Kendime saçmalıklar. Okumamanızda fayda var
Morgan Freeman! Bu siz misiniz yoksa siz mi sandım? Müsaade edin yakından bakayım size. Evet kesinlikle sizsiniz! Bu ne güzel bir rastlantı üstadım. Oysaki benim şu karanlık mahzenimde rastlantılara pek az alan var ancak siz işte buradasınız, hemen yanıbaşımda. Hayır uyuyor olamam. Gördüğüm de bir rüya olamayacak kadar gerçek.Heyecanımı mazur
Benim ilham kaynağım, insanlığa gönderilmiş Kur'an-ı Kerim'dir. Tilaveti işittiğim vakit tüm sıkıntılarımı unutur; kendimi Rahman'a teslim ederim. Kur'an ve Efendimizin sahih sünneti, benim her daim hareket noktam olmuştur.
Reklam
Mewlîda Kurmancî • Melayê Bateyî
Hemdê bê hed bo Xudayê `alemîn Ew Xudayê da ye me dînê mubîn Em kirîne ummeta xeyr-ul beşer Tabi`ê wî muqtedayê namiwer Ew Xudayê malikê mulkê `ezîm Daye me mîrasa Qur`ana Kerîm
Üstadım sesleniyor :
Kızlarım, hemşirelerim! Bu zaman, eski zamana benzemiyor. Terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye, yarım asra yakın hayat-ı içtimaiyemize yerleştiği için, bir erkek bir kadını ebedî bir refika-i hayat ve saadet-i hayat-ı dünyeviyeye medar ve sair günahlardan kendini muhafaza etmek için almak lâzım gelirken; o bîçare zaifeyi daim tahakküm altında, yalnız dünyevi, muvakkat gençliğinde sever. Ona verdiği rahatın bâzı on misli onu zahmetlere sokar. Eğer şer'an "küfüv" tâbir edilen birbirine denk olmazsa, hukuk-u şer'iyye nazara alınmadığından, hayatı daima azab içinde geçer. Kıskançlık da müdahale ederse daha berbat olur. Emirdağ Lâhikası-51
Yeter ki Kur'an-ı Kerim'in her daim hatırlattığı gibi bize bahşedilen en büyük nimeti; aklımızı çalıştıralım
Kuddûsî’nin “zikr-i daim” anlayışı
Tevhid zikri, Allah'ı sürekli hatırda canlı tutmanın anahtarıdır. “La” ile her şey temizlenip "Allah" yerleştirildiği bir gönlün, hiçbir anında Hakk'tan uzak kalması mümkün değildir. Çünkü Kuddûsî'nin anlayışında ne zamanı, ne mekânı, ne de belli bir şekli vardır. O tarîkatların belli kurallara bağladığı zikri değil, herkesin her an sesli-sessiz yerine getirebileceği zikri tavsiye etmektedir. Onun için zikir, sûfî için teneffüs edilen bir hava gibi gerçektir. Çünkü gerçek âşık Ma'şukunu devamlı gönlünde ve zihninde yaşatan kişidir. Öyle ise, sûfî için Allah'ı anmanın hiçbir yönden sınırı yoktur. Onların zikri "zikr-i dâim"dir. Bu sürekli zikirde sûfînin gönlü ve diliyle ifade edeceği en güzel cümle veya kelime "kelime-i tevhid" olacaktır.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Bir topluluk Kur'an'ı terk edip onu yapayalnız bırakmış, Peygamber'in (sav) öğretilerini yele vermiş. Tüm bunlar cahillerin işgüzarlıkları, güya dine destek uğruna bilgelerin(ariflerin) konumunu sahiplenmelerinin sonucudur. Çoğu bilgisizlik içinde olup kendi heva ve heveslerine uyarak insanları yoldan çıkarırlar. Şüphesiz Rabbin doğru yolda daim olanları en iyi bilendir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Malın, mülkün, çoluğun, çocuğun, cem'i cümle varın mı gitti? Kim olduğunu, kimin kulu olduğunu ve bu dünyaya niçin gönderildiğini mıh gibi hala kalbinde tutuyorsan hiçbir çile seni yıkamaz. Mü'minin dilinin bir şifresi, parolası, bir hamdi, kalbinin her daim ayık bir şuuru vardır. O da şudur: اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ (Bakara/156)"Doğrusu biz Allah'a aidiz ve kuşkusuz O'na döneceğiz. "
İslam dinine daha çok yaklaşmak için; 1-Getirdiğin Kelime-i şehadeti (anlamlandırarak, tastik etmek. 2-İman ve İslam konularını ilim ile öğrenmek.(hükümleri,bizden istenilen tüm her şey.) 3-Hadisi Şerifleri okumak ve hayata geçirmek. 4-İslamiyetin yanlış bulduğu şeyleri terk etmek.(müzik,resim,kötü arkadaşlık..) bunları terk etmeden devamlılık sağlayamaz, şeytanın vesvesi ve imanın arasında git gel yaşanılır. 5-İlim ile öğrenilen hükümleri elden geldiğince amel etmeye çalışmak. 6-Her an Allah’ın bizi gözetlediğini unutmamak, yazıcı meleklerin sürekli yanımızda olduğunu unutmamak. 7-Tüm bu maddelerin harfi harfi öğretildiği mescidlerde bulunmak, bir hocanın dizinin dibinde yetişmek. 8-Evvela huşuyu değil, ilim ve amel ile ihlasa ulaşmayı talep etmek,(şeytan burdan kandırıyor,huşu ile kılamıyorsun,yapamıyorsun bırak gibi..) bizden istenileni harfiyen yerine getirirsek biiznillah ihlasta huşu da gelir. 9-Bunların hepsi sevgi ile olduğunu ama bazenleri zor gelip o tür durumlarda sabır ile devam ettirmek. 10-Muhabbeti ve sevgiyi daim tutmak için zikir, salavat,Kur’an Kerim Tilaveti gibi ruhu beslemek. 11-Anne ve baba duası,hocaların duası ve Allah’ın sevdiği kullarının dualarını almak, almaya çalışmak, içten etmeleri için de onların gönlünü hoş etmek. 12-Tüm bunların boşa gitmeyeceğini, ebedi cennetin bil hassa Allah’ın rızasını kazanacağımızı, Resulullah’ın(sav) sevgisini kazanabileceğimizi unutmamak. 13-Ve Ölümü,Azrail (as) her an gelebileceğini unutmamak.
