Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitap yorumum
SESSİZ HASTA Sessiz Hasta kitabının yorumuyla sizlerleyim. Bir kadın eşini öldürmekle suçlanıyor. Psikolojik çözümlemeleri ve analitik yaklaşımları onlar bir kitaptı. Bazı yerler de gerim gerim gerildim kitabı okurken. Zor bir kitaptı, ama keyif aldığım bir okuma oldu. Sessiz Hasta kitabından bahsedecek olursam; Alicia ve Gabriel Berenson
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20234,270 okunma
Alıntı değil! Resimden anlayanlara .
Holbein, " Tüccar George Gisze' in Portresi Goya, "Güneş Şemsiyesi/Şemsiye Gainsbourg "Mavili Kadın Dünden beri bunları inceleiyorum.
Reklam
Rokoko tarzı seviyorum. Tek başıma galeri gezeceğim günler...
Gösterişli malikaneler, peyzaj mimarisiyle bahçelere ve parklara olan ilginin yoğunluğu, opera, balo, tiyatro, konser gibi gece hayatının eğlenceli yönü ve sıradan bir günlük yaşam sahnesinde bile görünümlerde yoğun ve abartılı ancak içerikte son derece hafiflik duygusu veren anlatımlar, dönemin beğenileri ve yaşam tarzını ortaya koymuştur.
Sayfa 157Kitabı okudu
Birey olabilmek ,hümanizm, sanat
Böylece insanın bireysel olarak ön plana çıkması ve toplumsal bilincin uyanması, hümanist düşünce sisteminin her alana yayılmasın da da etkili olmuştur. Sonuçta yeniçağ insanı da insanı da insanı ve insani değerleri her şeyden üstün tutan hümanist düşünce sistemini merkeze alan bir yapıyla sosyal yaşamda, bilim dünyasında ve sanatın tüm alanlarında, ortaçağın karanlık düşünce sisteminden uzaklaşarak bu dünya gerçeklerine yönelmiştir.
Resimde zaman.En son madde analizde.
Hareketli kompozisyonlarda, olayın bir öncesi ya da bir sonrası algılanabildiği gibi olay anının süreci de aktarılabilir. Durağan bir kompozisyonda ise zaman boyutunu ortadan kaldıran, dondurulmuş bir anının süreci de aktarılabilir.
Sanat. Yanlış anlaşılmasın birini aramıyorum!
Sanat,her zaman içinde bulunduğu çağın gereklerine göre şekillenir. Bu nedenle her dönemin belli bir karakteri olmuş ve b karakter genellikle o topluma ait sanat eserlerinin tümünde görülmüştür.
Reklam
Neoklasikizm
Neoklasik üslup sanatçıları için önemli olan, çizgisel bir anlatım, pürüzsüz boya sürüşü ve kapalı form kullanımı ile birlikte renkler ve ışık etkileri bu anlayışa hizmet eder konuma gelerek amaç değil araç olarak kullanılmıştır
Neoklasikizm
Yunan ve Roma sanatının güzellik anlayışının yeniden canlandırılması olarak kabul edilen neoklasik üslubun doğuşu, iki önemli etkene bağlanmıştır. Bunlardan ilki, Rönesans sanatçısının akıl yoluyla bulunan ve doğanın gözlemine dayanan güzellik anlayışının temelini oluşturan antikçağa ait sanat eserlerini örnek almalarıdır. İkinci önemli etken ise arkeolojinin bir bilim dalı olarak ele alınmasıyla Alman arkeolog Johann Joachim VVinckelmann’ın Antik Yunan ve Roma sanatını canlandırma çabaları olmuştur. Bu nedenle Winckelmann, barok ve rokoko üslubuyla sanatın özünü ve soyluluğunu yitirdiği düşüncesini ortaya atmıştır. Sanatın tekrar eski gücüne ve değerine ulaşması için Antik Yunanın düşünce sistemi ve güzellik anlayışına geri dönülmesi gerektiğini savunmuştur. Neoklasik estetik olarak şekillenen bu yeni dönem, Yunan sanatının ideal güzellik anlayışını belirleyen çizgisel yapı, kapalı form ve denge prensibi üzerin de yükselir. Bu görüşleri benimsemiş olan sanatçılar, rokoko üslubuyla abartılı ve yapay olmakla beraber, yüzeysel anlatıma yönelen güzellik anlayışının karşısında biçimde sadeliği, anlatımda ise mükemmeli yansıtmayı hedeflemiştir. Böylece konular genellikle mitolojiden alınmış, sıradan konular bile güç, iktidar, kahramanlık gibi üstün duygularla verilmiştir. Dönemin estetiği olarak beliren bu dünya gerçeklerinin ötesindeki ideal gerçeklik ve ideal güzellik anlayışı, sıradan konuların bile yüceltilmesini sağlar.
