249 syf.
6/10 puan verdi
"Titanic'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!" Amin Maalouf, "Afrikalı Leo"dan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi...
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200162.2k okunma
167 syf.
·
Not rated
Doğunun limanlarına sükût yanaşır bazen. Bazen yarım kalmış bir cümlenin kayıp noktası, bazen şairin hasret çektiği dudak yanığı... Bazen ümitsiz bir davanın sürgün sanığı... Bazen uykusuz bir gecenin sabahı, bazen bir ümitsizin affedilmiş günahı... Varlığın elemini, yokluğun hazzına davet eder doğunun limanları. Hayalin perdesidir gaîb gemilerinin yelkenleri. Yazmayı bırakıp sadece izlemek, hazzetmektir. İlk cümlenin kararsızlığını sona erdiren bir noktadır. Dünyevî yanımızı uyuşturan loş bir ışık, ezberlenen bir şiirin unutulmaya en müsait mısraına kefendir o limanların yakamozları... Doğu aşktır ve liman penâh... Bizler günahkârız... Ellerimiz günah, bakışlarımız günah, aşkımız günah... Bir Müslüman ile Yahudi'nin aşkı doğunun herhangi bir limanına uğrar... Günah... Liman günahları yıkamak için ne kadar uygun bir yerdir? Delilik bir kaçış güzergâhı. Susmak deliliğin bir cüzü. Belki kırkta biri, belki yarısı... Delilik de suskunluğun... Doğunun limanlarına vuran yakamoz deli gömleği ve bir kefen tüllenen maziye. Doğunun limanları bitmeyen bir hikaye; hep yarım bırakılmış hayaller ve hayatlar... Masalsı bir delilik, delice bir masal! Bir evin, bir geçmişin enkazından sadece anahtarları toplayıp ayrılmak delilik! Eski buluşmaları tekrarlamak, her defasında en başa dönmek! Delilik ile velilik arasında çok ince bir çizgi var. Sahi neden evinin enkazından sadece anahtarları toplar bir insan? Bakü, bir insan enkazı olarak neden anahtarları aldın sadece yanına? Nadya! Neden açamadın kilitlerini içinin? Anahtarları baban topladı diye mi?
Doğunun Limanları
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832.7k okunma
Reklam
184 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 430 days
Doğunun Limanları – düşücelerim Doğunun limanları; zamansal olarak ikinci dünya savaşı, arap-yahudi çatışmaları, israilin kuruluşuna denk düşerken mekânsal olarak doğunun limanlarına yani savaşlarla beraber savrulan ve oradan oraya taşınan hayatlara şahit oluyoruz. Bu hayatlar dineşi, isyanı, bağlılığı ve aşkı temsil ediyor. Etnik ve kültürel; dinler ve diller bir bir çatışıyor. Amin maalouf bu eseri hakkında bu öykü bana ait değil bir başkasının gerçek yaşamını anlatıyor derken aslında bir karakter üzerinden o dönemin tüm yaşanmışlıklarına ışık tutmuş. Bunu İsyan’ın yaşadıklarından, Müslüman ve Yahudi bir çiftin mücadelelerinden, düştükleri yerden yeniden kalktıklarından ve duygusal derin yaralarından görebiliyoruz. Hepsi tüm bunları görmemiz için bize şahitlik yapıyor. fakat tüm bu yoğunluğun bana tam olarak geçmediğini, olmuş olayları daha önceden tahmin edişimle beni şaşırtmaması, her şeyin çok çabuk olmuş gibi anlatılması ve betimlemelerin bu kadar az olması bana bir şeylerin eksikliğini düşündürttü. Bu düşünceler kitabın güzelliğini, konunun etkileyiciliğini götürür mü emin olamıyorum. Okunmaya, sevmeye ve tüm bu yaşanmışlıkları öğrenmeye değer. ‘’Geçmişin, saatlerin ve günlerin ve haftaların ve on yılların kül kadar ağırlığı vardır; gelecek zamansa, isterse sonsuza dek sürsün, daima saniye saniye yaşanır.’’
