Zira, o ihtişamlı, o dilber prenses benim ilk cananım, ilk aşkımdı.
Onu ben, annemi ninemi sevdiğim gibi değil, büsbütün başka bir his, büsbütün başka bir hayranlıkla adeta bir puta taparcasına seviyordum.
Köyde yetişenler kitabı okudukça kendinden bir parça bulmuştur. Çocukluğumda garık yaparken tarlayı Bilal emminin öküzlerine sürdürürdük, tıpkı sahibi gibi çelimsiz kemiği çıkmış öküzlere... Her tarlaya gittiğimizde muhakkak üç taş çatar gara çencirenin altını yakar bi bulgur pilavı pişmeye koyardık. Biz işleri yapana kadar kendi halinde pişirdi o.
Yanına da lahana teveğine doğranmış domates salatalık ve köyden tarlaya gelene kadar ekşiyen yoğurttan eyi bi ayran... Kısacık kitap bana çocukluğumu ve anamın nasırlı ellerini hatta yıllar önce ölüp giden Bilal emmiyi bile hatırlattı...
Anamın fikrincə, ona qarşı bəzi hərəkətləri qətiyyən olmaz. Hətta onun xüsusi bir siyahısı da var. Anaya "of" demək həmin siyahıda neçənci sıradadır, bilmirəm. Ancaq düşünürəm ki, "Anaya qarşı edilməməli hərəkətlər" kitabına baxıb deyirdi. Gərək, birtəhər həmin kitabı əldə edim.
1-) Eliif, Lââm, Miiim, Saaad.
2-) Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye - nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir... Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın.
3-) Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun... Rabbinizin dûnunda velîlere
Dünya küfür gününüzü en içten dileklerimle kutlarım. İfadeyi güçlendiren, odaklanmaya yardımcı, yerinde ve gereğince edilen orijinal küfürleri sevdiğim gibi konvansiyonel küfürleri de seviyorum. Günün anlam ve önemine binaen Can Yücel'in Kibar Hırsızın Türküsü (rengahenk kitabı / sayfa 77) şiirini hürmetlerimle paylaşıyorum
"Anamın ipiyle indim gökdelen damınızdan
Kelebek gibi girdim kelebek camınızdan
Taksinize mülkünüze dairenize...
Heceleyerek üzerinde ayak ve el uçlarımın
Belledim seyyarenizi ve kelimelerinizi...
Gözlerinize baktım, mukaddes ciltlerinize, büfelerinize
Vesairenize...
Şiir fenerimle de baktım, son çığlık!
Aşk yokmuş sizde beş paralık!
Gidiyorum ben boşçakallar
Sıçmışım ortalık yerinize
Kıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık."