"Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim  çocuk olmaktan, ve beslenme çantamda  otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında (Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman) özlemeye başladım herkesi...Ve bu hasret öyle uzun
Eski Sevgililer ve Köfte
ADAM : Sevgilim, bugünlerde çıkabilecek miyiz? Hayır hazırlanman birkaç yıl daha sürecekse bu kıyafetlerle çıkmayalım. KADIN : Neden? ADAM : Moda değişecek hayatım. Ya da en azından mevsim değişecek, yazlık kıyafetlerle üşümeyelim diyorum. KADIN : Abartma. ADAM : Sen de abartma. Bir buçuk saattir portmantonun aynasında kendimi seyrediyorum
Reklam
Yılmaz Erdoğan
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Kader
( Adam koltukta yatmaktadır. Elinde ısırılmış elma vardır, elinden kaymış düşmüştür. Etraf dağınık, kağıtlar etrafa saçılmıştır. Kapı çalar, adam dayanamaz kapıyı açmaya gider. ) ADAM – Ben sana kaç sefer diyeceğim Azray?. ( Şaşkın ) Siz kimsiniz?. KADIN – Özür dilerim, apartman ışığına basacaktım ama sizin zile basmış oldum. ADAM – Önemli
Bir Yudum Kitap
İnsan sevmeyi bildi mi, her şey yoluna girer. Güvercinler yeniden hür olur, gri bulutlar kaybolur, gökyüzü maviye kavuşur. Hiç sebebi yoktur. Ruh Adam'ı hatırlayın: "Niçin seversin Güntülü? - Sevginin niçini olmaz ki efendim." demişti Güntülü. Ne olursa olsun sevmeyi unutmayın sevgili okur. Onu da unutursa insan ne kalır geriye? Var
Cemal Süreya'ya ait olmayan dizeler
* Bu ileti ekşi sözlükte Cemal Süreya adıyla paylaşılan sahte iletileri araştırıp ortaya koymuş olan "don tshort" isimli kullanıcının paylaştığı entry'den alınmıştır. Aşağıda alıntıladığım dizelere
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Reklam
317 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.