Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
“Çok gülme, sonra ağlarsın" derlerdi. Kuşaktan kuşağa intikal eden bir anayasa sanki. Binlerce yıldır insanlık gülmeyi, sevinmeyi bir türlü yakıştıramadı kendine…”
Anayasa sadece isimde kalan bir şey değildir, bir vakıadır. Onun bir ülküsü değil, gerçek bir varlığı vardır; ve gözle görünür şekilde ortaya konamadığı memleketlerde anayasa, hiç yok demektir.
Ne anayasa, ne babayasa artık... İstediklerine "Geel!" Gazeteciymiş, milletvekiliymiş, devlet adamıymış... CHP'yi de kapatırlar mı? Kapatır bu herifler.
Yazık bize! Bana da yazık! Bu yaşıma gelmişim Aziz Nesin'le yeni tanışıyorum. Şu kitabı 110 kişi okumuş koskoca sitede. Kendimden utandım..
Bunu mazeret diye söylemiyorum ama, bizim kuşak oldukça garip, arada sıkışmış, modern çağa adım atmaya çalışan, ama bir taraftan da "aman ha adım atmayın, ahlâk elden gider, din elden gider, vatan elden
Merhabalar.
Suçluyorum ,gerçek hayatta yaşanmış bir olayı ele alıyor. İftiraya uğramış yahudi bir subayın nasıl haksız yere cezalandırıldığı ve güçler ayrılığının önemi anlatılıyor. Olayda geçen subayın adı Dreyfus'tur ve Dreyfus olayı olarak geçer tarihe. Anayasa dersi almış her hukukçu Dreyfus olayını bilir. Suçluyorum , Dreyfusla aynı dönemde yaşamış Zola'nın herkesin göz yumduğu bu haksızlığa sessiz kalmayıp, gazetede yayınladığı "Suçluyorum! Cumhurbaşkanına Mektup" yazısıyla birlikte olayın önce ve sonrasını anlatan bir kitap. Bu kitap sonrasında Zola hem para hem de hapis cezası almış fakat bu karar sonrasında bozulmuştur. Tarih Zola'nın cesaretini ve adalet için verdiği mücadeleyi yazar. Okunması tavsiye edilir.
SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20194,864 okunma
60, 70, 80 darbeleri ve 1997 2007 muhtira'larında hep yönetim degisikligi yasandi.. Bahsi gecen koltugun gormedigi bir kalca kalmadı diyebilirim (kibar tabirle)
Bu yuzden gunumuzde ki saygideger buyuklerimiz, o donemlerden ötürü degisik bir psikolojiye girmislerdir..
Yani ne olursa olsun kaderime razıyım psikolojisi diyebilirim.
Z kuşağı