Baba; anneme iyi bak olur mu?
Benden sana evlat vasiyetidir
Baba; anneme iyi bak!
Akşam büyük bir heyecanla televizyon izlerken sen
Şöyle gözünün ucuyla bir kez anneme bak
Yaşanmışlıklarını göreceksin o çocuksu bakışlarında
Yaşattıklarını yaşatamadıklarını
Sana adanmış koskocaman bir ömrü göreceksin bakışlarında
Akşamları geç geldiğinde boğazına
Artık babamı seviyordum. Gözlerimi yumup içimden öptüm onu. Anlamadı kimse, gören olmadı. Az ötemizde gece yağmurları gibi anam ağlıyordu. Kapının önüne çıktı, görmesem de biliyordum, alıp başını dağlara koştu...
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam
Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam
Kimsesi yok Berfo Ana'nın. Suyunu kendi taşır, çamaşırlarını kendisi yıkayıp asar, hayvanlarının yemini kendisi verir... Durmaksızın koşturur... Durmaksızın... Yalnızlığını arkadaş edinmiş kendisine. Kocası öleli oy yıl kadar olmuş. Oğlunu 80 darbesinde sorguya almışlar, bir daha da hiç görememiş! "Oğlum gelirde bulamaz diye evin eskiyen yerlerini bile tamir etmedim, boya yapmadım," demişti geçenlerde koyu bir sohbetin ortasında çayımızı yudumlarken. O cümleleri hayatımın sonuna kadar asla, ama asla unutmayacağım!... Ah Berfo Anam... Ah, şu dağlar kadar yalnız anam...