Coğrafyacılar aman dikkat :)
Çünkü sarhoşlar teki çift görür. Diyelim bir yerde tek dağ var, coğrafyacı iki dağ var diye not edecektir.
Aman dikkat ! :)
Cehennem boşalmış, şeytanlar aramızda
Sayfa 337 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aman dikkat edelim! Dünya ölçüleri tartamaz, ölçemez, o kadar büyük bir nimettir. Tarikatımızın kıymetini bilelim.
Pek de şaşılacak bir tespit değil herhalde? Kıkırdıyor. Sana veriyorum. Neyi veriyorsun? Kontrolü Nikki. Ne istediğini söyle. Tam olarak ne istediğini söyle. Senin dışında mı? Nerene dokunmamı istersin? Ne hızla? Göğüs uçlarını ısırmamı mı istersin yoksa kulaklannı mı? Dilimi o enfes deliğine daldırmamı mı istersin? Söyle Nikki. Bana ne
Sayfa 164
Rabbimin Kur'ân'ı, seçilmiş Nebî'nin sünneti Kül olmuş, nerede devrimciler? Nerede Peygamber'in devrim dostları, kahramanlar Siyonist yerleşimciler haddini aştı, zulüm yaydı Utanç ve rezil yönetim ise buna rağmen sustu, kibirlendi. Düşmanın köpekleri köylerimizin her yerinde dolaşmakta İnsana benzeyenler dolarlarla satın
Sayfa 155Kitabı okudu
“Bir kadını sevmeye nasıl başladığımızı hatırlamak istediğimizde zaten ona aşığızdır; aşık olmadan önceki tahayyüllerimiz sırasında, ‘Bu bir aşk başlangıcı, aman dikkat!’ diye düşünmeyiz; tahayyüller biz pek de farkına varmadan, birer sürpriz olarak gelişir.”
Reklam
Sözleri yarıda kaldı ve kesik bir nefes aldı. Önce, nedenini... Ne yaptığımı fark etmedim, sonra bir şeyler kafama dank etmeye başladı. İç organlarımın ansızın yay gibi gerilmesine yol açan o his, gözbebeklerinin koskoca açılması ve capcanlı bir maviye dönüşmesi, birden göğsünün şişmesi ve dilim başparmağının biraz nasırlı olan etli kısmında gezinirken aldığım tuz tadı. Yüce Tanrım. Aman Tanrım. Başparmağını yalıyordum. Yani ciddi ciddi başparma­ ğını yalıyordum. Ve vücudum teninin kanunsuz ve tamamen yasak tadı­ na cevap verdi. Göğüslerimin üzerine bir ağırlık çöktü ve içime bir sıcaklık yayıldı. Zayne geriye çekilmedi. Sanki öne doğru geliyordu, vücudunun üst kısmı aramızdaki vites kolunu geçmişti bile. Kanım iki çok farklı nedenden tutuşuyordu ve geriye sıçrayıp aramızdaki teması sona erdirdim. Yanaklarım... Tüm vücudum cayır cayır yanıyordu. Ne söylemem ya da yapmam gerektiğini bilmiyordum. Zayne bana bakıyordu ve göğsü düzensiz bir şekilde inip kalkıyordu. Ne düşündüğünü bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum. İç organlarımı lava dönüştüren o feci ısının yerini korkunç bir utanç hissi aldı. Aklımdan ne geçiyordu yahu? Havaya ve yalnız kalmaya ihtiyaç duyarak emniyet kemerini çabucak çözdüm ve kendimi arabadan dışarı attım. Gözlerim batıyordu. Yaptığım şeyden sonra bu erken akşam yemeğine katılmam imkânsızdı. Bir taksi çağırmalıydım, ya da eve yürümeliydim, ya da Alaska’ya taşınmalıydım, ya da ağzımı dikmeliydim...
Sayfa 133
Müslüman için Müslüman dünyasının dışındaki bölge dârü’l-harb’ dir ve orada yaşayanlar harbîdir. Onlar içeride yaşayan gayrimüslimden de farklıdır, içerideki gayrimüslim zımmîdir. Belirli vergilerle, mükellefiyetleri karşılığında himaye edilir. Halbuki teorik olarak bir harbî öldürülmelidir, malı da yağmalanmalıdır. Bunun istisnası ancak “aman” (garanti izin) alarak gelen harbî için söz konusudur. Dikkat edin gelen ister sefir, ister hacı, ister tüccar olsun statü fark etmez.
Çok görmüş geçirmiş, başından çok işler geçmiş bir kişiye benziyor. Böylesi kişilerin yalımları içlerinde hiç belli etmeden yanar durur, aman dikkat.
Yapı Kredi Yayınları
Aman yalnızlığa dikkat. Tıpkı en tehlikeli uyuşturucu gibi bağımlılık yaratır. Gün batımı artık size hiçbir şey söylemiyorsa, kasılmaya son verin ve kendinize aşkı arayın. Şunu hiç unutmayın, bütün öteki manevi iyilikler gibi sevgide de ne kadar verirseniz karşılık olarak o kadar alırsınız.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
“Başkalarının duygularını fark edip ona cevap verebilmek, zaman ister. Duygulara yer ve imkân verecek bir zihinsel uzaya gereksinir, ilişkileri önceleyen bir arzululuk haline ihtiyaç duyar. Bu da hedef yönelimli toplum için bir meydan okumadır. Bu toplum bize, “duygulara dikkat kesilip de yavaşlama, aman hız kesme, hedefleri erteleme” diyor.”
Atatürk'ün en çok üstünde durduğu mesele eğitimin milli olması; eğitimin milli olması için de, diyor, "Lisanın her dalda Türkçe olması tartışılamaz bile." Defalarca ve son nefesinde bile bunu söylüyor. Kitabı açın bakın. Şimdi Atatürk'ün birinci ilkesi bu iken, "Atatürkçüyüz, çağdaşız." diye geçinen birileri Atatürk'ün ısrarla, aman buna dikkat, dediği şeyin tersini yapıyorlar. Demek ki; bu kişiler Sahte Atatürkçüler. Eğer Gerçek Atatürkçü iseler, bu kararı derhal düzeltmeleri gerekir..
«Aman dikkat et Tanrıyı bilgiden yoksun kılaca­ğına göre, sözlerin pek cüretli olmasın!»
İnsanlara kaptırma kendini, durmadan koşuşma, onlara uyma, insan bir makinedir, bir yerde bozulur, yavaş kullan aklını, şimdi biraz dinlen, şimdi hep birlikte saçmalayalım, aklımızı dinlendirelim, mantığımızı dinlendirelim, rüyada yaşıyalım. (Aman dikkat et, kafanı bir yere çarpma. Deliler uzun yaşar, budalalar uzun ömürlü olur, aptallar rahat eder.)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.