya kalite belirleyen ortam veya hayat değil, kendimiziz. Yaşadıklarımızdan ders almadığımız sürece biz de başkalarına ders olmaya devam ederiz. Eğer ki o, "Ben çalışırken çektim ve bu çok kötüydü ama iyi ki de yaşadım çünkü bu, onları daha iyi anlamamı ve onlarla daha iyi empati kurmamı sağlayacak. Onun haricinde yaşayıp gören biri olarak iyileştirilmesi gereken koşulları da öğrendim. O yüzden benim çalışanlarım benim gibi eziyet çekmeyecek. Saygınlığım, korkudan ve baskıdan geçici değil, içten ve kalıcı olarak gelecek." deseydi geldiği yerin utanç verici olmadığını aksine bir fırsat olduğunu görmüş olurdu. Ama şimdi kendisi altın semerli bir eşek ve bundan hoşnut. :))
Reklam
Adelet hüküm veremeyecek hükmünde artık
"İnsanlar tek başına bile yeterince kötüydü ama burada yargı benim asla anlayamayacağım şekilde işliyordu. Onların bir terazileri yoktu."
Sayfa 124Kitabı okudu
"Bir yabancıyı ne kadar yedirip içirsen, ne kadar baksan, yine yabancı kalırdı...bir yabancı!" "Eğer herkese karşılıksız dağıtacak olsalar altının da değeri olmazdı zaten." "Neye yarardı ki güzellik? Güzel olmaya ihtiyacı mı var insanın! Güzel gözler değildi onun istediği, suyun dibinde de çok iyi gören gözler
İnsanlar niçin böyle yaşıyorlardı? Niçin bazıları iyi bazıları kötüydü? Niye bazıları mutlu, bazıları mutsuz? Niye bazılarından herkes korkar da bazılarından kimse korkmaz? Niye bazılarının çocukları var, bazılarının yok? Niye bazıları başkalarına maaş verdirmeyebiliyor? Besbelli, en iyi durumda olanlar en çok aylık alanlardı. Ama dedenin maaşı çok azdı ve herkes onunla alay ediyordu.
Sayfa 128
Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışık yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü.
Reklam
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Hukukun Üstünlüğü: Postal ve Dalak
Hindistan'ın siyasi birliğe ve demokrasiye İngiltere sayesinde ulaştığı şeklindeki iddianın en önemli ayaklarından biri de İngilizlerin 'huku­kun üstünlüğü' kavramını getirdikleri tezidir. İngilizler sömürgeci amaç­larını meşrulaştırırken bu teze sıklıkla başvurmaktadırlar. İngilizlerin Hindistan'da kendilerine nasıl bir
İngiliz Gaddarlığı
İngiliz emperyalizmi kendisini meşru bir zemine oturtmak için aydınlanmacı despotizm argümanını kullanıyordu. Yapılanlar güya yönetilenin iyiliği için yapılıyordu. Churchill'in 1943'ün ikinci yarısındaki insanlığa sığmayan tavırları, bu iddianın mesnetsiz olduğunu göstermişti. Fakat iki asırdır, bu iddia dolaşımdaydı. İngiliz
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.