“Dünyayı biliyordu. Biz kimdik ki, yani Gry ile ben? Biz ne bilebilirdik ki; mağrur bir edayla arazimiz dediğimiz ıssız dağ çiftliklerinin sefaletine ve batıl inançlara saplanıp kalmış haşin bir kız ile kör bir oğlan? O tembelce iyilikseverliğiyle bizi, sahip olduğumuz büyük güçler hakkında konuşmaya yönlendiriyordu, ama biz konuşurken süssüz ve zorlu hayatımızı, vahşi yoksulluğu, çiftliklerdeki sakat ve çekingen insanları görüyordu; bu karanlık dağların dışındaki her şey karşısındaki cahilliğimizi görüyordu ve kendi kendine, aman ne de büyük güçleri var ya, zavallı yumurcaklar! diyordu.”