Yazık bize! Bana da yazık! Bu yaşıma gelmişim Aziz Nesin'le yeni tanışıyorum. Şu kitabı 110 kişi okumuş koskoca sitede. Kendimden utandım..
Bunu mazeret diye söylemiyorum ama, bizim kuşak oldukça garip, arada sıkışmış, modern çağa adım atmaya çalışan, ama bir taraftan da "aman ha adım atmayın, ahlâk elden gider, din elden gider, vatan elden
Uygar toplumun insanları, çocuklarını, anne ve babalarını bile gerçek manada sevmiyorlar. Karı kocalar da birbirlerini sevmiyorlar. Ancak anamalcı çıkarların sıkı denetiminde ve uyumlu kişiler olmaları için gördükleri eğitimin tesirinde kalarak birbirlerine karşı görevlerini yapıyorlar.
İşte gerek karı kocanın birbirlerine davranışı, gerekse ana
YouTube kitap kanalımda Son Ada kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim:
ytbe.one/dR12B0gIkhg
Livaneli'ye hak ettiği değerden fazla değer verip onu putlaştırıyor musunuz?
Livaneli'nin kitaplarından bazılarını hiç sevmemenize rağmen sırf başka okurlardan tepki almamak için diyeceklerinizi içinize mi atıyorsunuz?
O zaman gel
İNCELEME NE HADDİME! DERDİM SADECE GÜZELLEME VE YORUMLAMA. DERDİMİ ANLATABİLME, DİLİM DÖNDÜĞÜNCE AKLIM ERDİĞİNCE
İnsan mezar başında kahkalar atar mı ulan? Daha demincek ağlarken? Atar! Marlin Monronun gözleri, işte o kadar.
Vakitlerden bi şubat ayazı. Dediler Yaşar öldü. Etme eyleme ne demek lan öldü! Saçmalamayın ajanslar, Yaşar ölür mü? İsmi
İnsan her zaman annesini sever mi?
Babasızlık nasıl bir duygudur? Ya da annesizlik?
Sevdiğiniz halde başkaları için sevmiyormuş gibi davranmak zorunda kaldınız mı hiç?
Geçmiş her zaman geçmişte kalır mı?
Fakirlik utanılacak bir şey midir?
Aşk var mıdır?
Adalet nedir?
Namuslu olmak ne demek?
Yaşadığı yeri değişince insan da değişir mi?
Her
"Toplumcu yazarlar hep aynı tarzda yazıyor" eleştirisini haksız çıkaran bir yazarla daha tanıştım. Siz de bu fikirdeyseniz farklı toplumcu yazarlardan en az birer kitap okumanızı öneririm. Bu yazarların ortak olan yönleri "dertleri" kalemleri farklı.
Bu kitapla beraber yedi öyküsünü okuduğum Dursun Akçam'ın yazarlığı da
Olduğu gibi yazan, yazdığı gibi yaşayan samimi yazarımız Fuat Sevimay ile yaptığımız söyleşide İhsan Oktay Anar üzerine de konuşmuştuk. Onun da Uzun İhsan Efendi hayranı olduğunu duyunca “Hodrimeydan, kim daha çok seviyor görelim!” diye espri yaptığımda içten kahkahalar atmıştık ve bunun üzerine Fuat Bey’in “Benim ‘Anarşık’ romanımda geçen ‘Anar’ da İhsan Oktay’dan gelir!” demişti ve sevgi düellosuna son noktayı koymuştu.
O günden sonra bir an önce okumak istiyordum bu kısacık romanı.
Derinlikli bir roman okuma sevdasıyla değil de kısa ve mizahi bir toplumsal hiciv olarak okumak yerinde olacaktır Anarşık’ı. Çünkü tam bir Yeşilçam karakteri olan Kürdan’ın ölümü üzerine dönen olaylar ve ardından dinlenen birbirinden komik tanıklar, bir kahve molasında okura yoldaşlık edecek cinsten. Güncel olaylara da her kitabında açık göndermeler yapmayı seven Sevimay bu kısa eserde de fırsatını bulduğu an topu doksana gönderiyor. Aynı olayın farklı karakterler aracılığıyla mizahi bir aktarımı olarak özetleyebiliriz Anarşık’ı.
Ayrıca İzmir’de geçen romanların ayrı bir güzelliği olmuyor mu sizce de?
Daha dazla İzmirli romanlar okumak dileğiyle. #iyikitapkurtlamalar
Anarşık yine çok severek okuduğum bir Fuat Sevimay kitabı oldu. James Joyce'un Denemeler, Makaleler, Eleştiriler kitabını okurken kendimi Anarşık 'ı okurken buldum yine. Ne zaman bir Joyce kitabı okusam yanında Fuat Sevimay okumak bir alışkanlık oldu bende :))
Aslında Anarşık'ın baş kahramanı Mahmut, nam-ı diğer Kürdan ile tanışıklığımız taa Bendeniz James Joyce'a dayanıyor. Hatta sadece Kürdan'la değil Selo ile de tanışmışız o zaman da haberimiz yokmuş. İşte Anarşık bizim Kürdan'ın hikayesiymiş meğer.
Hikayeye gelecek olursak; Kürdan'ın cenazesinin kaldırılmasıyla başlıyor kitap. Ancak İmam Efendi gömülenin Kürdan olmayabileceğinden şüphelenince olay birden başka bir boyuta geçip adli bir vaka haline geliyor ve o zamana kadar Kürdan'la ilişkisi olan kim varsa sorguya alınıyor. Tanıkların ifadeleri ile işler hepten karışıyor. Ölen gerçekten Kürdan mı? Değilse gömülen kim? İşte Fuat Sevimay okurlarını bu soruların peşine takıp, vahşi ve acımasız sistemin insanları nasıl zora soktuğunu anlatırken, mizahi bir dille muhteşem bir sistem eleştirisi yapıyor.
Anarşık Tiyatro Kara Kutu tarafından 2015 yılında tiyatro oyunu olarak sahneye de koyulmuş. Okurken çok keyif aldığım bu hikayeyi, seyretmeyi de çok isterdim ne yalan söyleyeyim. Bilin bakalım oyunda komiser rolünü de kim oynamış?
"Kürdan ölmüş mü, ölmemiş mi siz karar verin. İnsan bazen yaşarken ölüyor, kimi zaman da ölüyken yaşıyor."
Çok severek okuduğum bir kitap oldu Anarşık.Okuyan herkesin de keyif alacağından şüphem yok.
Bence okuyun...
Kendini ACZ olarak niteleyen yazarımızın daha önce şiir kitaplarını okumuştum; deneme alanında ise okuduğum ilk eseriydi. Fakat itiraf etmeliyim ki tadı bambaşka idi. Toplumsal, dini, edebî... birçok konuya yer veren yazarımız eserini dört bölüme ayırmış ve bu bölümlerin konularını ise kendi içinde bir bütün olarak değerlendirmiştir. Bende bu