“Yaşamın renkliliğini, hayalinde ‘olması gereken’ ve ‘olmaması gereken’ kutuplarında iki renge hapsetmiş birisinin, çevresindeki kişileri ‘olması gerekenler’ kutbunda toplaması ne kadar mümkündür?
Üstelik bunu her bir bireyin yaptığını düşünebiliyor musunuz?
Yani, her birey hayalinde neyin nasıl olması veya olmaması gerektiğini tanımlayan bir ‘özel anayasa’ ile dolaşıyor olsun. Ve her biri, kendi anayasalarının ‘en büyüğü, başka büyüğün olmadığına’ inanmış olsun.
Ne dersiniz, herhangi birimiz bu anayasa kavgalarından sağ salim çıkabilir miyiz?
İlişkilerimizde karşılıklı yaşadığımız öfkelere bakılacak olursa, pek çıkamıyoruz, değil mi?”
Prof. Dr. Kadir Özer