Bazı tarihsel ikilemler en sıra dışı kişiler tarafından bile çözülemez. Arap âlemi birlik olma düşünü gerçekleştirmek için tutkuyla, canla başla mücadele etmeye, ama diğer taraftan da ondan yoksun kalmaya yazgılıydı.
Bugünkü dünyanın gerçekliği, işin bütün bu farklı yüzleri sürekli olarak akılda tutulmadan anlaşılamaz. Dünya çapındaki tek süper güç tarafından sırtlandan baskın bir uygarlığın ortaya çıkmasından sonra, uygarlıklar ve uluslar artık soğukkanlı biçimde aşılamaz. Kendilerini kültürel açıdan yok edilme ya da siyasal açıdan marjinalleştirilme tehdidi altında hisseden halklar, kaçınılmaz olarak, onları direnişe ve şiddetli çatışmaya çağıranlara kulak verirler.
"Hayatın yollarında hiç durmadan tarihimizin can sıkıcı cesetlerine takılıp sendeliyoruz. Ama geçmişiyle boğuşmaktan usanan insanlık eğer bir gün geleceğiyle karşılaşsa, onu tanıyabilecek mi? Kendini onda bulup, onun güçlü ve sıcak bedenine avuçlarını dayayabilecek mi?"
Ülkemiz her zaman bir hiziplesme, kargaşa, iltimas, adam kayırmacılık, rüşvet ülkesi olacak. Ama aynı zamanda ehli keyifligin, insan sıcaklığının, gönül zenginliğinin ülkesi...
Dudaklarınız birbirine dokundu ve ayrıldı,
Sanki kendi mutluluğunuzu tüketmiş de, başkalarınınkini ezmekten korkuyormuşsunuz gibi,
Masum muydunuz? Masumluk neyi önler?
Yaradan bile keyfimiz için kuzuları boğazlamamızı söylüyor,
Ama asla kurtları değil...