Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
64 syf.
8/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
(Can Yayınları baskısından okuduğum bu) Kitapta yer alan yedi öykünün tümünde o klasik Stefan Zweig tadını hissettiğimi söyleyebilirim -- harika betimlemeler ve psikolojik tahliller anlatıma yine her anında eşlik ediyor. Gerçi öykülerdeki kahramanların hemen hepsi yalnız, takıntılı, depresyonda karakterler, dolayısıyla okuyucu da öyküleri olumsuz duygular eşliğinde takip ediyor. Ama ne yapalım, belki de bu Zweig sevmenin bir bedelidir, yani okurken ekseriyetle negatif duygu selleri yaşamak. Kitapta yer alan öykülerden beni en çok etkileyeni “Leporella” oldu. Sosyalleşmemiş insana dair anlatılar bana zaten öteden beri ilginç gelmiştir, bu anlatılara bir örnek sayılabilecek bu öyküde Zweig bu asosyal/kaba/vahşi halleri nefis betimlemiş. Ayrıca "Amok Koşucusu" ve "Bir Çöküşün Öyküsü" 'nü de beğendim. Okunmamış öyküsü kalmayıncaya kadar Zweig okumaya devam.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,2bin okunma
478 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
İnsan ruhunun karmaşasını, açmazlarını, tutkularını sağlam kurgular içinde ayrıntılarla incelterek yansıtan Zweig'in öykülerinden bir seçki. Hikayeler farklı isimler tarafından Almanca aslından çevrilmiş. Kitap içeriğindeki çoğu benzer adlarla başka kitaplar içinde de yayınlanmış öyküler şöyle; Kitapçı Mendel Yürüyüş İki Yalnız Orman Üstündeki Yıldız Geç Ödenen Borç Fantastik Gece Amok Koşucusu Meçhul Bir Kadından Mektup Lyon,da Düğün Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Prater Baharı ~ Bir Novel Bir Çöküşün Hikâyesi Mürebbiye Haç Nişanı Unutulmaz Bir İnsan ~ Bir Yaşantı Kadın ve Doğa Kısa Bir Yaz Öyküsü Avare Unutulmuş Düşler.
Seçilmiş Öyküler
Seçilmiş ÖykülerStefan Zweig · Cem Yayınevi · 2018203 okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Yıllar önce Amok Koşucu'nda okuduğum bir öykü idi bu. Ama hafızamın bana kötü gibi görünen iyi oyunlarından biri o öykünün bu öykü olduğunu unutturması oldu bana. Sonunu bile bile gene sürükleyici bir şekilde okudum, çarpıcı bir sonla beni etkiledi. Kitap özellikle intihar konusunda insanın bir şekilde kendini öldürmenin büyük bir etki yaratacağını düşünmesi( ki buna kalanlardan öç alma ya da sadece adından söz ettirme dahilinde olması) bunu hayal ederek intiharını daha da alımlı hale getirmesi ve ardından intihar eylemini gerçekleştirdiğinde eylem sonuçlarının kuru bir kaç cümleden ibaret olması beni fazlasıyla düğümledi. İyi okumalar,
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176,8bin okunma
Bir Çöküşün Öyküsü
Tarihin akışı, zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer, ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir; kaderin arabasından düşen olursa onu artık yukarıya çekmemek gerekir.
