♡e

Akteon
Akteon cesur bir avcı ve savaşçı olarak yetiştirilmek üzere Kayron'a teslim edeilmiştir. Bir gün Kithairon Dağı'nda avlanırken Artemis tarafından geyiğe dönüştürülmüş ve köpekleri tarafından parçalanarak katledilmişti. Artemis'in öfkesinin nedeni, ya Akteon'un kendisinden çok daha becerikli bir avcı olduğuyla böbürlenmesi ya da bakire tanrıçayı yıkanırken gafil avlamasıydı. Nihayetinde ikinci yorum üstün geldi ve sonraki dönemlerde Akteon'un Artemis'i gizlice izlediği yerdeki kaya bile, Megara ile Platia arasındaki yol üzerinde işaretlenmiştir. Boeotia'da kahraman olarak hürmet görmüş ve yazın en sıcak günlerinde güneşin öldüren gücüne karşı koruması için dualar edilmiştir. Akteon'un hikayesi muhtemelen yemyeşil doğanın bunaltıcı güneşin sıcağı altında çürümesinin simgelenmesinden başka bir şey değildir.
sy 159-160Kitabı okudu
Reklam
Kayron
Sentorların atlara benzeyen biçimlerinden habersiz olan Homeros, onu setorların en dürüstü olarak tasvir eder. Ayrıca Peleus'un arkadaşı, iyileştirme ve jimnastik egzersizleri üzerine ders verdiği genç Akhilleus'un hocası yapar. Dahası kızı Endeis, Peleus'un annesi olduğundan bu iki kahramanla akrabalık bağı vardır. Sonradan kastor ile Polydeukes, Theseus, Nestor, Meleagros ve Diomedes gibi diğer efsanevi kahramanlar da çocuklarının sayısına eklenir. Her ne kadar durum annesinin isminin yanlış yorumlanmasının sonucu olsa da artık müzik de onun eğitim verdiği konular arasında temsil ediliyordu. Sentorların sanat ve bilim dallarıyla bağlantısına dair düşünce, Kayron ile Akhilleus'un hikayesinden çıkmış ve o zamandan veri modern sanatın en değerli çalışmalarına konu olmuştur.
Sayfa 163Kitabı okudu
İnsanlığın Yaratılışı ve İlkel Durumu
İnsanlığın beş çağına dair efsane, bizi bambaşka bir geleneğin çevresine götürür. Buna göre tanrılar, ilk olarak kaygı ve üzüntüden uzak yaşayan bir altın insan ırkı yaratmış. Yeryüzü kendi arzusuyla onlara hayat için gerekli her şeyi sağlamış. İnsanlar ilerlemiş yaşın verdiği halsizlik, hastalık ya da illetin verdiği acılara maruz kalmadan, tatlı
sy 157-158Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Hekate
İsminden anlaşılacağı üzere Hekate (uzaklarda) aslında bir ay tanrıçasıydı. Artemis ya da Selene'nin aksine yeni ayı gözle görünmeyen biçimde temsil ediyordu. Ayın farklı dönemlerini izah edemeyen antik dönem insanları, doğal olarak ayın görünmez olduğu zamanlarda aşağı dünyada oyalandığı sonucuna varmışlardı... İnsanlar kara büyülerin şehirlerini ya da evlerini etkilemesini engellediğine inanılan küçük resimlerimi evlerinin kapılarına ya da şehirlerin girişlerine asma alışkanlığını edinmişlerdi. Her ayın son günü evlerin kapılarının üstündeki resimleri çelenklerle süslenir ve önlerine de onun onuruna yiyecekler bırakılırdı. Bu yiyecekler daha sonra fakirler tarafından yenirdi ve bu sebeple Hekate sofrası olarak adlandırılırdı. Tanrıçanın üç suratlı ahşap heykelleri genellikle üç yolun birleştiği yerlere dikilir ve burada ölülerin kefareti olarak onuruna köpekler kurban edilirdi... Hekate genellikle, muhtemelen ayın dolunay, yarımay ve yeniay evreleriyle bağlantılı olarak, üç vücutlu (tri-form) olarak temsil edilmiştir.
Sayfa 145Kitabı okudu
Erinyeler
Hesiodos'a göre varlıklarını, dünyanın başlangıcından beri işlenen ilk alçakça suça borçludurlar çünkü toprağın kızlarıydılar ve Uranos'un parçalan vücudundan akan kan damlalarından doğmuşlardır. Burada öfkeli babanın anormal oğlunun başına okuduğu lanetlerin somutlaşması olarak görünürler.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Cezalar
Letho'ya şiddet uygulamış olan Tityos'un cezası, iki akbabanın sürekli olarak büyüyen karaciğerini kemirmesi ve yeryüzüne zincirlenmesinden ibaretti. Atreidae, Agamemnon ve Menelaos'un atası olan Tantalos tanrılarla yakın münasebete girmeye layık görülmüş, ta ki bir gün onların bilgeliğini kendi oğlu Pelops'un etini önlerine yesinler diye koyarak deneme cüretini gösterene dek. Bu suçundan dolayı sonsuz bir açlık ve susuzluk işkencesine mahkum edilmiş. Başını üstünde türlü tatlı meyvelerle dolu dallar sarkıyormuş ancak ne zaman elini uzatıp koparmaya çalışsa ani bir rüzgar çıkıp meyveleri uzaklara savuruyormuş. Ayaklarının dibinde en saf ve temizinden bir nehir akıyormuş ama ne zaman eğilip susuzluğunu gidermek istese sular aniden yerin altında kayboluveriyormuş. Eskiden Corinth kralı olan Sisifos ise işlediği sayısız suç yüzünden tanrıların gazabına sebep olmuş. Nihayetinde büyük bir kayayı yüksek bir dağın tepesine doğru yuvarlayarak çıkarmak zorunda bırakılmış. Ne zaman tepeye ulaşsa kaya tekrar yuvarlanıp düzlüğe geri düşüyormuş. Küstahlıkta bunlardan ne fazla ne eksik kalan İksiyon'un elleri ve ayakları durmaksızın dönen bir tekerleğe bağlanmış. Son olarak babalarının emriyle düğün gecesi kocalarını katleden Danaidler ya da Danaos'un kızları, her yerinde delikleri olan ve bu yüzden asla dolmayan bir fıçıya su doldurmaya mahkum edilmiştir.
Sayfa 142Kitabı okudu
Persephone (Proserpina)
Bir taraftan aşağı dünyanın karanlık tanrısının karısı olarak görünür. Tıpkı onun gibi kasvetli, korku salan bir ilahtır ve yaşayan her şeyi toprağın gizli derinliklerine doğru acımasızca çeker. Bu yüzden mezara Persephone’un odası ismi verilir. … Daha dar bir anlamda bakacak olursak Persephone kısmen, ölü biriymiş gibi ekildiği toprakta uzun süre kaldıktan sonradan yeni hayata doğru koşan bir çeşit tohumu temsil eder.
Sayfa 136Kitabı okudu
Eros(Amor)
…Kendine has silahı altın bir yaydı ve bununla gizli saklı yerlerden tatlı ancak şiddetli aşk acısını temsil eden, sonsuz etkiye sahip oklarını fırlatırdı. Zeus’un bile onun tesirine karşı koymaya gücü yetmez. Bu tasvir, aşkın doğadaki en korkunç ve en büyük güçlerden biri olduğunu ima eder.
Hermes
Bu yüzden Homeros kendisine Argus-katili ismini vermiştir. Şüphesiz bu efsanede yüz gözlü Argus, yıldızlı gökleri temsil eder ve yağmur tanrısı Hermes tarafından katledilmiştir ya da başka bir deyişle gökyüzü kalın bulutlarla görünmez kılınmıştır.
•Kozmogoni ve Teogoni•
Kozmogoni denilince dünyanın yaratılmasın dair söylenceleri anlıyoruz. Teogoni ise tanrıların kökenleri hakkında söylenceler anlamına geliyor... Alışılagelen söylentiye göre dünya Kaos'tan oluşmuştur. Ancak bundan devasa ve biçimsiz bir kütleyi değil, salt karanlık ve sınırsız olan uzayı anlamamız gerekir. Ozanların dünyanın Kaos'tan
Reklam
284 syf.