Doğu'nun Limanları
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132.7k okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
Amin Maalouf-Doğunun Limanları • • #alıntı “Her milletten insanın Doğu’nun limanlarında yan yana yaşadığı, dillerin birbirine karıştığı o çağ, eski zamanların bulanık bir anısı mıdır ? Yoksa geleceğin bir belirtisi midir ? Bu rüyaya sıkı sıkı sarılmış olanlar geçmişten kopamayanlar mıdır, yoksa gönül gözüyle geleceği görenler mi ? “ • • “Clara’yı öperken, hatta elini tutarken bir kez olsun bunu daha önce de yaşadığımı, aynı yoldan çoktan geçtiğimi hissetmemişimdir. Onu seveli çok olduğunu. Aşk ilk günki gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse, yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir. “ • Savaşın ortasında kalmış bir adam. Adı İsyan. Babası büyük direnişçilerden biri olsun diye ona bu adı verdi. Adının taşıdığı ağırlığın altında hep ezildi İsyan. Hiç bir zaman ondan bekleneni yapmak istemese de kendini direnişin ortasında, en çok mücadele verenlerin orasında buluverdi. Bir kadın tanıdı tüm bu hengamenin arasında. Birlikte direndiler her şeye. Bir gün İsyan’ın hiç düşünmediği bir şey oldu ve tüm yaşamı onu yıllarca mahkum etmek üzere değişti.. • Savaş, hepimizin içini acıtan, çoğu hayatın yok yere yitip gittiği, hazin sonlarla dolu bir kaos ortamı.. Bu güzel eser de bu ortamda yeşeren ve yıllarca devam eden bir aşkın, hayatın, mücadelenin, beraberliğin ve acıların anlatıldığı bir kitap. En çokta çaresizliğin.. Uzun zaman etkisinden kurtulamayacağım bir hayat hikayesini o kişinin anlatımıyla okumak çok güzeldi.. En kısa zamanda okumalısınız, keyifli okumalar ️
Doğu'nun Limanları
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132.7k okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Amin Maalouf okurken onunla yaşıyor , onun geçtiği sokaklardan geçiyor o tarihte dünyada varoluyormuş gibi hissederim. Ömer Hayyam’la tanışmama vesile olmuştu Semerkant kitabında. Bu kitapta ise dönemin siyasi konularını da serpmiş aralara. Hem Osmanlı tarihi hem orta doğu hem Avrupa hakkında minik ayrıntılar var. Ama bu kitapta en çok hüzün var direniş var sevgi var aşk var. Tavsiye olunur 🦋
Doğu'nun Limanları
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132.7k okunma
216 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Milattan önceki dönemlerde bilginin gücünü fark etme şansı elde edebilen "Yunan Mucizesi"nin mimarlarından biridir Empedokles. Asil bir ailede doğmuş, babası döneminin tiranını tahttan indirmiş, bu sayede Empedokles için de siyaset yolu açılmış ama o buna tamah etmemiş. Bilginin gücüne önem vermiş. Veba salgını çıktığında bunun Tanrıların bir öfkesi olduğuna inanmamış, kentin çevresindeki bataklıkları kurutarak vebayı durdurmuş. Kuzey rüzgarına yol açmak için kuzeydeki kayaları parçalamış. Ölümü ise çok trajik, Etna Yanardağı'na atlayarak intihar ettiği kabul ediliyor. Bu kitapta da Empedokles'in Dostları bizlerle yani savaşlarla, nefret ve kinle dolu insanlıkla iletişime geçiyor. Nükleer felaketin eşiğine gelmiş insanlığı, mahiyetini tam olarak bilmediğimiz ve kitapta da öğrenemediğimiz bir şekilde durduruyorlar. Teknoloji ve tıpta çok ileri bir düzeyde olan bu "davetsiz misafirler"in her zaman içimizde mi olduklarını yoksa Dünya dışı bir nerden mi geldiklerini bilmiyoruz. Ancak yüzen hastaneleri ve "Kayıkçı" lakabından dolayı denizde kendilerini gözlerden gizleyebilecek bir potansiyelde olduklarını biliyoruz. Nerede olursa olsunlar, bu bilim-kurgu ögeleriyle dolu Amin Maalouf romanını kesinlikle sıra dışı. İnsanlığın kurtuluşu için bir kurtarıcıya gerçekten ihtiyacımız var mı? İleride kendimizi savaşlar ve nükleer silahlarla bitirecek miyiz yoksa insanlık olarak ikinci bir "Yunan Mucizesi" gerçekleştirebilecek miyiz? Her şey bize ve bilgiye bakışımıza bağlı.
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215.2k okunma
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.