Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
‘’ Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve özellikle Japonya'da anarşik hareketler bastırılırken polisin Allah yarattı demeden vurması o memleketlerde polise hakareti gerektirmiyor. Unutulmamalıdır ki bu saydığımız ülkelerin hepsi de demokrasi ve kültürde Türkiye'den ileri memleketlerdir. İlerilik anarşiyi değil, disiplini getirir.’’
140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Aslı erdoğan dan okuduğum ilk kitap ve onun yazdığı ilk kitap kesinlikle yeni bir favori yazarım oldu diğer kitaplarını da yazma sırasına göre alıp okuyacağım kitap için ne diye bilirim bilmiyorum kısa ve etkileyici otekilestirdigimiz insanların aslında farklı olmadığını anlıyoruz kitap tan sonra bakış acimda değişiklikler oldu mutlaka okuyun ruhunuz da birazcikta olsa anarşik lik varsa bayılacaksınız ;)
Kabuk Adam
Kabuk AdamAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20184,352 okunma
Reklam
Hüseyin Rahmi Gürpınar
"Zâten Türkçe, Avrupa'nın diğer büyük dilleri gibi teşekkülünde tekâmül devresine girmiş bir lisan değildi. Onun için her neslin elinde hırpalana hırpalana oyuncak olmuştu. Bugün bizde yirmi sene evvelden yazılmış eserlerin içinde dil itibariyle yaşamak liyâkâtini hâiz hangisini gösterebiliriz? Fakat Avrupa dillerinde öyle mi? İki üç asır evvelkiler bugün romanlarda, sahnelerde yaşıyor. İşte bunun için Türkçenin bugünki anarşik ham şeklinde yazılan eserlerinden hiçbiri yaşamayacaktır."
Sayfa 20
Hüseyin Rahmi Gürpınar
"İşte bunun için Türkçenin bugünki anarşik ham şeklinde yazılan eserlerinden hiçbiri yaşamayacaktır."
Sayfa 20
"Ama hey, Tanrım, kusura bakma, senin söylediklerinin hepsi herkesin paylaştığı ortak anlamlarla dolu ve biz bu anlamlara da anarşik olarak siktir et demek zorundayız."
16 Haziran 2017 Çok üzgünüm, ama tıbbın etikle hiç alakası yok; her hastalık kendi başına bir anarşik eylem, doğaya bir başkaldırış; bundan dolayı onu yenmek için elden gelen her şeyin, ama her şeyin yapılması gerekiyor. Ele geçen her fırsattan faydalanmak gerekir, çünkü yalnızca iyi niyet ve doğruluk bugüne kadar ne insanlığın ne de bir tek insanın iyileşmesine yardımcı olabilmiştir. Çakan şimşeğin parıltısından gözlerim neredeyse körleşmiş olmasına rağmen, ne yıldırım ne de fırtına beni birkaç dakika önce yaşlı adamın minnettarlıkla ellerimi öptüğü andaki kadar dehşete düşürebiliyordu. Şiddetli duygusal çalkantıların ardından insanın uykusu da derin ve deliksiz oluyordu. Şu ana kadar bana hep sabır dendi, biraz daha sabır! Peki ama nereye kadar, insanın ne zamana kadar sabretmesi gerektiğini de bilmesi gerek. Biri bana altı ay, hatta bir yıl daha sonra her şey düzelecek diyebilseydi, iyi diyecektim ve benden istenen her şeye katlanacaktım... Aslına bakılırsa söylemeye hakkım olandan fazlasını söylemiş olsam da acıma duygusundan kaynaklanan yalanım bu insanların mutlu olmasını sağlamıştı ve bu asla bir suç ya da haksızlık sayılamazdı. Öylesine bir coşku içindeydim ki, kendi kabıma sığamıyor, her eve girmek, her yabancıyla sohbet etmek, içimdeki tüm duygularımı onlara açmak, hissettiklerimi çevreyle paylaşmak, heyecanımı, coşkumu onlara da armağan etmek istiyordum. Stefan Zweig | Sabırsız Yürek
Reklam
"Her hastalık aslında anarşik bir hareket, doğaya karşı bir ayaklanma, baş kaldırmadır. Onun için de hastalığa karşı bütün ama bütün çarelerin kullanılması gerekir. Hayır, hastalara hiç ama hiç acımamak gerekir. Çünkü hasta yasa dışına çıkmış, düzeni bozmuştur. Düzeni yeniden kurmak için de her ayaklanmaya karşı olduğu gibi, gözünün yaşına bakmadan harekete geçmek, elinize geçen her şeyi kullanmak gerektir. Çünkü iyilikle, gerçekte hiç kimse tedavi edilememiştir. Eğer bir hile işe yarıyorsa, hile olmaktan çıkar ve çok iyi bir ilaç haline gelir."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.