Antikçağ Anadolu halkının tanrıları, tanrıçaları, boğaları, bayramları, hayvanları, ağaçları, otları Eyuboğlu'nun sözcüklerinde dile geliyor. Eğer Anadolu mitolojisi hakkında birikiminiz yoksa şiirler anlamsız gelebilir. Ayrıca şiirlerinden önce Anadolu inançları hakkında geniş bir açıklamada bulunuyor. Üçlemenin bu ikinci kitabı bize Anadolu mitolojisini anlatmasada farklı bir yorum getiriyor.
Mitoloji sevenler için güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bizim yunan mitolojisi diye bildiğimiz ve kabul ettiğimiz ögeleri aslında Anadolu kökenli olduğunu yazar bize gerekli bilgileri vererek hatırlatıyor. Eski din ve inanışların birbiriyle nasıl karıştığını nasıl benzediğini ve bazılarının bugün bile farklı şekilde de olsa devam ettiğini bize gösteren bir kitap. Etimolojik olarak da bazı kelimelerin kökenlerine ışık tutan tümceleri mevcut.
Yazarın Anadolu Efsaneleri'nin devamı niteliğindeki bu kitabı da harika... Hem aydınlatan, hem eğiten, hem keyif veren bir kitap... Anadolu mitlerinin tüm uygarlık tarihi için taşıdığı öneme dikkat çekmiş... Anadolu' nun sahiplenmesi gereken Helen Kültürünün değerini bilmediğimizi vurgulamış... Batının ise Helen kültürünü yücelterek sahiplendiğini gözler önüne sermiş yazar... Arka kapakta yazarın şu sözleri insanın içine oturur resmen...
"Biz bu diyarın gerçek varisleriyiz, dedik. Ama, bu mirasımızı, şimdiye kadar dört bucağa pek mirasyedice saçtık. Osmanlı devleti sırasında, dünyanın yedi harikasının elle tutulur sanat kalıntıları, babalarının mallarıymış gibi, şimdi, Batının çeşitli müzelerindedir. 'Ne olacak? Gâvur putu! Yabancı şeyler!' dedik. O eski mimarlık ve heykeltraşlık anıtlarından çok daha önemli olarak, onlardan kalma bir de kültür zenginliği vardır."