Her şeyden önce kamışlarına çoktan su yürüyen, 13-15 yaşlarındaki bu çocuklar, gemicilerin abdest bozduğu başüstünde, kâh gece yarısı kâh seher vakti sık sık istimna edenler ve böylelikle kötü talihe davetiye çıkarırlardı.
Sayfa 55 - gülmekten karnım yarıldıKitabı yarım bıraktı
239 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Amat, İhsan Oktay Anar'ın en etkileyici kitabı bana göre. Puslu Kıtalar Atlası daha sürükleyici bir macerayı anlatırken Amat'ın bir adım önde olması kitabın derinliğinde ve sembolizminde saklı. Hayatın bir gemiye benzetilmesi bu anlamda klişe gibi geliyor başlarda.Fakat yazarın kullandığı imgeler o kadar yaratıcı ki büyülenmemek imkansız.Örneğin; -52-55.sayfalar arasında cehennemin katları ve suçluların gemide günahlarına göre yerleştirilmiş olması Dante'nin İlahi Komedyasındaki cehennem tasvirine çok çok benziyor.Dan Brown da İnferno'sunda aynı imgeden hareket etmişti. -67.sayfada gemiyi inşa eden kişiye Nuh adı verilmesi, -74-75.sayfalarda Hz.Adem ve şeytan kıssasına yapılan atıflar, -Geminin teyakkuz borusuna üfleyen çocuğun adının İsrafil olması, -95.sayfada yasak kitap yasak elma gibi anlatılması, -102.sayfada Hz.Süleyman kıssasına yapılan göndermeler, -Geminin adının "gerçek" anlamına gelmesi ve kaptanın adının Diabolos(diyavol) yani şeytan olması, Okumayı daha keyifli hale getiriyor. Son olarak anlamını bilmediğim onlarca gemicilik terimine rağmen bir kez olsun sözlüğe bakmadan kendimi akışa bıraktığım ve unutulmaz bir deneyim yaşadığım efsane kitabı iyi ki okumuşum diyorum.
Amat
Amatİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20215.5k okunma
Reklam
Âh! Sessizliği işitip karanlığı görmek keşke mümkün olsaydı.
İyilerin ödülü ahiret hayatının güzelliklerini yaşamaya uygun olmalıdır. Günahkarların cezası ise onların ölüp ortadan kalkmalarıdır.
"Fener geminin namusudur," dedi. "Gemiler dişidir. Namuslu bir geminin feneri ne olursa olsun gece boyunca yanar. Hatta değil üç, beş kalyon takip etse bile yanar. Fener yanmadığı için Malta şövalyelerinin kalyonları bizi karanlıkta kaybettiler. Ah keşke bulsalardı da namuslu birer denizci olarak ölseydik. Artık o feneri ha yakmışız ha yakmamışız fark etmez!”
“Ağam! En iyi sen bilirsin. Ben bugüne kadar alt tarafı bir can aldım. Yüzlerce kişiyi öldürmek nasıl bir şey?" Sakal susuyordu. Sorusuna cevap alamayacağına hükmeden acemi tekrar işine dönecekti ki, o güne kadar 4.000 kadar adam öldüren yeniçeri şu cevabı verdi: "İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. Yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. Babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilân eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın.”
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.