Anadolu'nun Ruhu
Dağların ardında bir ışık yükselir, Anadolu'nun ruhu sessizce fısıldar. Toprağın kokusu, rüzgarın sesi, Her bir köşede tarih nefes alır. Gökyüzüne uzanan minareler, Kubbeler altında saklı dualar. Zeytin ağaçlarının gölgesinde, Bir çocuk gülümser, umut dolu bakar. Kırlarda buğdayın altın rengi, Güneşin batışıyla kızıla bürünür. Denizin mavisi, gözlerin derinliği, Her dalgada bir öykü, bir hayat sürünür. Ege'nin serin sularında yıkanırken, Akdeniz'in sıcak kumlarına uzanırken, Karadeniz'in yeşil dağlarında dolaşırken, Anadolu'nun ruhu ile buluşuruz yeniden.
Mustafa Kemal Paşa
Etkileyici kişiliğiyle günümüz olaylarına damgasını vuran gerçek yaratıcısının kimliğini çizmedikçe, Doğu'nun uyanış tarihine el atıp onu incelemek olanaksız bir şeydir. Pek sık ve öyle kolay kolay bir arada bulunmayan o askeri komutanlık vergisiyle, sivil örgütleme yeteneği bir arada toplanmıştır onda. Güçlü kişiliğiyle, Anadolu önderi değiştirmekte olduğu Do­ğu ruhu üzerinde derin etkiler bırakmaktadır. O olmasa, İslam dünyası yolunu bulabilmek için, bir elli yıl daha harcardı denebilir. Mustafa Kemal, bir çırpıda çözüm yolunu ortaya koydu. Basit, esnek, açık olup, yeni bir alınyazısına doğru götürdüğü bir ulusun iyi tanınmasına dayanır bu yol.
( Ankara, İstanbul, Londra; Bölüm II, s. 25, Paris 1922)Kitabı okudu
Reklam
XIII. asrın sonlarına doğru, biri Konya'da, öteki Eskişehir civarında iki büyük ruh kahramanı yükselir: Mevlana ile Yunus! Bunlardan birincisi yüksek tabaka, ötekisi halk tabakası üzerinde asırlarca devam eden manevi bir saltanat kurarlar. Onların tutuşturduğu mukaddes ışık. yüzlerce elde taşına taşına zamanımıza kadar gelir. Siz zanneder misiniz ki, son asırların bütün tahriplerine rağmen hâlâ bozulmayan Anadolu'nun, peygamberlere yakışan ahlakı, himmet edilmeden vücut bulmuş hüdâyinâbit bir mahsuldür? Ben bunun aslâ tabii olarak kendiliğinden var olabileceğine inanmıyorum. Bugün dahi ender olmayan mümessillerinde hayranı olduğumuz bu derin ahlak, asırlarca bu milletin ruhunu yoğuran velîlerin, dervişlerin, erenlerin eseridir.
Tarihimizden çıkan netice açıktır. Bu memleketin bünyesini teşkil eden, zaferlerini kazanan, şerefini müdafaa ve muhafaza eden, Anadolu'nun Oğuz (Türkmen) halkıdır.
Selçuklu İmaparatorluğu'nun dünya tarihinde oynadığı roller mühimdir. Selçuk Oğuzları, yıkılmaya başlayan İslam âlemini yeniden toplayarak canlandırdılar, idaresini kendi ellerinde tuttular, Batı'nın asırlarca süren saldırışları önünde çelik bir sur kesilerek İslam ve Türk medeniyetini korudular. Ve en mühimi Anadolu'yu bize ebedî vatan olarak hediye ettiler. Bu son işi başaran Kutulmuş oğlu Süleyman'dır (1077).
Millî enerjinin en küçük zerresi dahi bu toprakların işlenmesine harcanmalıdır. Bu topraklar kelimenin hakiki mânası ile milletimizin vücudunu teşkil eder. Ruh vücudun üzerine dayanır. Türkiye'yi esas olarak kabul etmeyen ütopik anlayış, vücudunu hakir gören Hint fakirleri gibi zayıf kalmaya, batıl itikatlar içinde boğulmaya mahkûmdur. Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük hatası ana vatanı ihmal ederek millî kuvvetleri yabancı ülkelerde heba etmesi olmuştur. Gözleri veya merkezi Türkiye dışında olan her ideoloji, Anadolu'yu tekrar harcamak ister. Bundan dolayı yeni milliyetçilik anlayışı, bu nevi ideolojileri, hayalleri, ne kadar parlak olursa olsun, kendisine aykırı buluyor.
Reklam
Hiçbir çocuğun, senin tüm "bitirme" gücünü yitirdiğine inanamaz. Ey Anadolu, Büyük Sürprizini artık göster. Gönlü, kafası ve ruhu kara insanlara mânevi tokatını indir. Artık, onlar, belki de, Anadolu'nun bir daha dirilmeyeceğini sanıyorlar. Onlar, zafere ulaştıklarına inanıyorlar. Ey Anadolu, henüz rövanşın başlamadığını onu başlatarak göster.
Anadolu'nun kadim geleneklerine göre her acının ilacı yemekti. Ne kadar üzüntülü bir olay yaşarsan yaşa, yemek tedavi ediciydi. Antakya'da anneannem öldüğü zaman komşular bir ay evde yemek pişmesine izin vermemişlerdi. Her bir komşu sırayla ziyafet sofraları kurmuştu. Yemek hep "ölmüşlerin ruhu için" yeniyordu. Sanki o ruhlar, besinlerden yararlanacakmış gibi.
Sayfa 378Kitabı okudu
Madde açık, ruh gizlidir.
YOLCU - Anadolu'nun görünmeyen bir tarafı mı var? FERHAD BEY - (Sesi birdenbire en üst perdeye fırlar.) Ruhu var! Ruh görünmez! YOLCU - Biz bu ruhu tanıyor muyuz? FERHAD BEY - Biz bu ruhu tanımıyoruz. Çünkü bu ruh dal budak salmış bir ağaç gibi gözönünde fışkırmış hakikatlerden değildir. En derin ve en gizli hakikatlerdendir. Hakikat kesifleştikçe küçülür ve küçüldükçe gizlenir. Bir tohum gibi. YOLCU - Bir tohum gibi mi? FERHAD BEY - Madde açık, ruh gizlidir. Bütün hakikatler ruhundur. YOLCU - Tohum, tohum!!! FERHAD BEY - Ruh tohumların tohumudur. YOLCU - (Dalgın) Tohumların tohumu.
Sayfa 86 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Hakaslarda (şamani öğretiye göre beden ölünce ruh nereye gidiyor)
Hocam, insan ölünce ruh nereye gidiyor? Biz Balkan, Ana­ dolu ve Kafkasya Türkleri arasında bazı tespitler yaptık. Ruh in­ sanın neresinden ve nasıl çıkıyor? Ruhun iyi ve kötü insanın be­ denini terk edişi aynı mı? "Ölüm nefesin kesilmesidir. Ruh da ağızdan çıkıyormuş. Kötü insanın ruhunun kıçından çıktığına inanılır. Ruh vücuttan kuş
Reklam
Biz gerçekler dünyasındayız,hakikat ise daha derinde olan şey.
Rene Guenon;
Rönesans sonrası felsefeler,kadim felsefelerin terminolojisini çalarak,tepetaklak kullanma sanatıdır.
ALLAH tarafından kendi ruhundan üflenen bir varlık olması ile insan,köken itibarıyla insan ilahi bir varlık.İnsan bu ilahi oluşu,madde alemine nüzul edişiyle beraber unuttu.
621 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.