221 syf.
·
Not rated
21 öykü ve yazarın son sözünden oluşan kitapta köy gerçeklerini bir tokat gibi yüzümüze vuruyor yazar. Henüz dün diyebileceğimiz 1970 yılında, Ankara'ya en yakın yerlerde bile yol olmayışı, yoksulluğun, cehaletin çamur kadar çok ve derin oluşu Fakir Baykurt'un sağlam kaleminde okuyanı şaşırtıyor. Bazı öykülerde hükümete de taş atan yazarın Amerikan emperyalizmine karşı duruşunu sergilediği "Kırlarımızdaki Keklikler", devleti sömürerek cebini dolduran siyasilerin ve köylülerin anlatıldığı "Koyun Kredisi", devlete yakalık noktasında yarışanların anlatıldığı "Heykel", sağcı solcu meselesine ironik bir bakış getirilen "Kuloba'dan Bildiri", zenginin çarşafının fakirin ciğeri kadar değer görmediğini söyleyen "Çarşaflar Battı" sevdiğim öyküler. Ayrıca elimdeki baskıda (Remzi 1984) yazarın "Nasıl Yazıyorsunuz?" sorusuna cevabı da bulunuyor. Sabırla ve çok okuyarak başarıya ulaştığını belirtiyor Baykurt.
Anadolu Garajı
Anadolu GarajıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2019155 okunma
Gözlerini yumdu. Derin bir uykuya dalmak is- tiyordu. Uyuduğunu beğenmiyor, daha derin bir uyku istiyordu.
Sayfa 33
Reklam
Sorumluluğu yöneticilerin sorumluluğundan daha büyük olan sanatçının gözlem ve yeteneği de büyük olmalıdır. Birer ışıldağa benzeyen gözleriyle çevresini taradığı zaman her ayrıntıyı görebilmelidir. Sanki bir radar. Ama bilinci ve duyguları var. Görünenin ardındaki görünmeyeni de yakalayabilmelidir.
Böylece bir kitabımız daha zamanın içine karışır gider. Şişe içinde bir mektup sanki. Ya denizlerin dibine çöker bir yerde yiter, yada sahibini, sahiplerini bulur, okunur.
Ekinin boyunu sorarsan bir karış! Bey dersen büyük!
Karilarımızdan üçeteği kaldırıp fistan verdiler. Bürgüleri, örtüleri yasak ettiler. Kızların saçlarını kestiler. Erkeklere şalvarları çıkartıp pantol giydirdiler. Yakasız gömlek yerine, yakalı gömlek. Çarık yerine kundura. Yün çoraplar yerine iplik çorap giymeğe zorladılar ki üç gün dayanmıyor hiçbiri. Berbere de komut verip on güne bir saç tıraşı, günaşırı yüz tıraşı. Kuloba'yı adamakıllı bir «gösteriş köyü» yaptılar. Bütün yabancı krallar, paşalar, Amerikalı uzmanlar, devletimizin bilmum konukları , başşehre gelince bizim köye uğramadan gitmez oldular. Yediden yetmişe şaşıp kaldık. Muhtar, üye, bekçi, imam, hepimiz birer maskaraya benziyorduk.
Reklam
Fakir Baykurt'un kronolojik olarak kitapları
Yılanların Öcü (1954),☑️ Irazcanın Dirliği (1961),☑️ Onuncu Köy (1961),☑️ Amerikan Sargısı (1967) Tırpan (1970) Köygöçüren (1973) Keklik (1975) Kara Ahmet Destanı (1977)
Çalışmadıklarından değil, aptal olduklarından, tembel olduklarından değil, bakılmadıklarından, yetiştirilmediklerinden, sömürüldüklerinden böyle bunlar. Ağa, bey, tüccar, müdür; bütün egemen sınıf ve tabakaların elindeki her türlü alt ve üst yapı olanaklarıyla, burda, Hint’te, Yemen’de, bütün Afrika’da, bütün Latin Amerika’da uyutulduklarından, uyuşturulduklarından yoksul ve cahil hepsi...
Sayfa 8 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Ne iştir bu? Bir ucu almış başını gidiyor aya yıldıza, bir ucu gerilik ve yoksulluğun çukurlarında inim inim inlemekte!
Sayfa 7 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Siz işinize gelmeyen herkese komünist deyip karalıyorsunuz. Biz sizi de biliyoruz, ama anlatamıyoruz. Neden? Çünkü zayıfız. Çünkü para gücüyle bizi eziyorsunuz. Cip tutup köyümüze adam satın almağa geliyorsunuz. Devletin bankasındaki paraları bizim Zağar gibi itlere dağıtıp onları kendinizden yana ürdürüyorsunuz. Gene de yıkacağız sizi! Karınca kanatlanıyor, haberin olsun!..
Sayfa 75 - Remzi KitabeviKitabı okudu
455 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.