"İyi olmak için akla ihtiyaç yoktur"
Herkese selam bugün dünyanın en önemli eserlerinden John Steinbeck in yazdığı Fareler ve insanlar kitabını inceleyeceğim.Kitap incelemesine geçmeden Yazarımız hakkında bilgi vermek istiyorum;
John Steinbeck 1902 yılında ABD nin Kalifornia eyaletinde doğmuştur.Irgat bir ailenin çocuğu olarak küçük
Acilen okunması gereken bir kitap. Varsa olan ön yargıları kırarak, bu muhteşem eseri okumalısınız. Şiddetle öneriyorum.
İnanın bu kadar beklemiyordum. Çok yüksek beklentiyle başladım ama beklentimin de üstüne çıktı. Bir Türk yazardan bu kadar muhteşem bir fantastik eser okumak hem duygulandırıcı hem gurur verici.
İncelememi spoilerlı ve
Taş Sektirme Ustası kitabı üzerine yazılan incelemeleri okurken fark ettim ki, taş üzerine söylenmiş ne kadar atasözü ve deyimimiz varmış. Oysa sıradan bir taş ama marifet bakmakta değil görebilmekte derler ya işte, yazar görmüş taştaki kerameti ve deyim
"Tam olarak fark neydi? Hangi insanların çizgili pijama, hangilerinin üniforma giyeceğine kim karar vermişti?"
Savaş, hırs, nefret, ırkçılık gibi birçok kavram çocukların sözlüğüne ait değildi, olmamalıydı da. İnsanlar arasında ayrım yapamazlardı onlar. Daha öğretilmemişti ki onlara. Eğer tanışmaması gereken iki çocuk karşılaşırsa
Söz konusu felsefe olunca akla ilk gelen soru Felsefe nedir? Philosophy is philosophy! Felsefe, felsefedir. Yani bir bütün olarak cevap yine kendini içerir. Felsefenin ana maddesi insandır. İnsanın en büyük çıkmazı da şimdiye dek tanrının varlığı olmuştur. O zaman? Felsefe insanın izini sürerken tanrının varlığını da yüzyıllardan beri
Ece Üner'i birçoğumuz tanırız.
Televizyonda, cesur konuşmalarıyla daha çok... Kalemiyle tanışmak bu eserle nasip oldu. Sanırım okurların büyük çoğunluğu da henüz tanışmamış durumda.
"Hiçbir kadın nesneleştirilemez!" (s. 129)
Eser, gündemdeki olaylara kendi yorumunu getirmesi ile oluşuyor. Sanırım en çok etkilendiğim bölüm
dürüst değil ikiyüzlüsünüz. tevazuunuz
kibir, köleliğiniz efendilik. Dedi Kâbil
Ben de diyorum ki;
Tevazu sahibi insanlar, üstünlüklerini göstermeye çekinmeyen insanları, sahip olduklarıyla övünenleri hep kibirli olmakla suçlar. Kibrin kelime anlamında bile vardır bu. Peki tevazu sahibi olduğunu sürekli dile getirip bununla övünmek ve dahi bunu diğer insanlardan üstün kılan bi özellik, meziyet gibi görmek kibrin ta kendisi değil midir??
Haksızdı kâbil kötüydü kâbil ama günahkar idiyse de bırak yansındı. Bi yerden sonra fazla tevazu ile onu döndürmeye çalışmak da kibrin alametiydi. Çünkü kader vardı..
Okudukça değişti dönüştü başladığı yere geri döndü sanki zihnim. Güzel kitapsın!!! Bu tarz kitapları genelde tercih etmesemde yolum kesişti ve okuyorum az kaldı bitmesine.. Ama yineliyorum güzel kitapsın!!!
Kötüye sürekli kötü olduğunu söylemek onu daha kötü yapar da seni daha çok iyi yapmaz. Artık sende kötüsündür.
Kötüyü doğruya çevirmeye çalışmak ilk önce iyi niyetlidir ama dönmedikçe doğruya, hazla inatla ısrar etmek, döndüren olmayı istemek seni bulanıklaştırır, niyetin iyi de olsa başlangıçta haz bulaşınca o niyete kirletir matkaştırır!!
Çok taktım kafaya iyinin ölçütü ne kadardır ne kadar sonra kirlenir. Kötüyü iyileştirmeye çalışırken iyiliği kaybedip kötüleşmek yeğ midir?
> Bu, bu kitaba daha önce yapılmış Protip v.1.0 incelemenin devamı niteliğinde olan v.1.1 güncellemesidir. Biliyorum, o gün için esprisine de olsa, yayınlamış olduğum kısa inceleme ile hep birlikte çok gülmüş ve çok eğlenmiştik. Fakat işlerimin yoğunluğu ve kişisel durumumdan kaynaklı biraz gecikmeli de olsa, sözümü tutmak ve Ulu Önder Gazi
Tüm insanlar ona göre kötüydü. Birbirlerini küçümserler, dövüşürler, içerler, birbirlerini aldatırlar. Birbirlerinden üstün olmak isterler ama, kendi kendilerinin bile efendisi değildirler.