Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgar.
Ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi âlemlere zekrederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
Amentü/ 1974
Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.
1974 yılında ilginç bir şey daha oldu. İki yıl öncesine kadar "Halkın Dostları" adıyla Marksist-Leninist anlayışla bir dergi çıkaran İsmet Özel, (Ataol Behramoğlu, Murat Belge, Haluk Şahin gibi arkadaşlarıyla) çevresine "müslüman olduğunu" söyleyerek Diriliş Dergisinin yazıhanesinde Sezai Karakoç'u ziyaret etmeye başlar.
Bu yeni dönemde yazdığı ilk şiir olan "Amentü" Diriliş'in Aralık 1974 sayısında yayımlanır. Yakın arkadaşı Ataol Behramoğlu, 1971 muhtırası yüzünden yurt dışına kaçmıştır. Özel'in Diriliş dergisinde Amentü isminde şiiri yayımlandığını duyunca şaşırdığını uzun uzun anlatır.
...
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
...
(1974)