Hayırlı Ramazanlarınız olsun
Bize kötülük edenleri doğrudan Allah'a havâle edelim. Kulun alacağı hiçbir öç, Allah'ın adaletinin yerini asla tutamaz. Kin beslemeyelim, İlahî adalet, müstehâk olanı elbet bir gün bulur. Bu şaşmaz bir Kanun-u İlahidir. Kulluğumuzu unutmayalım. Hepimiz âciz kullarız. Günahlarımız var, kusurâtımız çoktur. Nefsimiz nâmına değil, Allah
Reklam
Rabbim! Kur'ân-ı Kalbimin Baharı Kıl!..
Göğsümü ferahlat, işimi kolaylaştır. Dilimde ve kalbimde Zikrullah olsun. İşlerim hep rızana uygun Sâlih Amellerle olsun. Her daim İmanla yaşayıp, İman'la ölebilmek nihai gayem olsun. Amin.
Dün önüme kısa bir video düştü. Kim olduğunu bilmediğim ama kisvesi ile hoca intibaı veren bir şahıs Vâkıa Sûresinin faziletinden söz ediyor ve kelimesi kelimesine şöyle diyordu: “Vâkıa Sûresini her gün okuyacaksın, para seni bulacak. Senin çalışmana da gerek yok. Şimdi bunu söylediğim için yazacaklar. Evet Vâkıa Sûresini oku, çalışmana gerek
508 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Rıfat Ilgaz'ın yaşam öyküsünü anlattığı otobiyografik bir roman. Çocukluk yıllarından başlayarak o dönemin koşullarını kendi gözünden aktarmış yazar. Kurtuluş Savaşı'nın getirdiği yoksulluğu iki yumurtayı bir arada yiyemedim hiç diyerek dile getiriyor. Babası memur olmasına rağmen zorlu bir çocukluk dönemi geçiriyor küçük yaştan itibaren gittiği okullarda her daim başarılı ve sosyal bir çocuk. Yazma merakı küçük yaşta başlamış daha ortaokuldayken şiirler yazmış hatta İstiklal Marşı yarışmasına katılıp bir mektup bile almış dönemin Milli Eğitim Bakanlığından. O yıllarda dergilere şiirler göndermeye başlamış ve bazı şiirleri yayınlanmış. Lise yıllarında babasını kaybedince üniversite bitirmeden öğretmen okuluna gidip bir an evvel hayata atılma kararı almış. Gerede'de öğretmenliğe başlamış lakin genç yaşta bir de verem hastalığına tutulmuş. Bir evlilik yapmış ve iki çocuğu olmuş ancak hastalık bulaştırma riskinden çocuklarına bile çok yakın olamamış evliliğini de uzun süre sürdürememiş zaten. Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Marko Paşa dergisini çıkarmış. Yoksulluk, sürgünler, cezaevleri üstüne bir de hastalığın getirdiği senatoryum süreci derken hayatı mücadeleyle geçen bir yaşam öyküsü. Rıfat Ilgaz'ı yakından tanımak isteyenlerin okuyabileceği bir kitap. Toplumcu gerçekçi Türk aydınlarının verdiği mücadeleyi de gözler önüne seriyor. Kurtuluş Savaşı sürecinden 1950'li yıllara kadarki toplumun yapısını da gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtıyor.
Sarı Yazma
Sarı YazmaRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2017611 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba kitap sever dostlar bu ayın ilk kitabı @hm.alper.duran taradından yazılmış çok değerli bir kitapla geldim #zariftürk Kitap Atamız Oğuz Han'dan günümüze kadar Türklüğün ne olduğunu ve İslam'la bir bütün olduğunu, birbirinden ayrılınca verilen kayıpları derin ve ince bir araştırma ile bize anlatmakta. ''Türk İslamsız,
Zarif Türk
Zarif TürkHM Alper Duran · İdeal Kültür Yayıncılık · 202318 okunma
1.186 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.