Hayat bir oyun
Tiyatro oyunlarıyla yaşayan birkaç arkadaşın hayata da bir tiyatro oyunu muamelesi yapmasını anlatan güzel bir tiyatroydu. Sonu da anlamlıydı. Coşkun'un hayatta yaptığı büyük hatalardan kaçmak için hayatı tiyatro oyunu gibi görmesi ve yazdığı oyunları ciddiye alması, kendi hayatından pişmanlık duyduğu için yazdığı oyunları kendi hayatıymış gibi benimsemesiyle açıklanabilirdi. Onun adına üzüldüm. Cemile'ye de gerçek hayattan kopup hayal aleminde yaşayan bir kocayla yaşadığı için çok üzüldüm. Coşkun, adı gibi çok tutkulu ve sanatını ciddiye alan bir karakterdi fakat bir o kadar kararsız ve ne yapacağını bilemeyen bir zavallıydı. Oğuz Atay'ın en tipik karakterlerinden biri... İstediği kişiyle evlenmemişti. Hayatında bir başarı elde edememişti. Borç içinde yüzüyordu. Delirmiş gibi konuşmaları bana Necip Fazıl Kısakürek'in Bir Adam Yaratmak tiyatrosunu anımsattı. Ancak Coşkun'un milletine katkı sunma şevkini çok beğendim. Nutuk çektiği yerler güzeldi. Saadet Nine'nin geçmişte kalmış zihni ve buna göre şekillenen davranışları da eğlenceliydi.
Oğuz Atay'ın ülkedeki yasaklara gönderme yaptığı yerler de güzeldi. İğneleyici tavrını görmezden gelmek mümkün değil zaten .
Tiyatro okumayı sevenlere bu kitabı kesinlikle öneririm.
Oyunlarla Yaşayanlar
Oğuz Atay
Ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi
Hele bir ders var ki adında meymenet yok.
Dersin adı:" Din kültürü ve ahlak bilgisi" önce şunu bilelim: Din,kültür değil; ahlakla da bilgi değil.
İkisi de yaşanır. Bir inancı içerir, öteki o inancın gerektirdiği davranışı. Dini kültür, ahlakı da bilgi olarak öğretirseniz o çocuktan inanç ve ahlaklı davranış bekleyemezsiniz.
Yazgının bize sunduğu bir parça kötülüğü, hep yaptığım gibi, artık geviş getirip durmak istemiyorum; geçmişi geçmişte bırakmak ve şimdinin tadını çıkarmak istiyorum.
* Anı yaşa klişesinin daha gerçekçi versiyonu ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi.
"Prometheus'un aslında bir hain olduğunu biliyor muydun?"
Tek kelimeyle hiçbir şey bilmiyordum ne yazık ki.
"Titanlarla olan savaşımızda tarafsızlığını koruyan tek kişiydi. Etraf durulduktan sonra Zeus onu aramıza aldı. Ama o zamanlar bizden yana gibi görünse de Titanların yok edilmesini asla hazmedememişti. Ve bize bir ceza glarak insanoğlunu yarattı."
Gülmüştüm, hem de kahkahalarla. Sanırım insanoğlunun varlığı ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi. Bir ceza, bir öç aracı olarak yaratılmıştık. Belki de bu yüzden kusurluyduk. Bu yüzden hiçbir zaman tam olamıyorduk. Ve belki de sırf bu yüzden asla dilediğimiz erdemlere kavuşamayacaktık. İntikam alma amacıyla yaratılmanın bıraktığı öfkeyi her zaman taşıyacak, asla kendi içimizde barışı sağlayamayacaktık.
Perseus YayınlarıKitabı okudu
Çavdar Tarlası kitabında bizi hayran bırakan alıntılar:
İlk cümlelerinden itibaren farklı üslubuyla bizi kitaba bağlar...
'Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
YEDİ ULAK
Babamın krallığını dolaşmaya çıkalı beri, her geçen gün kentten uzaklaşıyorum, bana ulaşan haberler de gittikçe azalıyor. Geziye otuzumu biraz aştıktan sonra başladım, sekiz yıldan fazla geçti, tamamı tamamına sekiz yıl, altı ay, on beş gündür kesintisiz yol alıyorum. Yola çıkarken, birkaç hafta içinde kolayca krallığın sınırlarına
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