56 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yeni tanımaya başladığım Zweig her hikayesinde beni şaşırtmaya devam ediyor. Amok koşucusundan sonra biraz daha sakin bir kitaptı benim için, fakat 56 sayfaya yine çok fazla kurgu,anlam yüklemiş yazarımız. Konu olarak Paris'in cafcaflı saray yaşantısını süren bir hanımefendi'nin elindeki ipler kısaltılıp ,sıradan insanlar gibi yaşamaya başlamasıyla kendi iç dünyasında yaşadığı yıkımı anlatıyor. Kendisine hazırlanan pastoral yaşamın içinde kendini öylesine yabancı hissediyor ki kitap hanımefendi'nin intiharıyla sonuçlanıyor. Bu kaçınılmaz sona aslında önce ki hayatının naylondan oluşunun ,çevresindeki debdebe'nin, ihtişamlı, pırıltılı yaşantının sebep olduğunu fark edemeyecek kadar gözü dönmüş kahramanımız kendine dramatik bir son hazırlıyor. Sırada ki Zweig kitabı için heyecanlanıyorum. Herkese şimdiden iyi okumalar.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176,8bin okunma
Bir Çöküşün Öyküsü
Normandiya yolculuğu insanı bıktıracak kadar uzamıştı, ancak daha Courbépine’deki ilk gününde eski neşesine kavuştu. Yerinde duramayan, kıpır kıpır, sürekli yeni şeyler peşinde koşan ruhu, kırlarda yaşanan o pırıl pırıl yaz günlerinin kucağına kendini atıverdi. Deli dolu şeyler yaptı, saçlarına açık renkli kurdeleler taktı, bembeyaz giysisiyle, içinde çoktan ölmüş olduğunu sandığı o küçük kız çocuğuna uyup ağaçlıklı yollarda koşarak, çitlerin üzerinden atlayarak, vızıldayan kelebeklerin peşinden koşarak eğlendi. Koştu da koştu ve yıllardır ilk kez yürürken bütün uzuvlarını ritmik bir biçimde gevşetmenin nasıl da büyük bir keyif verdiğini hissetti, sarayda geçirdiği günlerde unutmuş olduğu yalın yaşamın her yönünü büyük bir zevkle yeniden keşfetti. Zümrüt yeşili otların arasında yatıp gökyüzünü seyretti. Ne tuhaf, yıllardır bir bulutu seyrettiği olmamıştı; Paris’in evlerinin üstündeki bulutların da böyle güzel kenarlı, böyle puf puf beyaz, böyle tertemiz ve kaygan olup olmadığını merak etti. İlk kez gökyüzünü gerçek bir şey olarak algılıyordu.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Çöküşün Öyküsü
Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı.
Bir Çöküşün Öyküsü
Çünkü tarihin akışı, zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer, ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir; kaderin arabasından düşen olursa onu artık yukarı çekmemek gerekir.
Bir Çöküşün Öyküsü
Yüreği hep yaşadığı anın içinde kayboluyordu, gerçeği söylerken yalan söylüyor, kandırmak isterken dürüst davranıyordu; tek bildiği, ne hissettiğiydi.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
İnsan uyanır, neden ve ne için uyandığını bilmezdi; burada onu kendine çeken, çağıran hiçbir şey yoktu.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Çöküşün Öyküsü
Kadın gülümsedi, kederle gülümsedi; yine o eski aldanmacaydı bu, sevildiğini hayal ediyordu, ama kimi zaman mevki için yapıyorlardı bunu, kimi zaman kendini beğenmişlikten, kimi zamanda meslekte yükselmeyi arzuladıklarından. Yine de buna kapılıp kendini unutmak çok güzeldi. Hem burada kendisinden başka kandıracağı kimse yoktu.
Sayfa 26 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Odaya yavaş yavaş akşam doldu, ama o akşamı hissetmedi. Çünkü akşam ağırdan alır. Öğle zamanı gibi küstahça pencereden içeri bakmaz, duvarlardan karanlık sular fışkırır, tavanı boşluğa doğru kaldırır, her şeyi yavaş yavaş alıp sessiz sularının içine karıştırır.
Sayfa 31 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Demek iki yıl Paris' ten uzakta yaşayacaktı: İnsanlar olmadan, iktidarı olmadan; bunca yalnızlığı taşıyacak kadar güçlü değildi o. Bu, onun ölüm fermanı demekti.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Mutluluk olmadan, varlık olmadan, iktidar olmadan, gençlik olmadan, aşk olmadan yaşayamayacağını biliyordu, Fransa' ya hükmeden kadın olduktan sonra, burada bir köylü gibi yaşayamayacağını biliyordu.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Burada bir köşeye kıvrılıp ölen bir hayvan gibi ölmeyecekti elbette, ölümünü sarmalayacak gizemli, mistik bir şeyler tasarlıyordu. Bir kahraman gibi ölmeliydi, destanlardaki eski çağların kraliçeleri gibi. Yaşamı pırıltılı olmuştu, ölümü de böyle olmalıydı, kitleleri o uyuşuk hayranlıklarından sarsarak uyandırmalıydı.
Sayfa 36 - Can YayınlarıKitabı okudu
581 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.