Yalanlarını Sevdim
Seninle ilgili duyduğum korkunç sözleri hiçbir zaman ciddiye almadım. İnsan sevdiğine inanır çünkü inanmak ister. Çünkü bazen gerçek, yüreğe taş gibi oturur ve insan o ağırlığın altında ezilmek istemez. Ben de istemedim. Beni kandırdığını biliyordum, gözlerinin içindeki tereddütten, sesindeki o hafif titremeden… Ama yine de dinledim seni. Çünkü yalanların bile güzel geliyordu kulağıma. O cümlelerin içinde kaybolmak, gerçeğin sert duvarlarına çarpmaktan daha kolaydı. Belki de hepimiz biraz böyleyiz. Kendimizi kandırmaya meyilliyiz. Bilerek, isteyerek, göz göre göre… Çünkü bazen doğrular, kaldırabileceğimizden daha ağırdır. Senin de bana söyleyemediklerin vardı. Belki korktun, belki bencilce sakladın, belki de gerçeği söylemenin bir anlamı olmadığını düşündün. Ama biliyor musun? Bunların hiçbiri umurumda olmadı. Ben senin yalanlarını sevdim. Yalanların umut verdi bana. Yalanların, beni bir süreliğine de olsa mutlu etti. “Her şey yolunda” dediğinde, her şeyin aslında yolunda olmadığını biliyordum. Ama yine de inandım. Çünkü inanmak, kaybetmekten daha kolaydı. Sonra bir gün fark ettim. Yalanların, içimi ısıtan bir güneş olmaktan çıkıp, içimi üşüten bir rüzgâra dönüşmüştü. Seni dinlediğimde artık huzur bulmuyordum. Kelimelerin eskisi gibi anlam taşımıyordu. O büyü, o sıcaklık kaybolmuştu. Ve işte o gün anladım. Yalanların bittiğinde biz de bitecektik. Çünkü gerçeğin içinde, senin bana verebileceğin hiçbir şey yoktu. Çünkü biz, bir yanılsamanın içindeydik. Çünkü ben, en başından beri, seni değil, senin yalanlarını sevmiştim. Ama yine de… Keşke hiç bitmeseydi.
Senin içinde “nefret” her zaman “sevgi”den güçlüydü. Aralarında hiçbir savaş yoktu ya da pek az bir savaş vardı; çünkü “nefret”in dev boyutlardaydı ve korkunç biçimde gelişiyordu. Bu iki tutkunun aynı ruhta barınamayacağını anlayamadın. İkisi bir arada, o güzel, oymalı evde yaşayamazlar. Sevgiyi besleyen hayal gücüdür; hayal gücü bizi bildiklerimizden daha bilge, hissettiğimizden daha iyi, olduğumuzdan daha soylu kılar; bize “hayat”ı bir bütün olarak gösterir; başkalarını, hem gerçek hem de ideal ilişkilerinde anlamamızı yalnızca hayal gücü sağlar. Sevgiyi yalnızca güzel şeyler, incelikli düşünceler besler. Ama “nefret”i herhangi bir şey besleyebilir.
Reklam
Sevgilim Değil Sevdiğim
Bugün sevgililer günüydü! Ama benim sevgilim yoktu, Bir sevdiğim vardı... Gözleri gözlerimde sürgün kaldı, Elleri yüreğimde kelepçeli kaldı; Bakışlarımız Kürtçe gibi yasak kaldı, O hülyalarım da hatıra kaldı, Bense onun düşlerinde yabancı kaldım. Sevgilim değildi! Sevdiğimdi... Bugün sevgililer günüydü, Sen düşlerime geldin, Gözyaşlarım seni şiir diye yazdı. Yüreğim hala senin için matem tutuyor... Sevgilim değil, Sevdiğim!
1🔸0 yıl geçmiş bir sevginin romanı bu 4🔸0 yıl geçse de unutur mu bu ömür? Ş🔸imdi sen ayrı kollarda. Ben ise tek başıma U🔸nuttun mu geçen o maziyi? B🔸en senin için bir hiçmişim meğerse A🔸yrılık yoktu. Hani yeminlerin, sözlerin vardı? T🔸arih yazmayacak belkide. Ama peşindeyim bu dünyada ve ahiretinde..!
928 syf.
9/10 puan verdi
gerçekten sonu beni çok yıprattı. o kadar zor okudum ki nefes alamadım okurken çok fazla ağladım ya fena bir sondu gerçekten. ilk bitirirken şaşkın şaşkın baktım ben ne okudum ya? diyerek çok yordu final beni eminim okuyan herkesi yormuştur. tıpkı aslı yazarken yorulduğu gibi. tepkim oldu başta böyle son mu olur bunu hak etmediler diye ama üstüne
Beyaz Leke - 2
Beyaz Leke - 2Aslı Arslan · İndigo Kitap · 2025144 okunma
Erkekler, annelerini anlayamaz. Bana yapılan yanlış, benim girdiğim günah, sonuçta çektiğim ceza ve utanç dışında, diğer kadınlardan farksızım. Sana hamileyken ölüme meydan okudum, seni emzirirken mücadele verdim. Azrail'le senin için savaştık. Tüm kadınlar, çocukları için ölüme karşı gelir. Çocuğu olmayan ölüm, bizim bebeklerimizi ister.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.