ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi....
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu Toprağı rüzgarı denizi göğü O her zaman bir insanla anlamlı Tükenmez bir hazine gibi kendine sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların Ve ucuz korkuların kör kuyularına Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz...
Aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi…
En çok âşık olduğum sevgililerim, onlara beslediğim aşkla asla çakışmamışlardır. Ben onları görebilmek, sadece benim olmalarını sağlamak için her şeyden vazgeçtiğime, bir akşam kendilerini boş yere bekleyecek olsam, hıçkırarak ağladığıma göre, bu aşk, gerçekti. Ama onlar, bu aşkın sureti olmaktan çok, aşkı doğurup doruğuna ulaştırma özelliğine sahiptiler. Onlara baktığımda, onları dinlediğimde, kendilerinde bu aşka benzeyen, bu aşkı açıklayabilecek hiçbir şey bulamazdım. Buna rağmen, benim için tek mutluluk, onları görmek, tek üzüntü, onları beklemekti. Sanki kendileriyle hiçbir alakası olmayan bir etki gücü, doğa tarafından onlara ayrıca eklenmişti ve elektriğe benzeyen bu gücün üzerimdeki etkisi, aşkımı harekete geçirmek, yani bütün davranışlarımı yönetmek ve bütün ıstıraplarımın kaynağı olmaktı.
Sayfa 484 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi
Biz bu diyarın gerçek varisleriyiz, dedik. Ama, bu mirasımızı, şimdiye kadar dört bu­cağa pek mirasyedicesine saçtık. Osmanlı devleti sırasında, dünyanın yedi harikasının yedisi de Osmanlı toprakları içinde idi. O mirasın elle tutulur sanat kalıntıları, baba­larının mallarıymış gibi, şimdi. Batının çeşit­li müzelerindedir. «Ne olacak? Gâvur putu! Yabancı şeyler» dedik.
Sayfa 14 - Bilgi yayınevi —“sanat tarihinin, kültüre bakış açımızın kısa özeti”Kitabı okudu
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi :)
Hayır hayır, sadece sıradan bir güzellikten bahsedemeyiz, cennetin bu dünyada hayat bulduğu bir şeysin sen.
Aşkın bitişi ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi...
Sonra bir gün hiçbir sözün kalbinizi karşılamadığını görürsünüz. Sizin hikayeniz değildir harflerin çatısı altındaki o ayrılıklar, köpüren bakışlar, arzulu parmaklar. Sizi göklere çıkaran boşluk, yerin altına doğru çekmeye başlamıştır. Herkes baş dönmesini unutmuştur. Akşam gün ortasında gelir.
Sayfa 104 - Kırmızı Kedi Yayınevi 4. BaskıKitabı okudu
kapitalizm ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Kapitalizm "günahtan arındırmak yerine günah yükleyen bir kültün ilk ömeği"dir. Arınma imkanı olmadığı için de özgür ol­mama hali sürekli yenilenir: "Kendisinden kurtuluşun söz konu­su olmadığı bir suçluluk bilinci, böylelikle bu suçtan arınmak için değil onu evrensel hale getirmek için kült konumuna göz diker."
Sayfa 16
Reklam
GİDEN (Gece ve gece hissedilenler ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.)
Bir gecedir bütün geceler gibi. Saçlarında, tanıdığın ellerin en ağırı, Gözlerinde maceraların en derini.. Sana anlatırlar geçenle kalandan. Bir gecedir bütün geceler gibi, Karanlıklardan, aydınlıklardan. Ne varsa kendincedir. Pencere camlarında ışıklar parlar, Halıda yatar eşyanın gölgesi. İç içedir artık sokaklar, evler, odalar. Duvarlar
Sayfa 24 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yağmur ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi...
Doğaya ait her şeyin temizlenişi içimi zevkle dolduruyordu; sanki şimşekler beni de o düştüğüm halsizlikten kur­tarıyordu; neşemden haykırmak istiyordum. Toprak gibi, kırlar gibi ben de sonunda bu serinliği, bu taze­liği soluyabilmenin verdiği sarhoşluk içinde her şeyi unutmuştum; yağmurun ıslak kamçıları altında ıslık çalarak sarsılan ağaçlar gibi tartaklanmanın zevkini duyuyordum.
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi
Üstesinden gelemediği çelişkilerle başbaşa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü ona kimse yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir, tehlikeyi görürsünüz, ama bir şey yapamazsınız.
Sayfa 233 - epubKitabı okudu
Yağmur, ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Camda bir şey çarpmış gibi ani bir ses, ardından, sanki yukarıdaki bir pencereden aşağı kum atılıyormuş gibi gevşek, hafif bir dökülme sesi duyulur, sonra dökülme sesi yayılır, düzenli bir ritim kazanır, akışkan, titreşimli, melodik, gür ve evrensel bir hal alırdı: Yağmurdu bu.
Sayfa 105 - YKYKitabı okudu
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.