·
Not rated
Blink
BlinkMalcolm Gladwell
8/10 · 602 reads
Normal insanlar yüzlere bakarken beyinlerinde fusiform gyrus denilen kısmı kullandılar, ki bu kısım, bildiğimiz gerçek anlamda binlerce yüzü birbirinden ayırmamızı sağlayan beyin yazılımının inanılmaz derecede karmaşık parçasıdır. (Gözünüzün önüne Marilyn Monroe'nun yüzünü getirin. Hazır mısınız? Biraz önce fusiform gyrus'unuzu kullandınız.) Ne var ki normal katılımcılar sandalyeye baktığında beyinlerinde tamamen başka, daha az güçlü bir bölümü -alt şakak gyrusu- kullandılar, ki normalde bu bölüm nesnelere ayrılmıştır. (Bu iki bölgenin karmaşıklığı ile ilgili fark, neden sekizinci sınıftan Sally'i kırk yıl sonra tanıyabilirken bavulunuzu havaalanındaki bagaj teslim bandında tanımakta zorlandığınızı açıklar.) Bununla birlikte Schultz aynı deneyi otistik insanlarla tekrarladığında onların hem yüz hem sandalye için nesne tanımlama alanı kullandıklarını gördü. Başka bir deyişle otizmi olan biri için en temel nörolojik düzeyde yüz, herhangi başka bir objedir. Tıp literatüründe otistik kişi hakkında yapılmış en erken tanımlamalardan birine göz atalım: "Hiçbir şekilde insanların yüzüne bakmadı. İnsanlarla herhangi bir şekilde iletişime geçmek zorunda kaldığından onlara, daha doğrusun onların bazı bölgelerine, sanki nesneymiş gibi davrandı. Oynarken kafasını diğer zamanlarda yastığa yaptığı gibi annesine vurabiliyordu. Yatılı dadısının ellerine onu giydirmesi için, dadıya en ufak aldırış göstermeden, izin veriyordu."
Sayfa 192Kitabı okudu
Zihin okuma becerisini yitirmenin ne demek olduğunu anlamanın klasik örneği otizm halidir. Otistik biri, İngiliz psikolog Simon Baron-Cohen'ın sözleriyle "akıl körü" biridir. Otistiklerin şimdiye kadar bahsettiklerimin hepsini doğal ve otomatik insani işlemler gibi yapabilmeleri çok zordur. Onlar mimik ve yüz ifadeleri gibi sözel olmayan imaları yorumlamada, kendilerini başka birinin yerine koymada ve sözcükleri düz anlamları dışında başka bir anlama çekmede epey zorluk yaşarlar. İlk izlenim düzenekleri esas olarak devre dışıdır ve otizmi olan insanların dünyayı nasıl gördükleri bize, zihin okuma yetimizin başarısızlığı durumunda ne olduğuna dair iyi bir görüş sunar.
Sayfa 188Kitabı okudu
...Gottman'sa çok daha seçici davranıyor. Bilmesi gerekenlere sadece "Dört Atlı" diye adlandırdığı kriterlere odaklanarak ulaşabiliyor: Savunmacı tavır, umursamazlık, eleştiri ve hor görme. Bu dördü içinde Gottman için en önemli olansa hor görme. Çiftlerden birinin ya da ikisinin karşısındakini hor gördüğünü gözlemlerse evliliğin gidişatının kötü olduğu sonucuna varıyor. ...Gottman evlilikte hor görmenin kadının ya da adamın ne sıklıkla soğuk algınlığına yakalanacağını bile tahmin etmemizi kolaylaştırdığını görmüş, çünkü sevdiğiniz birinin sizi hor görmesi stres seviyenizi o kadar arttırıyor ki bundan bağışıklılık sisteminiz de etkilenmeye başlıyor.
"Bir araştırmada yeni evli çiftleri gözlemliyorduk ve sonu boşanma olan çiftlerde eşlerden birinin bir konu hakkında takdir edilmeyi istemesinin üstüne diğerinin taktir etmediğini fark ettik. Mutlu çiftlerdeyse bir partner diğerini dinleyip "haklısın" diyebiliyordu. Bu, öne çıkan bir farktı. Başıyla onay verip "evet" ya da "hı-hı" dendiği zaman bu partnere verilecek olan desteğin bir göstergesidir..."
708 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.