Rokoko
Gösterişli ve süslü izlenimler veren rokoko dönemi resimlerinde, çoğunlukla asimetrik dengenin tercih edilmiş olması dikkat çeker. Asimetrik denge ve diyagonal yönler içerikteki hareketliliği, gösterişli izlenimleri daha da güçlendirmektedir. Hafiflik duygusu veren zarif ve oldukça kıvrımlı açık form kullanımı, küçük fırça vuruşları, çoğunlukla hoşa giden duygular uyan dıran sahneler ve konuyu daha da eğlenceli kılan renk ve ışık etkileriyle resimlerin genel yapısını belirlemiştir.
Rokoko
Barok resim sanatına bir tepki olarak doğan rokoko üslubu, kilisenin koruyuculuğundan ve kuralcılığından ayrı olarak şekillenmiş, hem o dönem aristokrasinin hem de burjuvazinin beğenilerine cevap vermiştir. Böylece resim sanatında ilk defa dine hizmet etmeyen yeni bir dönem başlamış, sanat kişilerin zevk ve beğenileriyle şekillenen ve mekânları süsleyen bir yapıya bürünmüştür.
Reklam
BAROK
Kompozisyonlardaki hareketlilik duygusu, belli bir kaynaktan yayılan yapay ışık ve bu ışığın gölgeleriyle oluşan zıtlıkla verilmiştir. Işık-gölge zıtlıklarıyla titreşen biçimler ve resmin mekânı, ışığın şiirsel etkileri ile şaşırtıcı ve ilgi uyandıran görsel etkileriyle birleşerek bir bütün oluşturmuştur. Ayrıca bütün detaylar ışık-gölge zıtlıklarıyla sağlanan uyumla oluşan bu bütüne hizmet etmiştir.
BAROK
Rönesans sanatçısının resimlerinde dış dünyaya yönelik ideal gerçeği yansıtma çabaları yerini, 17. yüzyılda barok sanatçının resimlerinde iç dünyaya yönelik gerçeğin duygularla yansıtılması çabalarına bırakmıştır. Bu durum, ideal güzellik ve ideal anlatımların yerine doğal güzellik ve anlatımın ön plana çıkmasını sağlamıştır. Barok dönem resimlerinin yaşanan dünya gerçeklerine yakın, zaman kavramını önemseyen, değişken, sahnelerinde hem kavram olarak hem de öğeler arasında görülen ilişkilerdeki güçlü zıtlıklar dikkat çekicidir. Görsel etkilerdeki zenginlik ve çeşitlilik, resimlerin konusuna da güçlü olanla güçsüz olan, kutsal olanla sıradan olan gibi karşıt kavramların ele alındığı sıradan insanın günlük yaşamı, ölü doğa, iç mekân ve manzara olarak yansımıştır
Maniyerizm
Maniyerist üslup, biçim anlayışının ifadeci bir anlatıma doğru yönelmesiyle dışavurumculuğun öncüsü konumundadır. Maniyerist sanatçı, ideal görünümler yerine figürlerin deformasyonuyla sağlanan sanatsal ifadeyi ön planda tutarak özgün anlatıma doğru bir adım atmıştır. Kompozisyonlarda iç yaşantıyı yansıtan karmaşa ve devinim, olayın kesinliğini ve netliğini ortadan kaldırarak belirsizliklere yol açar. Resmin yüzeyinde oluşan hareketlilik duygusu, hem figür deformasyonlarından hem de serbest fırça vuruşlarının çizgiyi tamamen yüzeyden kaldırarak lekeci bir anlayışa yönelmesinden kaynaklanır. Maniyerist resim; deformasyonlar, resimsel mekânın belirsizlikleri, dikey-yatay hareketlerin dışında resme kazandırılmak istenen kavisli ya da yuvarlak hareketlerle şekillenir. Ayrıca gerçek dünyadan kopan sanatçı için yerçekimi, perspektif ve mekân kavramı da önemini yitirir.
Maniyerizm
Rönesans’ın sosyal yaşama kazandırdığı bilimsel ve teknik arayışların getirmiş olduğu akılcı düşünce sistemine ve bu dünya gerçeklerini savunan yenilikçi tavrına da bir tepki olmuştur. Rönesans’ın akılcı ve bilimsel düşünce sistemi yerine ortaçağın Hıristiyan inanca olan bağlılığına ve maneviyatına geri dönüş, sanatsal anlatımlara da içe dönük bir yapı kazandırmıştır. Düşünce sistemindeki gerçeklik ve akılcılığı geri plana iten bu değişimler, hayal gücünün ön plana çıktığı mistik bir dönem başlatır.
15. Yüzyıl Flaman Okulu
Ülkenin coğrafi yapısı ve iklim koşullarının şekillendirdiği gün ışığının etkileri, resmin ışığının da belirleyicisi olmuştur. Bu sanatçıların yaşadığı topraklarda güneş ışığının daha dar açıyla ve daha uzun mesafede yeryüzüne ulaşması, gün ışığının yumuşak etkileriyle uzak mesafelerin bile kolaylıkla algılandığı derinlikli kompozisyonları keşfetmelerinde etkili olmuştur.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.