Ah Müjgan Ah
"Semtimizin bir tanesiydi Müjgan.
Saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
Elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
Ve de her ne hikmetse, o da bana gönüllüydü.
Öyle bir sevdim ki Müjgan'ı,
Dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim.
Evleniriz gibi geldi bana.
Evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi.
Sahil bahçesinde gazoz içerekten, gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
Sonrada çarşılara giderdik.
Eşya beğenirdik, elden düşme.
Aynalı konsolumuz, topuzlu karyolamız bile olacaktı.
Müjgan'ın her an, her bir daim yanında olacaktım.
Ama olmadı.
Gitti..
Nereye mi ?
Paraya gitti abicim, paraya."
Sadri Alışık
Bundan sonra iki isim kullanma kararı aldım...
Mithril... Her daim benim ismim kalacak burada...
ikinci ismim ise o an okuduğum kitaptan sevdiğim bir karakterden çalacağım sürekli değişkenlik gösterecek ismim...
Amaç mı ne? Eğlenmek:)
Sevgiler...
Dünün Mithril / Ceren'İ ve bugünün Mithril / Lamora'sı
Ledün ilmi veya İlm-i ledün, okuyarak öğrenilmez. Allah'ın ihsanı ile kalbe ilham edilen, ilahi sırlara ait bilgilerdir. Bu ilme sahip olanlar, hadiselerdeki gizli sırları ve hikmetleri bilir. Kur'an-ı Kerimde, (Kehf) suresinde bu husus açıkça bildirilmiştir diyen Davud El- Kayseri eserinde bu gizli ilmi en yalın ve sade şekilde açıklamaya çalışmış...
Davud El-Kayseri eserinde, sevginin bilginin neticesi ve bilgi de Yaradanı önce bilmek, sonra onun yarattığı her şeyi sevmek; varlıklarını ve haklarını gözetmekle mümkün olabileceğini öğütlüyor. Bunun neticesinde de çıkarsız koşulsuz sevgi bizi Allah'a, ve onun gizli hazinelerine yaklaştırıp gizli ilimler penceresini açabileceğimizi anlatıyor...
Kuran ayetleri ile yazılmış olan bu eserde hadis olarak paylaşılan ve neredeyse hepimizin bildiği hadislere kaynağı bulunamadı notu alınmış...
Gizli ilimler her daim dikkatimi çeker ve bu konuda yazılmış eserleri okumaktan keyif alan biri olarak büyük bir merak ile okudum...
Eser ne kadar günümüz diline yakın olarak tercüme edilse de anlamadığım bir çok kelimeyi de öğrenmeme sebep oldu...
Simsiyah gözlerin ahu misalin
Daim Hak’ka(c.c.) bakar her an visalin
Beyazı ölçücü gözde kemalin
Kaşların sureti gökte hilalin
Razıyım rüyada yüzünü göster
Aşık maşukuna can vermek ister(s.a.s).
-Mehmet Emin Ay-Hayrettin Karaman 92 yılı
YouTube kitap kanalımda bu kitabın da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz:
ytbe.one/a3ctaLux8B4
"inançsız birinin, dinden bir körün renklerden veya bir sağırın güzel bir besteden söz ettiği gibi söz etmesinde korkulacak fazla bir şey yoktur." sözlerine sahip yazarın kitabı.
- Kara Afrika'nın dışarıdan
Moby Dick'in ismini duymayan yoktur belki de. Çocukken okuduğumuz o minik ufak kitaplar arasında kapağında 'balina' resmi olan kitap Moby Dick idi, değil mi? Sizi bilmem ama ben bu eseri küçükken okuduysam bile şu anda anımsayamıyorum. Moby Dick kimilerine göre bir serüven romanı. Kimilerine göre de bir deliliğin, takıntının diğer bir adı. Ishmael
Çocuğun zamanı yok. Her daim cennette gibi duruşu bu zamansızlıktandır. Sadece yaşadığı an'ın içindedir o. Dünsüz ve yarınsız. Masumiyeti, ân'ı yaşayışından kaynaklanır. Masumiyetin yitimi bu yüzden o denli acıdır.
Saadettin MERDİN Hoca, Allahü Teala' nın Peygamber ve kitap ile indirdiği dini, bizim aziz pavluslarımızca nasıl uydurulan bir din haline dönüştürüldüğünü eserinde detaylı bir şekilde dile getirmiş. Özellikle İnsanı Kamil ve Hakikat-İ Muhammediyye/Nûr-İ Muhammedi bölümleri çok dikkat çekiciydi.
Okuduğunuzda hayretler içinde kalıyorsunuz.
Suskunluk Dağının Zirvesinde
"Suskunlukta dile gelen, gerçeğin kendisiydi."
Cüneyt Özdemir
Susmak...
Altı harfe sığabilen bir koca isyan... Bu isyana ortak onlarca öznesiz cümle, beyninizin bir yerinde kurulmayı beklerken siz susuyorsanız, anlatacağınız şeyler büyük dalgalar yaratacak demektir. Özellikle de ne zaman bir şeyler
“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında
Kitap okumaya başlamama vesile olan Alacakaranlık serisinin bende yeri ayrıdır. Belki şu an çıkan daha güzel kitaplar Alacakaranlık'ı arkada bırakabilir ama benim gibi kitap okumaya başlayanlar için her daim 10 puanlık bir kitaptır.