Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Yazar, konuları ya çok övüyor ya da çok batırıyor. Kitapta dini konuların iyi yönlerinin bulunduğu ama maalesef bazı durumları aşırı abarttığı ve tekrara girdiğini hissettim.
Kitaba gelince Bilal ve Feyza'nın aşkı ile başlayan bir hikayeden birden Bilal romandan çıkıyor ve Feyza ile kızının hayat hikayesine dönüşüyor. Kitabın sonunda Bilal ortaya çıkıyor ama tabii ki biri hayatını kaybederek son buluyor.
Huzur sokağında oturan Bilal mahallelerine yapılan yeni bina ile ve oraya taşınan Feyza'nın birbirlerine aşık olması ve başlarından geçen kavuşulamayan sevdayı dile getiriyor. Bilal İslam'ı tam anlamıyla yaşarken, Feyza tam tersi dinden uzak yaşamakta olduğu için imkansız bir aşk hikayesine dönüşür ve her Türk filmi klasiği niteliğinde ikisi de başkalarıyla evlenerek çocuk sahibi oluyor ve işte tam olarak kitabın ana konusu burada şekilleniyor. Çok fazla detaya girmeden söylemeliyim ki okunmaya değer bir kitap.
Bazen aşırı İslam neticesinde hayat durumlarını fazlasıyla abartarak ve acı çekerek anlatmış ki Müslümanlığın çok çok zorluklar yaşadığını, zorbalığa uğradığını, girdiği her ortamda acı çektiğini göstermesi (sanki eziyet çekiliyormuşcasına) gerçekten fazlaca abartılmıştı.
Onun dışında dili açık sürükleyici ve akıcı bir kitaptı.
2021 SENESİNİN EN FAVORİ FANTASTİK KİTABINI BİTİRDİMM
Kitabımızın ana karakter olan Maia Tamarin hayali olan sarayda terziliğe adım atmak için yapmam dediğini şeyleri yapıp, zorlu bir maceraya adım atar.
Kendinden ödün vermesi gereken bu yolda kaos, entrika ve yalan hepsi ile mücadele etmesi gerekir. Ailesine duyduğu özlem ise tarifi imkansız acısı…
Bir diğer karakterimiz olan Başbüyücümüz Edan ise sarayda sıkılmalarına yeni bir heyecan katmak için Maia ile ilgilenmeye başlar. Gizemli havası, alaycı konuşması ile Maia’yı deli etmek isterken sonlarına mı yaklaşıyorlar yoksa her şey daha yeni mi başlıyor bilinmez.
Arkadaşlar Edan’a aşık oldum!! O nasıl güzel kurgulanmış bir karakterdir öylee. Kitabı okurken zaten hep bir soluksuz kalıyorsunuz. Ne oldu ne olacak acaba şimdi mi çıkıyor olaylar derken her sayfayı merakla çeviriyorsunuz. Tabi bunda çevirinin de payı çok büyük.
Kitabın dili akıcı ve olay örgüsü o kadar güzel işlenmiş ki okurken bir bakmışsınız kitap bitmiş
Deli gibi ikinci kitabı bekliyorum ve asıl olayların daha yeni başlayacağına inanıyorum
Romanımız, (Karanlığın Yüreği) 3 Aralık 1857 yılında Ukrayna'da doğan, İngiliz yazar,Joseph Conrad’ın en tanınmış romanlarındandır.
Sürgün edilen anne ve babası ile birlikte Rusya'ya giden Conrad dört yıl arayla önce annesini ve ardından babasını kaybeder. Dayısının himayesinde yaşamaya devam eden Conrad’ın gençlik yılları bunalımla geçer. Bu
Uzak Kıyılar kitabının yorumu ile geldim.
Konusu kısaca;Elizabeth ile Jack genç yaşta evlenip ,iki çocuk sahibi olurlar.Uzun süren ilişkilerinin ardında dışarıdan mükemmel bir çift gibi görünseler de kendi aralarında bazı çıkmaza girerler.İlişkilerinde ara verdikleri dönemde kendilerini tekrar bulma hikayelerini okuyoruz.
Kristin Hannah gerçekten sevdiğim yazarlardandır.Ama bazı kitaplarını çok sevsem de bazıları çok ortalama kalıyor bende.Aslında kötü değildi başlarda.Çok akıcı bir dili vardı zaten.Ama bence ilişkide yorulan ve emek veren taraf hep Elizabeth oldu.Jack ona sunulan güzel hayatı yaşadı sadece.Jack çok bencil bir karakterdi.Sonunda gerçekleri gördü ama o ana kadar bence çok fazla hata yaptı.
Spoiler!
Kitapta ayrı kaldıkları zamanda Jack biriyle birlikte oluyor.Zaten evliliklerinin başlarında da bir aldatma olmuş,Elizabeth affedip yola devam etmişler.Bir kez yapan hep yapar mantığı var bende.Jack bu ayrılığa kadar aldatmamış ama sürekli onunla flört eden kadınlara karşı bir acabası oluyor içinde.Ama tutuyor kendini falan .Ben sevemedim Jack’i.Ve sonunda tekrar bir araya geliyorlar.En azından Jack bir şeylerden bahsetmiş olsaydı keşke dedim.Bir araya gelmeseler daha mutlu olurdum kesinlikle.
Her kula nasip değil.. Huzura davet edilmen
Dinle ilahi sesi.. Arın nef'sinin kirinden.
Eşit kulların hepsi..Kimse farklı değil kimseden.
Evrende bütün canlar..Mevlâya adanmıştır
Rızasına erenler..Rabbine inanmıştır.
Aç ellerini semaya..Mevlana şükürler et
Ruhuna ışık olsun..Yüce ilahi kudret.
Herkesin ana dili...Bir tek Allahu-ekber...
İman etmek dışında...Bir kul daha ne bekler...
Pervin Yalım
okuyoruma baska kitap koyup onu okumak yerine baska kitap bitirince kizlar.
simdi acik konusmak gerekirse duz mantik sports romanceti zaten bunlar artik tropelar uzerinden ilerliyorlar romcom sektorunde her kitap akraba gibi bi sey ben de zaman gecsin diye okuyorum sariyorlar.
karakterleri sempatikti cok sukur kimseden olumune nefret etmedim. normalde blind pass okuyacaktim baktim bagimsiz okunabilseler de ilk kitabi varmis onu okuyayim ilk dedim o yuzden buna capraz gecis yaptim. ikinci kitabi ryan uzerineymis O KADAR TATLİS Kİ o yuzden o konuda mutluyum.
dili de ortalama romcom dili yani romcom kitaplari cercevesinde bakarsak gayet guzeldi. romcomun dilinin de kotusunu yazabilene hicbi sey demiyorum ben zaten.
bir de bunu okurken fark ettim ki ben romcomda YA daha cok seviyormusum. su ana kadar okuduklarim arasinda yaptigim bir favorilerim listem var, hepsi YA. ayrica bu kitabi su an okudugum icin biraz uzgunum gume gitti galiba. belki daha cok begendigim bi sey olabilirdi ama ben gecen sene bunlardan cok okudugum icin biraz ara vermem lazim sanirim sikildim. yasanabilecek her seyi gordum gibi hissediyorum. bir de bu yilin ilk ingilizce romcomuydu okudugum, daha keyifle okumak istiyorsam ara vermem gerektigini fark etmek uzdu (vermeyecegim yuksek ihtimalle bu arada)
neyse ben guzeldi diye dusunuyorum yuzyilin kitabi degildi ama kotu de degildi gayet guzeldi.
